1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Hak savunucuları: Kavala serbest bırakılsın

28 Şubat 2020

İş insanı Osman Kavala'nın başka bir dosyadan yeniden tutuklanmasını "ihlal" olarak nitelendiren hak savunucularına göre, iki yıl içinde iddianamesi hazırlanmayan dosyadan Kavala'nın tekrar tutuklanması hukuken imkânsız.

https://p.dw.com/p/3YcD8
Fotoğraf: Getty Images/AFP/O. Kose

Gezi Parkı davasında beraat eden ve hakkında tahliye kararı verilmesine rağmen 15 Temmuz darbe girişimi soruşturması kapsamında yeniden tutuklanan iş insanı Osman Kavala’nın derhal serbest bırakılması için insan hakları savunucuları çağrı yaptı.

Aralarında Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Uluslararası Af Örgütü’nün de bulunduğu İnsan Hakları Savunucuları Dayanışma Ağı’nın ortak açıklaması İHD İstanbul Şubesi'nde okundu. Yeniden tutuklama kararını eleştiren hak savunucuları, olayın açıkça "kötü muamele" olduğunu ve hem ulusal hem de uluslararası hukuk açısından büyük ihlaller içerdiğini vurguladı.

"Tahliye edilmesi kanuni mecburiyet"

Açıklamada, Osman Kavala’nın 18 Ekim 2017'deki gözaltı gerekçesinin, sadece Gezi soruşturmasını değil, 15 Temmuz darbe girişimi dosyasındaki Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 309'ncu maddesini de kapsadığına dikkat çekildi. Bu madde "cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçunu içeriyor.

İnsan hakları örgütleri, Kavala’nın bu maddeden 11 Ekim 2019’da re’sen tahliye edildiğini ve bu dosyanın üzerinden iki yıl geçmesine rağmen hâlâ iddianame hazırlanmadığına dikkat çekerek Kavala hakkındaki yeniden tutuklama kararını bir "ihlal" olarak değerlendirdi. TCK'nın 309'uncu maddesi kapsamındaki soruşturma dosyasının, 25 Şubat 2020 tarihi itibariyle, iki yılı aştığına dikkat çekildi.

Hak savunucuları ortak açıklamada, "Mevcut yasalara göre tutukluluk halinin sanık hakkında bir iddianame hazırlanmadan iki yılı aşması mümkün değil. Bu yönüyle yeniden tutuklama kararı bir ihlaldir" ifadesini kullandı.

Osman Kavala'nın Emniyet ve Savcılık'ta tekrar sorgulanmadığı, direkt olarak tutuklama talebiyle Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edildiği belirtilerek, "Bu uygulama; tekrar tutuklama kararının, geçen 28 ayda ortaya çıkan yeni bir delil ya da bilgiye dayanamadığının açık kanıtıdır" denildi. Bu nedenle avukatların başvurusu bile gerekmeden Kavala'nın 25 Şubat 2020'de tahliye edilmesinin "kanuni mecburiyet" olduğu vurgulandı.

"Bu bir şiddet ve kötü muamele"

Basın açıklamasının ardından DW Türkçe'ye konuşan TİHV İstanbul Temcilsi Ümit Efe, Kavala hakkındaki yeniden tutuklama kararını değerlendirirken, "Burada hukuk kelimesini kullanmak bile lüks kaçıyor" yorumunda bulundu. Yeniden tutuklamanın, tüm hukuki süreçlere aykırı olduğunu vurgulayan Efe, şunları söyledi:

"Gerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları, gerek iç içtihatlar, gerek yasal düzenlemelere baktığımızda böyle bir uygulamayı insan aklının alması için, birinin hukukçu ya da insan hakları savunucu olmasına gerek olmadığını düşünüyoruz. Bunun bir şiddet olduğunun ve kötü muamele olduğunun altını kalın bir biçimde çizmek gerekiyor."

İş insanı Kavala da, daha önce mahkemedeki ifadesinde de hukuksuz bir şekilde tutuklu olduğunu ve beraat kararı sonrasında hakkında çıkarılan gözaltı kararıyla hak ihlali yaşadığını söylemiş, 15 Temmuz darbe girişimine destek olduğu iddiasının asılsız olduğunu belirtmişti.

Kavala'nın tutukluluk sürecine başta Avrupa Birliği, Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi olmak üzere çok sayıda uluslararası kurum ve kuruluş ile insan hakları örgütleri ve siyasetçilerden tepki gelmişti.

Deniz Barış Narlı / İstanbul

© Deutsche Welle Türkçe