270611 Free Gaza Journalisten
27 Haziran 2011"Mavi Marmara Reloaded!" Bazı Batılı basın organları ve internet forumlarında Gazze'ye doğru bugünlerde yola çıkması beklenen yeni yardım filosu için Hollywood filmlerinin adını anımsatan bu benzetme yapılıyor. Aslında ikinci "Free Gaza" yani Gazze'ye Özgürlürk Filosu'nun, birincisiyle aynı hedefi güttüğünü söylemek mümkün: İsrail'in Gazze'ye uyguladığı deniz ablukasını delmek ve zor durumdaki Filistinlilere insanî yardım ulaştırmak. Ancak bu kez önemli bir fark var: Adı âdeta ilk filoyla özdeşleşen ve İsrail ordsunun kanlı baskınına uğrayan "Mavi Marmara" gemisi, ikinci filoda yer almıyor.
Tarih 31 Mayıs 2010, sabahın ilk saatleri... İsrail deniz kuvvetlerinin, birinci Gazze'ye Özgürlük Filosu'nun en büyük gemisi olan Mavi Marmara'ya düzenlediği ve 9 Türk aktivistin öldüğü, onlarca kişinin de yaralandığı kanlı askerî operasyon, Türkiye-İsrail arasında ciddi bir gerilime neden olmuş, uluslararası kamuoyunda da İsrail'e yönelik büyük bir tepki oluşmuştu.
Yabancı gazetecilere tehdit gibi uyarı
İsrail hükümetinin tavır ve açıklamalarına bakılacak olursa Netanyahu yönetimi, ikinci filonun da Gazze'ye uygulanan deniz ablukasını delmesine izin vermemekte kararlı görünüyor. Başbakanlık Basın Dairesi Başkanı Oren Helman, İsrail'de akredite olan yabancı basın temsilcilerine bir elektronik posta mesajı göndererek, "İkinci Gazze Filosu'ndaki gemilere binmeyin" uyarısı yaptı. Helman'ın mesajındaki en dikkat çekici cümleyse şu şekilde: "Bu, gerek Batılı gerekse İslamcı radikal unsurlar tarafından organize edilen ve Hamas'a yardım etme amacını taşıyan provakatif bir eylemdir."
İsrail'deki Yabancı Basın Derneği ise İsrail'in bu açıklamasını "özgür basını sindirme harekâtı" olarak tanımladı ve İsrail hükümetinin, basın özgürlüğünü güvence altına alma görevini yerine getirip getirmeme konusunda "ciddi şüpheler" oluştuğunu bildirdi.
Netanyahu: Gerekirse güç kullanırız
İsrail'in etkin günlük siyasi gazetelerinden Haaretz'te yar alan bir haber de hükümetin Gazze ablukasını deldirtmemekte ne denli kararlı olduğunu gözler önüne seren ikinci bir kanıt. Habere göre Başbakan Benyamin Netanyahu, İsrail parlamentosu Knesset'in kapalı bir oturumunda "Yabancı aktivistlerin gemilerle Filistin kıyılarına ulaşma çabalarının diplomatik ve gerekirse askerî yöntemlerle kesinlikle engelleneceğini" söyledi. Gazete, Netanyahu'nun ağzından şu ifadelere de yer verdi: "Mecbur kalınması durumunda, İsrail Deniz Kuvvetleri'nin emirlerine direnenlere karşı -her kim olurlarsa olsun- güç kullanmaktan çekinmeyeceğiz."
Deniz Kuvvetleri hazır kıta
Ve üçüncü kanıt: İsrail Ordu Radyosu, Deniz Kuvvetleri'nin açık denizde olası bir çatışmaya karşı tüm önlemleri aldığını duyurdu. Operasyonun selameti açısından kimliği gizli tutulan ve adı sadece "A" harfiyle anons edilen İsrailli bir Tuğgeneral, radyodan şu açıklamayı yaptı: "Eğer etkin bir uluslararası çaba olmazsa, Gazze filosu büyük ihtimalle buraya ulaşacaktır. Daha önce de benzer bir olayla karşı karşıya gelmiştik ve elimizde yine yeterince istihbarat mevcut değildi. Bu tuzağa ikinci kez düşmek pek akıllıca olmaz. Lâkin karşı tarafın, askerlerimizin canına kastetmesi durumunda tüm planlarımız rafa kaldırılacaktır. Böyle bir durumda -can kayıpları meydana gelmesi pahasına- en sert şekilde karşılık verilecektir."
Komisyon "meşru müdafaa" demişti
Emekli yargıç Yaakov Turkel başkanlığındaki bir soruşturma komisyonu, bu yılın şubat ayında yayınladığı raporda, Mavi Marmara baskınında İsrail ordusunun tutumunun "meşru müdafaa" kapsamında olduğunu, zira İsrailli askerlerin, Gazze'ye Özgürlük Filosu'ndaki silahlı aktivistlerin açtığı ateşe karşılık verdiğini öne sürmüştü.
© Deutsche Welle Türkçe
Clemens Verenkotte (Tel Aviv) / Murat Çelikkafa
Editör: Ahmet Günaltay