“İdamın geri gelmesi AB ile bağları kopartır”
17 Temmuz 2016Türkiye’yi şoka uğratan 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında meydanlardan gelen “İdam isteriz” sloganları ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın idam talebine ilişkin “Her talebin değerlendirilmesi demokratik ülkelerde bir haktır. Bunlar parlamento çatısı altında değerlendirilir. Bunun için bir yerlerden izin almaya gerek yok” sözleri, Türkiye’nin AB süreci kapsamında kaldırdığı idam cezasının yeniden geri gelip gelemeyeceği sorusunu akıllara getirdi.
Peki Türkiye'de fiilen en son 1984'te uygulanan, 2004'te ise tamamen Anayasa'dan çıkarılan idam cezası yeniden yasalarda kendine yer bulabilir mi?
DW Türkçe'ye konuşan hukukçulara göre, idam cezasının yeniden yürürlüğe girmesi Türkiye’nin bağlı olduğu uluslararası sözleşmeler ve AB üyelik sürecinin sona ermesi anlamına gelecek. Öte yandan idam cezası geri gelse bile ‘cezanın geçmiş suçlara uygulanamayacağı’ evrensel ilkesi nedeni ile darbecilerin bu cezaya çarptırılması mümkün değil.
“Türkiye, AB hukukunun bir parçası”
İdam cezasının yaklaşık 12 yıl önce kaldırılmasının AB ve AİHM standartlarına uyum çerçevesinde gerçekleştirildiğini hatırlatan Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, “Türkiye’nin bir parçası olduğu Avrupa insan hakları hukuku gereği idam cezası konusu tamamen kapanmıştır” diyor. İdam cezasının yeniden getirilmesi için Anayasa değişikliğinin şart olduğunu vurgulayan Kaboğlu, ancak bu durumda Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin de geçersiz sayılacağını kaydediyor. Kaboğlu, “Ben siyasi iktidarın ve Meclis’in insan hakları hukuku açısından böylesine önemli bir geri adım atacağına ihtimal vermiyorum” diye konuşuyor.
Türkiye’de idamı destekleyen çevrelerin “ABD’de de idam var” şeklindeki gerekçeleri, Türkiye’deki anayasal düzen ve hukuk pratiği açısından geçerli değil. Zira, Türkiye, AB üyelik süreci içerisinde olan ve AB hukukunu sahiplendiğini gerek siyasi gerekse hukuki metinlerinde teminat altına almış bir ülke. Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, siyasi iradenin darbenin planlayıcısı olan askerleri idamla yargılamak için harekete geçmesi halinde, bunun AB ile yola devam edilmeyeceği anlamına geleceğini belirtiyor.
“Anayasa değişikliği olası değil”
İdamın geri getirilmesi için Meclis’te referandumlu 330, referandumsuz 367 oya ihtiyaç olduğuna da işaret eden Kalaycıoğlu, “Mevcut Meclis aritmetiğinde CHP ve HDP’nin idama karşı duracağını, AKP ile MHP’nin ise destek vereceğini düşünürsek matematiksel olarak Anayasa değişikliğinin mümkün olmadığını söyleyebiliriz. Ancak referanduma gidilirse ve halk idama evet derse, bu da çok daha ağır bir siyasi değişimin yolunu açar” değerlendirmesinde bulunuyor.
Öte yandan, idam cezası yeniden getirilse bile evrensel hukuk ilkeleri açısından darbeci askerlerin idam edilmesi mümkün görünmüyor. Kalaycıoğlu, Türkiye’nin kabul ettiği evrensel hukuk normlarında yer alan ‘cezanın geçmiş suçlara uygulanamayacağı’ ilkesi gereğince darbe girişimi sonrasında idamın yeniden yasalaşmasının cezanın meşruiyetini ortadan kaldıracağının altını çiziyor.
“Duygusal tepkilerle hareket edilmez”
İdamı kaldırmış tüm ülkelerde bu cezanın geri getirilmesi için zaman zaman taleplerin yükseltildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Adem Sözüer ise, idam tartışmasının geçici bir tartışma olduğu görüşünde. Bir ülkede vahşi bir cinayet ya da ağır bir terör saldırısı olduğunda toplumda bazı kesimlerin hemen idamın getirilmesini talep ettiğini söyleyen Sözüer, “Mesela Türkiye'de en son Özgecan cinayetinden sonra da idam tartışılmıştı” diyor. Siyasetçilerin de böyle anlarda kitlelerin tepkilerine olumlu yanıt veren sözler sarf ettiğini dile getiren Prof. Dr. Sözüer, “Halka kurşun sıkılan, Meclis’in bombalandığı bir anda verilen duygusal tepkiler ile idam geri getirilmez. Türkiye hukukunun idamı geri getirmesi mümkün değil. Şu anki talepler ve buna verilen olumlu yanıtlar geçicidir. Türkiye idam defterini kapatmıştır” diyor.
Türkiye'de idam ne zaman kaldırıldı?
Türkiye’de fiilen en son 1984’te uygulanan idam cezasını kaldırmaya yönelik ilk girişimler 2001’de Bülent Ecevit başkanlığındaki DSP-MHP-ANAP koalisyonu döneminde başlatıldı. O dönem idam cezasının kaldırılmasının PKK lideri Abdullah Öcalan nedeniyle gündeme geldiği tartışmaları yapıldı. Anayasa’nın 4709 sayılı kanununda yapılan değişiklikle “savaş, savaş tehdidi ve terör suçları” durumları dışında ölüm cezası verilemeyeceği kuralı getirildi. 2002 yılında ise, 4771 sayılı Kanun’da yapılan değişiklikle yasalarda yer alan ölüm cezaları müebbet ağır hapis cezasına çevrildi. AKP hükümetinin iktidara gelmesi sonrasında ise, 2003 yılında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne ek Ölüm Cezasının Kaldırılmasına İlişkin 6. No.lu Protokol imzalandı. Son olarak 2004 yılında yapılan anayasa değişikliğiyle idam cezası tamamıyla Anayasa’dan çıkarıldı.
©Deutsche Welle Türkçe
Aram Ekin Duran