Gürültülü ofise son!

Durmaksızın çalan telefonlar, bitmek bilmeyen konuşmalar... Büro ortamı, işe yoğunlaşıp çalışmayı bazen imkânsız hale getirebiliyor. Konuşma sesleri, dikkati dağıtan etkenlerin başında geliyor. Almanya’nın Ostwestfalen-Lippe Müzik Yüksekokulu’ndaki uzmanlar, iki yıllık bir proje kapsamında bunun nedenlerini araştırdı.

Projeyle ilgili Deutschlandradio'nun sorularını yanıtlayan Prof. Malte Kob, konuşma tonundan ziyade başta bir faktörün etkili olduğunu belirtiyor. Prof. Kob, “Bir iş üzerinde çalışırken yan odadan işittiğiniz konuşma sesleri ya da sözkonusu mekânda bulunan radyo veya TV cihazından yükselen konuşma sesleri konsantrasyonu bozuyor. Bilincimiz bu tür durumlarda, konuşamadığımız bir dil bile olsa, bu konuşmaları anlayıp çözmeye çalışıyor” diyor.

Uzmanlara göre bunun temelinde, “çevremizde olup bitenlerden sürekli değerlendirilebilir veri elde etme güdüsü” yatıyor. Seslerin harman olup bir arka plan ses yığınına dönüşmesi halinde ise gürültüyü filtre etme güdüsü ortadan kalkıyor. Ostwestfalen-Lippe Müzik Yüksekokulu uzmanları, araştırmalarında sesin bu özelliğini değerlendirdiler.

Rüzgâr uğultusu ve kuş cıvıltısıyla ‘perdeleme'

Prof. Malte Kob, mekândaki farklı sesleri ve bu seslerin değişimlerini dikkate alacak bir düzenek üzerinde çalıştıklarını belirtiyor. Prof. Kob, “Aç-kapa yalınlığında bir sistem değil, akıllı bir düzenek hedefliyoruz. İşlevini en iyi şekilde yerine getirirken mümkün olduğunca dikkat çekmeyecek, bununla birlikte iş ve çalışma ortamına en zarif ve sorunsuz şekilde adapte edilebilecek bir sistem öngörüyoruz” diye konuşuyor.

Rüzgâr uğultusu ya da kuş cıvıltısı, uzmanların tercih ettiği perdeleme seslerinin başında geliyor. Diğer taraftan su şırıltısı ya da su ısıtıcılarının fokurdaması da perdeleme amacıyla kullanılıyor. Professor Kob, müzikten bu kapsamda neden yararlanamadıklarına şöyle açıklık getiriyor. Kob, “Müzik, kişiye bağlı olarak çok farklı algılanabiliyor. Kimi için arka plan gürültüsünü perdeleyen bir müzik parçası o türden haz etmeyen bir başkası için rahatsız edici olabiliyor” diyor.

© Deutsche Welle Türkçe

DW/DLF/NH/AG