1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İran ve Venezuela'nın petrolleri dünyayı rahatlatır mı?

21 Ekim 2022

OPEC ülkeleriyle anlaşamayınca petrol piyasasına müdahale eden Biden'a Ankara'dan İran ve Venezuela'ya yaptırımları kaldırması çağrısı geldi. Peki bu iki ülkenin petrol üretiminin etkisi ne olabilir?

https://p.dw.com/p/4IX06
Fotoğraf: iranoiljob

Kasım ayındaki ara seçimler öncesi enerji fiyatları ve enflasyonu kontrol altına alma baskısı altındaki ABD Başkanı Joe Biden, stratejik petrol rezervlerinden 15 milyon varil satış talimatı vererek piyasaya doğrudan müdahale etmişti. Türkiye'den ise ABD'ye fiyatları düşürmek için Venezuela ve İran'a yönelik yaptırımları kaldırma çağrısı geldi.

Ancak uzmanlar, her iki adıma da temkinli yaklaşıyor.

Petrol fiyatlarının seyri konusunda Körfez'deki müttefiki Suudi Arabistan ile ters düşen Biden, Çarşamba günü "Başka ülkeler volatiliteye neden olurken biz piyasayı sakinleştirmeye devam edeceğiz" diyerek stratejik rezervlerden 15 milyon varilin satılacağını açıklamıştı.

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Abdulaziz bin Selman ise Cuma günü yaptığı açıklama ile bir kez daha OPEC+'ın kararını savundu. Bakan Selman, örgütün petrol piyasasının sürdürülebilirliği için doğru şeyi yaptığını söyledi.

Petrol ihracatçısı ülkelerin oluşturduğu birlik, 6 Ekim tarihli toplantısında fiyatların düşük kaldığı gerekçesiyle üretimi Kasım'dan itibaren günlük 2 milyon varil azaltma kararı almıştı. ABD ise bu karara karşı çıkıyor, üretimin artırılmasını istiyordu.

Çavuşoğlu: Yaptırımları kaldırın

İki ülke arasındaki anlaşmazlığa dair değerlendirmede bulunan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da ABD'nin Suudi Arabistan'a yönelik tavrını "kabadayılık" olarak niteledi ve fiyatların düşmesi için iki büyük üretici Venezuela ve İran'a yaptırımların kaldırılması gerektiğini savundu. Mersin'de konuşan Çavuşoğlu, "Bir ülkenin kalkıp da Suudi Arabistan'ı özellikle son zamanlarda tehdit ettiğini görüyoruz. Bu kabadayılık doğru değil... ABD'nin Suudi Arabistan veya başka bir ülke üzerinde baskı unsuru olarak kullanmasını doğru bulmuyoruz" dedi.

Venezuela'daki Chevron enerji şirketine ait bir tesis
Venezuela'daki Chevron enerji şirketine ait bir tesis Fotoğraf: Leslie Mazoch/AP Photo/picture alliance

Çavuşoğlu konuşmasının devamında, "Bugün Venezuela'nın petrol ve doğal gazına tüm dünyanın ihtiyacı var. Daha yeni yeni Venezuela üzerindeki ambargoları esnetmeye başladılar. Diğer taraftan İran petrolü üzerinde de ambargo var. İran petrolünü bugün bizim özel şirketler de alamıyor. Rafinerilerimiz başka yerden alıyor. Neden? Yaptırım var. Kaldırın bu yaptırımları kardeşim fiyatların düşmesini istiyorsanız madem piyasaya ürün sunacak ülkelerin üzerindeki ambargoları kaldırın. Sadece bir ülkeyi tehdit ederek bu sorunu çözemezsiniz" ifadelerini kullandı.

"Etkisi sınırlı olur"

Petrol fiyatlarını düşük tutmaya uğraşan ABD, dünyanın en büyük rezerv ülkesi Venezuela'ya yaptırımları hafifletmek üzere Ukrayna savaşının ardından bir dizi adım atmıştı. ABD'li Chevron şirketine bu ülkeden petrol çıkarma izni verilmesine dair bu ay sonu duyurulması beklenen anlaşma, halihazırda müzakere ediliyor.

Ancak DW Türkçe'nin sorularını yanıtlayan sektör uzmanları Caracas ve Tahran'a yaptırımlar esnetilse bile bunun etkilerinin sınırlı olacağı görüşünde.

Enerji Uzmanı Emin Emrah Danış, "Venezuela en büyük rezerv ülkesi. Bu anlamda ABD şirketlerine yatırım izni olumlu, ancak etkilerini görmek için erken. Caracas-Washington ilişkilerinin yumuşaması tek başına yeterli değil. Şirketlerin buraya gitmesi, yatırım anlaşmaları yapması gerekiyor ki bu da zamana ve güvene ihtiyaç duyuyor" dedi. Venezuela'ya yeni yatırımlar için finansman iştahının o kadar yüksek olmayabileceğinin altını çizen Emrah Danış, ayrıca petrol ve doğal gaz yatırımlarının beş yılı bulan yatırım süreleri olduğunu, bu nedenle piyasaya hızlı etkisinin olmayacağını kaydetti. İran'a yaptırımlara dair ise Danış, "İran'ın Batı'yla 2015 tarihli nükleer anlaşmayı yenilemesine zaten İsrail itiraz ediyordu. Şimdi İran yapımı insansız hava araçları ve füzelerin Ukrayna'da kullanılması bir uzlaşıya dair ılımlı beklentileri tersine çevirdi" yorumunu yaptı.

