Esad diplomasi sahnesine çıkabilir mi?
13 Mart 2019Suriye'de sekiz yılı tamamlamak üzere olan iç savaşın şiddeti giderek azalırken, Rusya'nın ve İran'ın desteğiyle sahadaki çatışmaları kazanan Devlet Başkanı Beşar Esad'ın şimdi gözünü uluslararası alanda siyasi kazanımlara çevirdiği belirtiliyor.
Esad'ın görevi bırakması gerektiğine dair artık uluslararası toplumdan gelen bir çağrı olmasa da, siyasi analistler Suriye liderinin uluslararası alanda diplomasi sahnesine yakın bir zamanda çıkabilmesinin mümkün olmadığını düşünüyor. Beyrut merkezli Carnegie Ortadoğu Merkezi isimli düşünce kuruluşunun kıdemli araştırmacılarından Yezid el Seyyah, 2000 yılından beri iktidarda olan Esad'ın savaşı kazanmış olabileceğini ancak barışı kazanması için büyük mücadele göstermesi gerektiğini vurguluyor.
Seyyah, "Ekonominin toparlanacağına dair öngörüler yok, hükümet mali açıdan iflas etmiş durumda, belirgin bir şekilde yeni gelir elde edemiyor ve siyasi sorunlarla karşı karşıya" tespitinde bulundu.
Arap ülkelerinden yakınlaşma sinyali
Son aylarda bazı Arap ülkelerinden Esad yönetimiyle ilişkileri düzeltme yönünde gelen işaretler dikkat çekti. Sudan Devlet Başkanı Ömer el Beşir geçen aralıkta iç savaşın başlamasından bu yana Şam'ı ziyaret eden ilk Arap ülkesi lideri olmuştu. Bundan birkaç hafta sonra Birleşik Arap Emirlikleri Şam büyükelçiliğini yeniden açan ilk Körfez ülkesi oldu. Suriye'nin üyeliğini 2011 yılında askıya alan Arap Birliği ise, Şam'ın birliğe yeniden katılmasını görüşüyor.
Arap ülkelerinden gelen bu yakınlaşma belirtilerine rağmen Suriye yönetiminin uluslararası arenaya dönmesinin kolay olmadığını belirten Seyyah'a göre Batılı ülkeler Esad rejimine yönelik mali yaptırımları sürdürecek. Seyyah, "Körfez ülkelerinin ve belki bazı Doğu Avrupa ülkelerinin büyükelçiliklerini yeniden açmasıyla kısmen bir entegrasyon sağlanabilir. Ancak ABD, İngiltere ve Fransa ile Almanya gibi AB'nin başlıca ülkeleri buna uzun yıllar direnecektir ve (Suriye'nin) geniş bir diplomatik açılım yapmasını engelleyecektir" dedi.
İran ve Türkiye endişesi mecbur kıldı
Dubai merkezli Yakın Doğu ve Körfez Askeri Analizler (INEGMA) isimli araştırma kuruluşunun kurucusu olan Riad Kahveci, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır gibi başlıca Arap ülkelerinin rakipleri olan İran ve Türkiye'nin Suriye üzerinde kontrolü ele geçirmelerini istemeyeceğini belirtiyor. Kahveci, Şam'da elçiliklerini yeniden açan Arap ülkelerinin Rusya'nın etkisiyle böyle bir "jestte" bulunduğunu düşünüyor.
Arap ülkeleri, ABD'nin Suriye'den olası çekilmesinin ardından burada doğabilecek boşluğu Türkiye'nin ve İran'ın doldurmasından endişe ediyor. Bu endişelerin Arap ülkelerini Rusya ile böyle bir koordinasyona mecbur kıldığını belirten Kahveci, "Dolayısıyla ortada Arap ülkelerinin Suriye rejimini kucaklaması gibi bir durum yok. Bunlar Washington ve Moskova ile ilişkilerde bir denge sağlamak amacıyla atılmış adımlardır" dedi. Kahveci, Arap ülkelerinin yakın gelecekte Şam'a yönelik attıkları her adımın İran'ın etkinliğini azaltmak maksadıyla olacağını da sözlerine ekledi.
Ülkenin yüzde 40'ı Esad'ın kontrolünde değil
Esad rejimi Rus ve İran güçlerinin desteğiyle son bir yılda ülke genelinde silahlı muhaliflerin kontolünde olan bölgeleri neredeyse tamamen geri almayı başardı. Ancak ülkenin kuzeydoğusu IŞİD'e karşı savaşan ABD destekli Kürt milislerin kontolünde. Ateşkesin yürürlükte olduğu İdlib'de ise kontrol El Kaide bağlantılı Heyet Tahrir Şam örgütünde. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, genele bakıldığında ülkenin halen yüzde 40 civarının Şam yönetiminin kontrolünde olmadığını belirtiyor.
Suriye'de 15 Mart 2011'de başlayan yönetim karşıtı halk ayaklanmaları daha sonra silahlı gruplarla hükümet arasında iç savaşa dönüşmüştü. Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre çatışmalarda 500 binden fazla insan hayatını kaybetti, 5,6 milyon insan ülkeyi terk etti, 6,6 milyon da ülke içerisinde yer değiştirdi.
dpa/GY,EC
© Deutsche Welle Türkçe