Güney Kıbrıs ikinci tur için sandık başında
4 Şubat 2018Güney Kıbrıs, 28 Ocak'ta yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hiç bir adayın yüzde 50'nin üzerinde oy alamaması nedeniyle, ikinci tur için sandık başında. 550 bin kayıtlı seçmenin oy kullanabileceği seçimin ikinci turu beş yıldır cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan, liberal sağın muhafazakar adayı Nikos Anastasiadis ile anamuhalefetteki komünist AKEL partisinin desteklediği, solun bağımsız adayı Stavros Malas arasında yapılıyor.
Seçmenler yerel saatle 07:00'den itibaren sandıklarda oy vermeye başladı. İkinci tur oylamada en fazla oyu alan aday seçimin galibi olacak. İlk turda Nikos Anastasiadis yüzde 35, Malas ise yüzde 30 oy almıştı. Kazanan aday önümüzdeki beş yıl boyunca ülkeyi yönetecek.
Anastasiadis zafere yakın
İlk turun galibi Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis, ikinci turun da favorisi. Geçen yıl Temmuz ayındaki Kıbrıs müzakereleri sırasında bile bugünkü seçimin hesaplarını yapan Anastasiadis’in, rakibi Stavros Malas karşısında rahat bir zafer kazanacağı tahmin ediliyor.
Rum ortodoks kilisesi başpiskoposu II. Hrisostomos da Nikos Anastasiadis'i destekleyeceklerini açıkladı.
Anastasiadis ilk turda yarış dışı kalan sağ partilerden destek istedi ancak umduğunu bulamadı. Buna rağmen ilk turda sağdaki 3 adayın aldığı yüzde 33 oranındaki oyun önemli bir bölümünün Anastasiadis’e kayacağı ve Rum liderin oyların yüzde 50’sinden fazlasını alarak yeniden seçileceği tahmin ediliyor.
İlk turda sandığa gitmeyerek seçimi boykot eden yüzde 28 oranındaki seçmenin ikinci turda fikir değiştirmesi halinde yarışın sürprize açık hale gelebileceği uzak da olsa ihtimaller arasında gösteriliyor.
Yeni çözüm süreci uzak
Kuzey’deki genel seçimler sonrasına rastlayan Güney Kıbrıs seçimlerinin ardından Ada'da çözüm sürecinin yeniden başlayıp başlamayacağı merak ediliyor.
Zıt siyasi kanatlarda olan Anastasiadis ve Malas’ın Kıbrıslı Türklerle federal çözümü savunması aralarındaki tek ortak noktayı oluşturuyor. Ancak ikisinin de federal çözüm tarifi, yetki paylaşımı ve Türkiye’nin adadaki varlığı konularında Kıbrıslı Türklerle ortak zemine dayanmıyor.
Bu çerçevede hangi aday seçilirse seçilsin, Türk tarafının beklentilerini karşılayacak ve müzakereleri yeniden başlatacak dengenin kurulması, kısa vadede mümkün görünmüyor. Seçim döneminde iki adayın da savunduğu çözüm perspektifi bunu müzakere masasının kurulmasının pek kolay olmayacağını gösterdi.
Türk tarafı müzakereleri yeniden başlatmak için Rumlarda yetki paylaşımını temel alan, eşit federal ortaklığı içselleştirecek bir zihniyet değişikliği görmek istiyor. Seçilecek Rum liderden çözüm odaklı radikal adımlar atması ve yeni süreci bir takvime bağlayacak kararlılığı göstermesi de bekleniyor. Aksi takdirde Türk tarafı bir kez daha hayal kırıklığıyla sonuçlanacak bir sürece girmek istemiyor.
İki aday da Türkiye’nin Ada'daki varlığına karşı
Kuzey Kıbrıs'ta daha önce iki cumhurbaşkanıyla uzun müzakere süreçleri yürüten, en son Mustafa Akıncı’yla tarihte hiç olmadığı kadar çözüme yaklaşıldığı bir anda Crans Montana'daki uluslararası kampı sonlandırarak adaya dönen Anastasiadis, seçimi kazanması halinde müzakerelere kaldığı yerden devam edeceğini söylüyor.
Rakibi Malas tarafından Kıbrıs’ı yeniden birleştirecek tarihi bir fırsatı heba etmekle suçlanan Anastasiadis, Kıbrıs sorunundaki tüm başarısızlığı Türkiye'ye yüklüyor ve uzlaşmazlığın Ankara’dan kaynaklandığını ileri sürüyor.
Anastasiadis, Türk askerinin ve garantörlüğünün olmayacağı bir çözüm arzu ediyor. Crans Montana’daki başarısızlığın da sorumluluğunu Türkiye’ye yükleyen Anastasiadis, Güvenlik ve Garantiler başlığını Kıbrıs sorununun merkezine oturtmuş olmasını diplomatik bir zafer olarak lanse ediyor.
Türklerle müzakere geçmişi bulunmayan Stavros Malas, seçimi kazanması halinde Kıbrıs sorununu federal çatıda çözmek için çalışacağını belirtiyor. Anastasiadis’i tarihi bir çözüm fırsatını heba etmekle suçlayan Malas, tıpkı Anastasiadis gibi Türkiye’nin garantörlüğünün ve askerinin olmayacağı bir çözüm vaadediyor. Malas Kıbrıslıların kararlı adımlarla birleşme yolunda yürüyebileceğini savunuyor.
Selim Sayarı/Lefkoşa
© Deutsche Welle Türkçe