Erdoğan'ın ziyareti Batı'nın yakın takibinde

Alman Sosyal Demokrat Partisi’ne yakınlığı ile tanınan Friedrich-Ebert Vakfı’nın İstanbul’daki temsilciliğinin yöneticisi Michael Meier, Alman radyosu Deutschlandfunk'a verdiği bir mülakatta, Türkiye’nin Ortadoğu politikalarına ilişkin görüşlerini açıkladı.

Kuzey Afrika ülkelerindeki halk hareketleri sonrasında Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Arap ülkeleri üzerinde nüfuzunu artırmaya çalıştığına dikkat çeken Meier, Türkiye’nin yeni dış politikasında Filistin’deki radikal dinci Hamas ile ilişkilere yer verilmesini ise düşündürücü buluyor.

"Hamas'la ittifak sorunlu"

Alman Friedrich-Ebert Vakfı’nın İstanbul’daki temsilciliğinin yöneticisi Michael Meier, Türkiye'nin son dönemde İsrail ile arasına mesafe koymasının ve Filistinli radikal dinci Hamas ile iyi ilişkilere geçmesinin nasıl yorumlanabileceğine ilişkin şunları söylüyor:

“Ankara, kısa bir süre önce başlayan Arap Baharı’ndan kendisine pay çıkartmayı ümit ediyor. Türkiye büyük bir ekonomik güç; Ankara’nın bölgede tarihten gelen bağlantıları var ve bölgesel güç olmak üzere kendini yeterince güçlü hissediyor.”

Türkiye ile Hamas arasındaki yeni ittifakın sorunlu olduğuna dikkat çeken bazı siyasi gözlemciler, belki bu noktada batının, bir NATO müttefiki olan Türkiye'nin bu bölgedeki icraatlarını yakın markaja alması gerektiğini hatırlatıyorlar. Friedrich-Ebert Vakfı’ndan Michael Meier bu konuda ise şu görüşleri savunuyor:

“Batı'nın Türkiye’yi yakından izlemesi gerekir, bu doğru. Ancak Türkiye’nin Hamas ile ilişkileri de yeni bir şey değil; birkaç yıllık bir mazisi var. Bazı Türk siyasetçilerinin Hamas’ın önde gelenleri ile her zaman sıkı ilişkileri vardı, ancak şimdiye kadar bu ölçüde Türk dış politikasının bir parçasını oluşturmuyordu. Son yıllarda dengelerin Hamas yönünde değişmesine elbette eleştirel bir gözle yaklaşmak lazım, ama tabii Hamas ile şu ya da bu biçimde temasa girilmesi bazen bir zaruret de olabilir.”

Türkiye'nin bölgedeki nüfuzu

Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan şu sıralarda Kuzey Afrika’daki Arap ülkelerine resmi ziyaretlerde bulunuyor. Acaba Erdoğan bu gezisi sırasında Türkiye’nin bölgedeki nüfuzunu artırma gayreti içinde olacak mı? Friedrich-Ebert Vakfı’nın İstanbul temsilciliğinin yöneticisi Michael Meier, Erdoğan’ın böyle bir girişimde bulunacağından kuşku duymadığını şu sözlerle dile getiriyor:

“Böyle yapacağına inancım tam. Erdoğan, 15 yıl aradan sonra Mısır’ı ziyaret eden ilk Türkiye Başbakanı. Hafta sonundaki gelişmeler, Kahire’de İsrail Büyükelçiliği’ne yapılan saldırı, belki biraz da bu ziyaretin hazırlıkları öncesine rast getirildi. Erdoğan’ın Kahire Üniversitesi’nde öğrencilere hitaben konuşması, Mısır Yüksek Askerî Konseyi ile buluşması, geçici hükümet ile temasları ve demokratik kuruluşlar ile görüşmeleri aslında iyiye işaret. Erdoğan çok açık bir biçimde ittifaklar inşa etmek istiyor. Mısır bölgenin eski gücü konumunda. Mısır ile birlikte davranması Türkiye’nin lehine olur.”

Batılı siyasi gözlemciler, Türkiye’nin Ortadoğu’daki yeni girişimlerinin bölgede güçler dengesinin yerinden oynamasına, bu durumda İsrail’in de daha ziyade savunma pozisyonuna düşeceğine dikkat çekiyorlar.  Ancak güçler dengesinin ilk elde Türkiye’nin girişimleri ile değil, Arap Baharı’nın katkılarıyla değiştiği de ileri sürülüyor.  Friedrich-Ebert Vakfı’nın İstanbul temsilciliğinin yöneticisi Michael Meier bu konuda da şunları söylüyor:

“Kuzey Afrika ülkelerinde başlayan sürece katkıda bulunmak için Batı'nın ve Almanya’nın kullanacakları diyalog kanalları olduğunu sanıyorum. Türkiye’yi bölgede tek başına bırakmamak, Türkiye’ye, sizlerin batıda, AB içinde, -ki Birliğe sizler de üye olmak istiyorsunuz- müttefikleriniz var diye sinyal vermek önemli.”

 © Deutsche Welle Türkçe

 Degenhardt Jörg/ Çelik Akpınar

 Editör: Murat Çelikkafa