İran: Ruhani’nin vaatlerinden geriye ne kaldı?
İran, yeni cumhurbaşkanını seçmek için sandığa gitti. 4 yıl önce Ruhani, seçmenlerine siyasi tutukluların serbest bırakılması, daha fazla düşünce özgürlüğü ve eşitlik vadetmişti. Vaatlerin ne kadarını gerçekleştirdi?
Daha fazla özgürlük
Ilımlı din adamı olarak sayılan Hasan Ruhani, 2013’te cumhurbaşkanlığı seçimlerini büyük bir farkla kazandı. Sekiz aday arasından yaklaşık yüzde 51 oy oranıyla seçilen Ruhani, birçok genç seçmenin ve özellikle de kadınların umudu oldu. Bunun sebeplerinden biri daha fazla özgürlük ve Batı'yla uzlaşma sözü vermesiydi.
Kısıtlanan güç
2013'te seçildiğinde 63 yaşında olan Ruhani, İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney tarafından onaylanarak cumhurbaşkanlığı görevine başladı. İran İslam Cumhuriyeti’nin hayat boyu lideri olan Hamaney’in sözleri ülkede yasa sayılıyor. Cumhurbaşkanı savunma, haberleşme, içişleri, kültür ve dışişleri gibi önemli bakanlıkları dini liderin onayı ile seçebiliyor.
“Enkaz devraldım”
Ruhani, cumhurbaşkanlığını selefi Ahmedinejad’dan devraldı. Muhafazakar politikalarıyla bilinen Ahmedinejad, görevde olduğu 2005-2013 arasında sık sık Batı dünyasını kışkırttı. İsrail’e karşı savurduğu tehditler ve nükleer programı genişletmesi İran’ı ekonomik ve siyasi olarak daha da yalnızlaştırdı. Görevi sonunda enflasyon yüzde 40 civarındaydı ve Ruhani sonraları “enkaz devraldığını” söyledi.
Söz verdiği Aile Bakanlığı kurulmadı
Ruhani de seçmenlerini hayal kırıklığına uğratma konusunda fazla zamana ihtiyaç duymadı. Daha kabinesini oluştururken bütün seçmenlerini tatmin edemeyeceği belli oldu. Seçim kampanyasında kadınlardan sorumlu bir bakanlığın kurulması ve kabinede kadın bakanlara yer verilmesini vadeden Ruhani‘nin Ağustos 2013'te kurduğu kabinede hiçbir kadın yer almadı.
İzolasyondan kurtulma
Ruhani ve kurduğu teknokratlar hükümeti, İran’ın nükleer programıyla ilgili BM'nin 5 daimi üyesi ve Almanya ile (5+1) sıkı bir müzakere süreci geçirdi. Tahran, Dışişleri Bakanı Zarif ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Salihi’nin öncülüğünde masaya oturduğu müzakerelerin ardından istediğini alarak kalktı. İranlıların uzun süredir beklediği ekonomik ve siyasi yaptırımların kalkmasının önü açılmış oldu.
Kadınların giyimi halen sıkı denetim altında
Ruhani göreve geldiğinde sokaklarda kadınların giyimleri nedeniyle uğradığı baskılara son vereceğini de vadetti. Ancak Cumhurbaşkanı’nın İran’da giyim kuşam konusundaki kuralları belirleyen 20’den fazla kurumun tamamı üzerinde yetkisi yok. 2016'da Tahran emniyeti, sadece sokaktaki kadınların giyimini denetlemesi için 7 bin kadın ve erkeği "gizli ahlak polisi" olarak görevlendirdi.
Muhalif serbest bırakılması
Ruhani muhaliflere yönelik baskılara da son vermek istedi. Öncelikle, muhalif siyasetçiler Mehdi Karubi, Mir Hüseyin Musavi ve eşi Zehra Rahnavard’ın serbest bırakılması için çaba göstereceği sözünü verdi. Ev hapsinde olan üç isim 2009’daki cumhurbaşkanlığı seçimlerini manipüle etmekle suçlanıyordu.
Temel haklar bildirgesi
Ruhani, İranlılara bireysel özgürlüklerini ve insan haklarını garanti edecek bir "temel haklar bildirgesi" sözü verdi. Aralık 2016’da da bu bildirgeyi kamuoyuna sundu. Ancak yasal bağlayıcılığı olmayan bildirgeye muhafazakarlığıyla bilinen Adalet Bakanı Sadık Laricani “Yargının akıl almaya ihtiyacı yok” diyerek tavrını koydu.
Basın özgürlüğünde en aşağılarda
Ruhani yönetimindeki İran, en fazla tutuklu gazetecinin bulunduğu ülkeler sıralamasında en üst sıralarda. 2016 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde 195 ülke arasında 169. sırada yer aldı. Muhafazakarların kontrolünde olan yargının verdiği keyfi kararlarla gazetecilerin tutuklanması, ılımlı Ruhani döneminde de hız kesmedi.