1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Riskante Geldpolitik - Die US-Notenbank kauft weiter Staatsanleihen

4 Kasım 2010

Amerikan Merkez Bankası’nın piyasaya 600 milyar dolar daha süreceğini duyurması borsaları etkilemedi ama döviz borsalarını hareketlendirdi. Enflasyon ve spekülasyon doğurabileceği endişesi dolardan kaçışı hızlandırdı.

https://p.dw.com/p/PyXC
Fotoğraf: AP Graphics

Ana faiz haddini sıfırda bırakan Merkez Bankası (FED) resesyona karşı şimdiye kadar piyasaya 1 trilyon 750 milyar dolar sürmüştü. Son tahvil alımlarının umulan sonucu vereceği şüpheli.

Dünyanın en büyük ekonomisi hiç de iyi durumda değil. ABD’deki işsizlik yüzde onla rekor seviyeye çıktı. Büyüme hızı istihdam kaybını önleyecek oranlara ulaşamıyor. Enflasyon oranı binde sekiz. Merkez Bankası deflasyondan endişe ediyor. Ekonomik durgunluk döneminde fiyatların düşmesi şeklinde tarif edilen deflasyon sadece ABD’nin değil bütün dünya ekonomisinin korkulu rüyası. Alman bankalarından Commerzbank’ın ABD uzmanı Christoph Balz, Amerikan merkez Bankası’nın piyasaya para sürmesinin başlıca nedeninin deflasyonu önlemek olduğunu söylüyor.

Merkez Bankası'nın para musluklarını açarak enflasyon beklentisini arttırmayı ve enflasyon beklentisini deflasyon endişesini savuşturmada kullanmayı hedeflediğini belirten Balz, “FED aynı zamanda tahvil ve hazine bonosu alımlarıyla faizleri aşağıya çekmeyi de umuyor. Böylece hazinenin borç senetlerini cazip olmaktan çıkarmak ve yatırımcıyı, daha kârlı olacağı için, reel değerlere yatırım yapmaya teşvik etmek istiyor” diyor.

Reel ekonomide dengeler sarsılabilir

Amerikan Merkez Bankası para hacmini genişleterek enflasyonun deflasyona dönüşmesini önlemeye çalışıyor ama Kiel’deki Dünya Ekonomisi Araştırma Enstitüsü’nden Nils Jannsen para politikasında atılan son adımın reel ekonomi üzerinde önemli etkileri olacağını söylüyor. Jannsen'e göre, faizler zaten asgari düzeyde. Kredi talebi de düşük. Haneler borçtan kurtulma telaşında olduğundan kredi almaları mümkün değil. Likidite fazlası artan özel şirketlerin de krediye ihtiyacı yok.

Ticari bankalar, Merkez Bankası’nın para dolaşımına enjekte edeceği yüz milyarlarca doları ne yapacak? Tabii ki istifleyecek.

Ekonomist Jannsen, banka kasalarının zaten tıka basa para dolu olduğunu, para fazlasının interbank piyasasının ağır aksak toparlanmasına rağmen, kara gün akçesi olarak yeniden Merkez Bankası’na emanet edileceğini, söylüyor.

FED'in yeni rotası riskli

Para politikasının gevşetilmesinin bazı risk ve yan etkileri de var. Commerzbank uzmanı Christoph Balz Amerikan Merkez Bankası’nın ilk kez böyle bir adım attığını belirtiyor. Balz, para politikası ekonomiyi gecikmeli olarak etkilediği için Merkez Bankası'nın gaza aşırı basmış olabileceğini ve böyle bir durumda rotayı düzeltmenin zorlaşacağını, para bolluğunun yol açabileceği enflasyonu frenlemenin kolay olmayacağını, ifade ediyor.

Enflasyon riski orta vadede kendini gösterir. Emisyondaki artışın yan etkileri ise şimdiden ortaya çıkıyor. Hazine bonosu ve tahvil alınacağının öğrenilmesinden sonra dolar değer kaybetti. Para hacminin genişlemesi doları ucuzlatıyor. Merkez Bankası ihracatı teşvik edeceği düşüncesiyle bu yan etkiyi hesaba katmış olabilir. Ama karşılığında ithal malları pahalanacak ve bu da enflasyona yol açacak.

Genç sanayi ülkelerini bekleyen riskler

Christoph Balz doların değer kaybetmesinin genç sanayi ülkelerinde yıkıntıya yol açabileceği uyarısında bulunuyor: “Birçok ülke doların cazibesini kaybetmesi yüzünden uğradıkları para baskınından rahatsız. Merkez Bankası doları daha da ucuzlatırsa, bu ülkelere akan para artacaktır. Bu da, konjonktürün aşırı ısınmasına ve durgunluğa yol açabilir.”

Ucuz doların hışmına uğrayacak ülkelerin başındaysa ABD geliyor. Para hacminin şişirilmesi arzulanan etkiyi göstermediği takdirde, Amerikan ekonomisi önümüzdeki yıl yeniden resesyona sürüklenebilir. Christoph Balz böyle bir durumda Merkez Bankası’nın devlet bütçesini doğrudan finanse etmeye başlayabileceğini, bu durumda devletin daha fazla para harcayacağını ve Merkez Bankası’na olan güvenin de tamamen ortadan kalkabileceğini, sözlerine ekliyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Danhong Zhang / Çeviren: Ahmet Günaltay

Editör: Ayhan Şimşek