HDP: "İddianamenin her satırına yanıt verdik"
20 Nisan 2022Erken seçim ve seçim ittifakları tartışmalarının yoğunlaştığı Ankara'da HDP'nin kapatılmasına yönelik yargı süreci de yakından takip ediliyor.
Yargıtay 2 Mart 2021'de HDP hakkında inceleme başlatmış ve bu çerçevede Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin 17 Mart 2021'de HDP'nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde (AYM) dava açmıştı.
AYM, usul eksikliği tespit ettiği gerekçesiyle bu iddianameyi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na iade etmişti. Savcılık iddianamedeki eksiklikleri giderek, ikinci iddianamesini AYM'ye göndermişti. 7 Haziran'da sunulan ikinci iddianame AYM tarafından kabul edilmişti.
İddianame kapsamında HDP'nin kapatılması isteminin yanı sıra 451 parti yöneticisi veya üyesi hakkında siyasi yasak isteniyor.
HDP Hukuk Komisyonu uzun bir süredir hazırlıklarını yaptığı savunmasını Salı günü AYM'ye teslim etti.
Bundan sonraki süreçte kapatmaya gerekçe yapılan ''bölücü eylemlerin odağı olma'' ve ''terör propagandası'' iddiaları için yapılan savunma, AYM üyelerince incelenecek. Daha sonra da belirlenecek bir tarihte Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin sözlü açıklama, HDP yetkilileri de sözlü savunma yapacak.
Davaya ilişkin bilgi ve belgeleri toplayacak olan Anayasa Mahkemesi raportörünün esas hakkındaki raporunu hazırlaması ve üyelerce incelenmesinin ardından karar için toplantı günü belirlenecek.
Parti yetkililerinin ve yargı çevrelerinin öngörüsü sürecin yaz aylarındaki adli tatilin ardından sonbaharda devam etmesi ve kararın da yılın son aylarında çıkabileceği yönünde. Bu arada sözlü savunmanın adli tatil öncesi ya da sonrası için istenmesinin mümkün olduğu da belirtiliyor.
Savunmada neler var?
HDP kapatma davasını siyasi bir dava olarak görüyor ve savunmasını da bunun üzerine kurmuş durumda.
DW Türkçe'nin edindiği bilgiye göre; esasa ilişkin savunmanın birinci bölümünde HDP'ye yöneltilen iddialara yanıtlar bulunuyor. Yanıt verilen iddialarla ilgili "PKK/KCK ile HDP arasında yapısal benzerlikler olduğu iddiası, DTK/BDP/DBP/HDK/HDP geçişkenliği ve paydaşlığı iddiası, HDP'nin belediyecilik anlayışına dair iddialar, KCK sözleşmesi ile HDP tüzüğü arasında benzerlik olduğu iddiası" gibi başlıklar yer alıyor.
Savunmanın ikinci bölümünde ise iddianamede bölücü eylemlere odak olma iddiasının dayandırıldığı eylem ve davranışlar hakkındaki yanıtlar bulunuyor.
Siyaset yasağı istenen 451 siyasetçi hakkındaki iddialara dair değerlendirmelere de yer verilen savunmada siyaset yasağı istenmeyen 69 siyasetçi hakkındaki soruşturma, kovuşturma ve mahkumiyet kararlarının HDP üyesi olmadan ya da HDP kurulmadan öncesine ait olması nedeniyle kapatma gerekçesi olamayacağı da belirtildi.
Hukuk Komisyonu üyesi HDP Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki, DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada, "İddianamenin her satırına yanıt verdik" diyerek şöyle konuştu:
"Önce politik bir değerlendirme yaptık; Kürt sorununu ve çözüm sürecini anlattık. Usule ilişkin ciddi itirazlarımız vardı, onları dile getirdik. Davanın neden siyasi olduğunu anlattık. Bizi şiddetle özdeşleştiriyorlar ama aslında şiddetin birinci derecede mağduru biziz dedik."
HDP'ye göre dava siyasi
Tiryaki, bu davanın hukuksal değil siyasi bir dava olduğunu herkesin gördüğünü ifade ederek, böyle düşünmeleri için bazı dayanakları bulunduğunu belirtti.
Bu davanın açılması için bir siyasi kampanya yürütüldüğünü söyleyen Tiryaki, "Bu kampanyayı iktidarın küçük ortağı MHP, gayri resmi ortağı BBP ve Doğu Perinçek'in partisi yürüttü aslında. Ve dava bu kampanyalar üzerine açıldı" yorumu yaptı.
Başsavcılığın iki iddianamesinin verilme tarihlerinin de özel olarak seçildiğine işaret eden Tiryaki, ilk iddianamenin 18 Mart'taki MHP Kongresi'nden bir gün önce, ikincisinin ise HDP'nin yüzde 10 seçim barajını aştığı 7 Haziran seçiminin yıldönümünde sunulduğunu anımsattı.
Tiryaki, bu dava ile bir siyasi dönemin de yargılandığını söyleyerek, "Çözüm süreci döneminde yapılan görüşmeler ve yapılanlar da iddianamede önemli yer tutuyor" dedi ve bir bütün olarak tüm bu hususlara bakıldığında davanın siyasi bir dava olduğunu kaydetti.
İddianamenin hukuksal temelinin çok zayıf olduğunu da savunan Tiryaki, "843 sayfalık iddianamenin 720 sayfası yaklaşık yüzde 85'i parti yetkilileri ve siyasetçileri ile ilgili davalardan ve soruşturmalardan oluşuyor" diye konuştu.
"HDP denklem dışına itilmek isteniyor"
HDP'nin kapatma davası ile ilgili akıllara gelen bir başka soru da Türkiye'de yargı bağımsızlığına duyulan güvensizlik ve seçim öncesinde HDP'nin oy potansiyeli üstünden yapılan siyasi hesaplar.
Tiryaki, davanın sonucuna ilişkin kendilerinin de temkinli olduğunu ancak AYM ile hukuki ilişki temelinden de asla çıkmadıklarını kaydetti.
Siyasi amaçlı olduğunu söylediği bu dava ile HDP’nin denklem dışına itilmesinin amaçlandığını belirten Tiryaki, sözlerini şöyle tamamladı:
"HDP'nin denklem dışına itilmesi için bu siyasi mücadele. Gerçekten bıçak sırtı bir mücadele yürüyor ve iktidarın el değiştirme olasılığı çok yüksek. HDP'nin bu denklem dışına itilmesi amacıyla açılmış bir dava olduğunu herkes gibi biz de görüyoruz ama kesinlikle Anayasa Mahkemesi nezdindeki savunmalarımız da yürüttüğümüz çalışmalar da sadece hukuksal zemin üzerinde yürüyor."