Benzer görüşü dile getiren Jeolojik Araştırmalar Derneği'nden Dr. Zeynep Elif Yıldızel ise "İran ve Venezuela halihazırda petrol üreticisi ülkeler ancak sorun kapasiteleri. Diyelim bugün bu ülkelere yaptırımlar kalktı. Biz yarın üretimlerinin arttığını görmeyeceğiz" dedi ve altyapı eksikliklerine dikkat çekti. Dr. Yıldızel, Biden'ın stratejik rezervlerden 15 milyon varil petrol satma hamlesinin de fiyatları düşürmeye yetmeyeceğini savundu.

Bakan Çavuşoğlu'nun Rusya'ya ambargolar yüzünden rezerv sıkıntısı yaşanan bir ortamda alternatif kaynak ülkelerin önemine dikkat çektiğini kaydeden Hacı Bayram Veli Üniversitesi Doktor Öğretim Üyesi Göktuğ Şahin, yine de Venezuela'nın içinde bulunduğu ekonomik durumun ambargolar kalksa bile üretim artışı sağlayacak yatırımlara olanak sağlamadığını kaydetti. Öte yandan Tahran-Moskova ilişkilerine işaret eden Şahin, "İran ham petrolünün yakın zamanda piyasaya dönmesi zor görünmekte" dedi.

Riyad yakınlarındaki Saudi Aramco petrol tesisi
Riyad yakınlarındaki Saudi Aramco petrol tesisi Fotoğraf: Saudi Aramco/dpa/picture alliance

OPEC ile anlaşmazlık

Biden'ın stratejik rezervlerden satılacağını açıkladığı miktar, Aralık ayında depodan çıkmış olacak. Karar, Suudi Arabistan ile Rusya'nın da içinde bulunduğu OPEC+ ülkeleri iki hafta önce petrol üretimini gelecek aydan itibaren günde 2 milyon varil azaltma kararını izliyor.

Biden'ın önemli bir sınav vereceği 8 Kasım'daki seçimler öncesi, dünyanın ekonomik durgunluğa gireceği ve talebin azalacağı endişesiyle atılan bu adım Beyaz Saray'da hayal kırıklığına neden oldu. Temmuz ayındaki Suudi Arabistan ziyaretine rağmen Riyad'ı ikna edemeyen Biden, tartışmalı bir isim olan Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın "ayağına kadar gidip, eli boş dönmekle" eleştiriliyor. Üretimde kısıntı kararı sonrası Beyaz Saray, OPEC'i "Rusya ile aynı yerde durmakla" suçlamış, Biden'ın Demokrat Partisi'nden Kongre üyeleri, ABD'nin Suudi Arabistan'a verdiği askeri desteği tartışmaya açmıştı.

Amerikan yönetimi fiyatları dengelemek için Mayıs ayından beri piyasaya 180 milyon varil petrol sürdü. Çarşamba itibarıyla rezervler 400 milyon varil ile 1984'ten beri en düşük seviyeye indi.

Fiyat beklentileri çok farklı

Dr. Yıldızel'e göre petrol piyasasında esas sorun, uzun süredir yatırımlara ara verilmiş olması.

"Petrolde 2014'ten beri arama ve üretim yatırımı yapılmıyor. Ukrayna savaşı fiyatlar üzerinde ani bir etki yaptı ancak bu olmasaydı da yukarı gidişi görecektik. Biden göreve geldiğinde ilk iş çeşitli petrol lisanslarını iptal etmek oldu. Böyle giderse 10-15 yıl sonra petrol kıtlığı yaşanacak" diye konuşan Dr. Yıldızel, yeşil enerji politikaları öncelenirken enerji güvenliğinin riske atıldığını ve şimdi bunun etkilerinin görüldüğünü savundu.

Uzun vadede petrolün aşırı pahalı hale gelmesini önlemek için şirketler yatırım yapmaya yetecek kârlılığı yakalaması gerektiğini anlatan Yıldızel, "Suudi Arabistan çıkarına olanı yapıyor. Yatırımların devam edebilmesi için petrol fiyatlarının 90 doların altına düşmemesi gerekiyor" dedi.

Ancak 90 dolar seviyesi Biden'ın siyasi geleceği için bir risk. Halihazırda Brent 92, Batı Teksas tipi petrol ise varil başına 85 dolar ile Ukrayna savaşı sonrası gördüğü zirvenin yüzde 30 aşağısında işlem görüyor. Ancak bu, Biden için hâlâ çok.

ABD'de ekonomiye dair önemli bir gösterge olan ve bir ara gördüğü 5 dolarlık rekor seviyeden 3.82'lere gerileyen benzinin galon fiyatı, yine de bir yıl önceki 3.36'lık etiketin üzerinde. Öte yandan petrolde aşağı yönlü fiyat, stratejik rezervler üzerindeki baskının azalması için de kritik. Beyaz Saray daha önce, rezervleri doldurmaya fiyatlar ancak 72 doların altına gelirse başlayacaklarını açıklamıştı.