Finans piyasası gemlenemiyor
14 Şubat 2012Dünya'nın en büyük bankalarından Deutsche Bank'ın yönetim kurulu başkanı, koltuğunu devretmeden önce düzenlediği son bilanço toplantısında pek memnun görünmüyordu. Josef Ackermann bankacılık branşının durumunu anlatırken, "yatırım bankacılığı, piyasa şartların düzelmesi durumunda bile önümüzdeki yıllarda eski başarılarını tekrarlayamayacak" diyordu. Ekonomik krizi de beraberinde getiren finans krizinin patlak vermesinden dört yıl sonra bankalar sermaye donanımı ve risk yönetiminin bedavaya gelmeyeceğini idrak etti.
Ne var ki, krizin doruk noktasında politikacıların oldukça iddialı sözlerle gündeme getirdikleri finans piyasası reformu hâlâ yerinde sayıyor. Almanya hükümeti de henüz yol alınamadığını teslim ediyor. Başbakan Angela Merkel, Berlin'deki 'Yeni Finans Mimarisi' konferansında yaptığı konuşmada, "Krizden önemli dersler aldığımız ve hamlelere hazırlandığımız doğrudur. Ancak 2008/2009 krizinin tekerrürünü önleyecek tedbirlerin bir hayli uzağındayız" dedi. Başbakan Merkel'in direktifiyle kurulan, eski Alman Merkez Bankası Başkanı Ottmar Issing başkanlığındaki uzmanlar heyeti, finans piyasasının daha iyi denetlenmesini sağlayacak reform önerileri hazırladı.
Öneriler hazır
Issing Komisyonu beşinci raporuyla çalışmalarını tamamladı. Başbakan Merkel de bu çalışmaların ışığında bir ara bilanço çıkardı. Merkel, finans piyasasının nasıl yeniden tanzim edilebileceğine dair teorik bilginin hazır olduğunu, tek eksiğin teorik altyapının pratiğe dökülmesinde yattığını söyledi. Almanya Başbakanı, önde gelen sanayileşmiş ve sanayileşmekteki ülkelerin oluşturduğu 20'ler Grubu'nun, milli egemenliği uluslararası kuruluşlara devretmede tereddüt ettiğini sözlerine ekledi.
Ama asıl sorun çekingenlikten değil, paravan bankaların önemli rol oynadığı finans piyasasının yapılanış biçiminden kaynaklanıyor. Banka benzeri bu kuruluşlar tıpkı bankalar gibi finans işlemleri yapan ancak bankalardan farklı olarak bankacılık denetleme kurumlarına tabi olmayan özel şirketler. Yarı banka görünümündeki bu şirketler arasında hedge fonlar, özel yatırımcılar ve bankaların riskli olduğu için bazı işlemleri ihraç ettiği banka lisansı olmayan özel amaçlı şirketler sayılabilir. Tahminlere göre, paravan bankacılık, büyük bölümü Londra üzerinden olmak üzere 60 trilyon dolar tutarında özel sermaye işletiyor.
Karanlığa ışık tutmak
Almanya Başbakanı Angela Merkel son olarak Davos'taki Dünya Ekonomik Forumu'nda özel amaçlı şirketlerin denetlenip düzenlenmesinin en az iki yıl alacağını söylemişti. Bu tahmini aşırı iyimser bulanlar da var. Uzmanlar heyetinin beşinci "Yeni Finans Piyasası Mimarisi" raporu oldukça iddiasız bir yaklaşımla, söz konusu branşın dolaylı denetim altına alınmasını öneriyor. Raporda, "şeffaflık yaratılabilmesi için özel amaçlı kuruluşların resmî bankalarla olan bütün ilişkilerinin denetime tabi tutulması gerekir" deniyor.
Komisyon başkanı Ottmar Issing, "Paravan bankacılık branşındaki risklerin ölçülebilmesi büyük bir hamle olur" diyor. Issinger, bunun dışındaki bütün önerilerin kulağa hoş çalınan ancak uygulatılması mümkün olmayan adımlarlın ötesine geçmeyeceğini sözlerine ekliyor. Bu ifadeler, uluslararası finans piyasalarında faaliyet gösteren her yerin, her yatırım aracının ve her şirketin sıkı denetim altına alınacağı şeklindeki niyet açıklamalarının ne kadar uzağında olunduğunu göstermeye yetiyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Sabine Kinkartz/Ahmet Günaltay
Editör: Başak Sezen