1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

FAZ: Enflasyonla mücadele vahim işaretler veriyor

10 Ekim 2018

Türkiye’de alınan enflasyonla mücadele kararları, Uluslararası Para Fonu’nun büyüme tahminleri ve İtalya’nın ekonomik durumu Alman gazetelerinin yorum konuları arasında yer alıyor.

https://p.dw.com/p/36G4s
Türkei Wirtschaft Lira
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/AP/L. Pitarakis

10.10.2018 - Alman basınından özetler

Frankfurter Allgemeine Zeitung Türkiye’de açıklanan enflasyonla mücadele programının gerçek dışı olduğunu yazıyor:

“Enflasyonla mücadele yöntemine alışılmışın dışında mı yoksa çılgınlık mı demek daha doğru olur? Türk hükümetinin enflasyonu frenlemek için işletmelerle fiyat indirimi konusunda anlaştığı söyleniyor. Recep Tayyip Erdoğan ve çevresinin siyaset, yargı, medya, ordu, din ve merkez bankasından sonra şimdi de ekonomiyi ve fiyatları kontrol ettiği bir ülkede bu mutabakatın ne ölçüde ‘uzlaşma’ yoluyla alındığını tahmin etmek zor olmasa gerek. Gaz ve elektrik zamlarına sınırlama getirilmişti. Enflasyon sepetindeki mal ve hizmetlerin yüzde 10 oranında ucuzlayacağının söylendiğine ise ilk kez tanık oluyoruz. Bu adım vahim işaretler veriyor. Kuşkuları Liranın değer kaybetmesinde ve ithal enflasyonda etkili olan uluslararası yatırımcılar, devletin geride durmasını ve piyasa kurallarının geçerli kılınıp, hukuk güvenliğinin artırılmasını bekliyorlar. Ancak hükümetten sermayeye güven kazandıracak hamlelerin geleceği sanılmıyor. Lirayı ve fiyatları istikrara kavuşturmanın tek yolu merkez bankasının politika faizini yeniden artırması olabilir. Ne var ki bu adım da Erdoğan’ın ‘alışılmışın dışındaki’ para politikasına hiç uymuyor.”

Neue Ruhr/Neue Rhein Zeitung Uluslararası Para Fonu’nun ekonomik büyüme tahminlerini revize etmesinde ticari anlaşmazlıkların yol açtığı güvensizliğin önemli payı olduğuna dikkat çekiyor:

“Dünya ekonomisinin ufkunu kara bulutlar sarmaya başladı. Uluslararası Para Fonu (IMF) aralarında Almanya’nın da bulunduğu sanayi ülkelerinin büyüme hızı tahminlerini düşürdü. IMF bu durumdan ABD Başkanı Trump’ın ticaret politikasını da sorumlu tutuyor. Yüksek gümrük tarifeleri gelişmiş ihracatçı ülkelere zehir etkisi yapar. Kuzey ve Güney Amerika gibi Avrupa’da da yeniden yükselmeye başlayan milliyetçilikten bütün dünya zararlı çıkar. Gelişmelerin etkisi ekonomiyle sınırlı kalmayacaktır. Ekonomi kötülerse popülistlerle yabancı düşmanları yükselişe geçer. Milliyetçilik ve ticari himayeciliğin dozu daha da artar.”

Neue Osnabrücker Zeitung IMF’nin dünya ekonomisiyle ilgili tahminlerine şöyle değiniyor:

“Ekonomide para kadar güven de önemlidir. Güven kaybolduğunda işler bozulur. Şirketler yatırımları azaltır, ticaret tıkanır. Dünya ekonomisinde bu fenomene tanık olmaktayız. ABD Başkanı Donald Trump’ın fitilini ateşlediği ticari anlaşmazlık ABD, Avrupa ve Çin arasında olduğu kadar, özel şirketlerle hükümetler arasındaki güveni de sarstı. Alışılagelmiş düzeni tartışmaya açılan dünya ekonomisi hız kesmeye başladı. Güvensizlik yaratan faktörlere Brexit ile Amerikan faizlerinin artmakta oluşunu da eklemek gerekir. Büyüme tahminlerinin cüzi oranda düşürülmüş olması daha büyük sorunların habercisi olabilir. Dünya ekonomisi 2008’deki gibi resesyona sürüklenebilir. Velhasıl ticari anlaşmazlığın çığırından çıkmaması herkesin menfaatine olur. Trump duymak istemeyecektir ama şimdiye kadar ticaret savaşlarından galip çıkan olmamıştır.”

Die Welt gazetesi dünyanın en borçlu ülkelerinden İtalya’ya borç sarmalından kurtulabilmek için ortak para bölgesinden ayrılmasını tavsiye ediyor:

“Popülistler seçmene ekonomik durumun kötülüğünden Avrupa Birliği’nin sorumlu olduğunu anlattılar. Seçmen de onlara inandı. Oysa Avrupa Merkez Bankası yıllardır aşırı gevşek para politikası ve sınırsız tahvil alımlarıyla elinden gelen desteği veriyor. İrlanda ve İspanya gibi ülkeler merkez bankasının kazandırdığı zamanı reformlarla değerlendirip yeniden büyüme rotasına girdi. İtalya ise yoğun ve yorucu tedaviye katlanmak istemiyor. Euro’yu kullanmasaydı, İtalya bugün daha iyi durumda olurdu. Popülistler seçim kampanyası sırasında ortak para bölgesinden çıkış opsiyonunu dillendirmişlerdi. Şimdi ise Roma yönetimi Avrupa Birliği’ndeki ortaklarının sürekli geri adım atacaklarının hesabını yapıyor. Euro’yu 'Liret'leştirmek bu taktikle de mümkündür.”

DW,afp,dpa/AG, BK

© Deutsche Welle Türkçe