1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İstihbarat şefi: Almanya tehdit altında

30 Mayıs 2017

Avrupa’nın farklı kentlerinde düzenlenen saldırılar üzerine Almanya’da radikal İslam ile mücadele yöntemleri tartışılıyor. Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanı, istihbarat birimlerinin yetkilerinin genişletilmesini istedi.

https://p.dw.com/p/2drzR
Symbolbild islamistischer Kämpfer
Fotoğraf: Fotolia/Oleg Zabielin

Avrupa’yı sarsan İslamcı terör saldırıları Almanya’nın gündeminden düşmüyor. Almanya’da iç istihbarattan sorumlu Federal Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanı Hans-Georg Maaßen Paris’te Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo’yu hedef alan terörden bu yana Avrupa'da 24 saldırı düzenlendiğini belirtti. Federal Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın Pazartesi günü Berlin’de düzenlenen ve radikal İslamcılıkla mücadeleyi ele alan kongresinde konuşan Maaßen Almanya’nın da tehdit altında olduğuna işaret etti. Almanya’da şiddet eğilimli bin 670 İslamcı’nın kayıtlara geçtiğini  belirten Maaßen, bunlardan 670’inin saldırı düzenleme ihtimali bulunduğuna dikkat çekti.

"IŞİD 2.0" veya "sanal halife" gibi kavramları kullanan Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanı Maaßen’a göre, IŞİD gibi terör örgütlerinin iletişimde dijital araçları kullanması olası teröristleri izlemeyi zorlaştırıyor. İslamcı terör grupları interneti başlıca propaganda platformu olarak kullanıyor, WhatsApp üzerinden gönderilen şifreli mesajlar, güvenlik ve istihbarat birimleri açısından terörle mücadelede büyük bir sorun teşkil ediyor.

Deutschland Verfassungsschutz-Symposium zu islamistischen Terror
İçişleri Bakanı de Maiziere ve Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanı MaaßenFotoğraf: picture-alliance/dpa/B. von Jutrczenka

"İstihbarat birimlerinin yetki alanı genişletilsin"

Maaßen, radikal İslamcılıkla mücadele için güvenlik ve istihbarat birimlerinin yetkilerinin genişletilmesini istiyor. Maaßen örneğin, bir saldırgan İstanbul’dan Berlin’e gelirken uçakta 28A numaralı koltukta oturduysa, 28B’de kimin oturduğunun bilinmesi gerektiğini vurguladı. Maaßen, bu çerçevede Avrupa çapında bilgi ve verilerin daha hızlı bir şekilde paylaşılmasını talep etti.

Yine aynı etkinlikte konuşan Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere ise radikal İslam’a karşı verilen mücadelede önleyici tedbirlerin önemine dikkati çekti. Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partili Bakan de Maiziere, radikal İslamcı eğilimler gösteren camilerin kapatılması, yaya bölgelerinde Kur’an-ı Kerim dağıtılmasının yasaklanmasının yanı sıra “dijital ortamda sosyal çalışmalar” yapılması gerektiğini savundu. Genç insanlara günümüz koşullarına uygun şekilde internet üzerinden ulaşabilması gerektiğine işaret eden de Maiziere, böylelikle internet üzerinden yayılan radikalleşme ile mücadele edilebileceğini ifade etti.

“Bir saldırının ardından yasaları sertleştirmek” istemediklerini belirten de Maiziere, ilgili yasaların önceden çıkartılmasının en iyisi olduğunu kaydetti.

Yasalara yönelik eleştiriler

Ancak Federal Anayasa Mahkemesi’nin eski başkanı Hans-Jürgen Papier, Alman hükümetinin terörle mücadele kapsamında çıkarttığı yasaları eleştirdi. Uygun olup olmadığını sorgulamadan Alman hükümetinin yasaları art arda çıkardığını savunan Papier, buna örnek olarak telekomünikasyon şirketleri tarafından kişilere ait bilgi ve verilerin kaydedilmesi ile internet üzerinden yapılan aramaları gösterdi. Ancak Papier, bazı yasaların da önleyici ceza olarak uygun olduğuna dikkat çekti.

Almanya’da bu kategoride saldırı düzenleme potansiyeli bulunan kişilere yönelik elektronik kelepçe uygulaması yer alıyor. Berlin’de geçen yılın Aralık ayında bir Noel panayırına tırla saldırı düzenleyen ve 12 kişinin ölümüne neden olan Anis Amri potansiyel teröristler listesinde yer almasına rağmen, saldırı engellenememişti. Federal Emniyet Teşkilatı Müdürü Holger Münch, böyle bir durumla bir daha karşılaşılmaması için saldırı düzenleme potansiyeli bulunan kişi tanımlamasının standart bir hale getirilmesi için çalışmalar yürüttüklerini söyledi.

© Deutsche Welle Türkçe

Marcel Fürstenau