İsrail: Özür yok, abluka sürecek
7 Eylül 2011Birleşmiş Milletler’in dokuz Türk vatandaşının yaşamını yitirdiği “Mavi Marmara”baskınına ilişkin olarak kaleme aldığı raporda, İsrail'in aşırı güç kullanmakla suçlanması ancak Gazze ablukasının meşru sayılması Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkileri donma noktasına getirdi.
İsrail büyükelçisini ve üst düzey diplomatları ülkelerine geri gönderen Türkiye, askeri anlaşmaları da askıya almıştı. Türkiye, ilişkilerin normalleşmesi için İsrail’in özür dilemesini şart koşarken, İsrail hükümeti geri adım atmamakta ısrarlı. İsrail Ulaştırma Bakanı İsrael Katz, Mavi Marmara baskınında “İsrail’in çıkarlarını savunduğunu ve hükümetin özür dilemeyeceğini” kaydetti.
Muhalefet lideri ve eski Dışişleri Bakanı Tzipi Livni ise, Türkiye'nin İsrail’in 'zayıf ve izole edilmiş' durumda olduğunu düşündüğü ve ABD ile ilişkilerin de Filistin ile barış görüşmelerinin tıkanmasından dolayı 'müşkül' durumda bulunduğunu hissettiği değerlendirmesinde bulunarak, "Filistinlilerle barış görüşmeleri kesintiye uğramamış olsaydı, Türkiye bugün böyle davranmazdı” dedi.
"Gerginlik tırmanabilir"
Alman Bilim ve Siyaset Vakfı Türkiye uzmanı Günter Seufert ise iki ülke arasındaki gerginliğin daha da tırmanabileceği uyarısında bulunuyor. Seufert, “Yaklaşık 20 yıldır Yunanistan’la Ege'de yaşandığı gibi, Akdeniz’de İsrail’le de karşılıklı ateş açmaya ramak kalacak gergin anlar yaşanabilir. Ancak herkes gibi ben de gerek Türk gerekse İsrail hükümetinin zamanında geri adım atabileceğini umuyorum" şeklinde konuşuyor.
Öte yandan İsrail’in eski Ankara Büyükelçisi Alon Liel, mevcut durumun iki ülke arasındaki ilk kriz olmadığına dikkat çekerek, İsrail'in Doğu Kudüs'ü resmen ilhak ettiği 1981 yılında Türkiye'nin İsrail ile diplomatik ilişkilerin düzeyini düşürdüğünü ve ilişkilerin 1992 yılındaki Madrid Barış Konferansı'na kadar tamamen düzelmediğini hatırlattı. Liel, “Üç-beş yıl öncesine kıyasla şu anki durum, ilişkilerde büyük bir darbe, ama düne bakıldığında çok da dramatik sayılmaz, çünkü İsrail ve Türk orduları son iki-buçuk yıldır zaten iyi ilişkiler içinde değil” şeklinde konuştu. Türkiye ile ilişkilerde son yıllarda yaşanan gerginlik nedeniyle İsrail ordusunun Romanya, Yunanistan gibi ülkelere yöneldiğini belirten Liel, Türkiye'nin de çıkarına olan diğer güvenlik ve istihbarat alanlarında işbirliğinin sürmesini beklediğini kaydetti.
"Ticari ilişkiler etkilenir"
İki ülke arasındaki gerginliğin en çok özel ticarete yansıması bekleniyor. İsrail'in eski Ankara büyükelçilerinden Liel, krizin ticari ilişkileri olumsuz etkileyebileceğini belirterek, “İsrailliler Türkiye ile ticaret yaparken kendilerini daha az güvende hissedeceklerdir” dedi. Türk Dışişleri Bakanlığı’nın verilerine göre, iki ülke arasında 2009 yılında 2 milyar 600 milyon dolar tutarında olan ticaret hacmi, 2010 yılında 3 milyar 400 milyon dolara yükseldi. İsrail Ticaret Odası verilerine göre 2011'in ilk yarısında Türkiye'ye ihracat yüzde 39 artarken, Türkiye'den ithalat yüzde 16 artış kaydetti.
"AB ile ilişkileri etkilemez"
İki ülke arasındaki diplomatik gerginlik, uluslararası toplumda da yakından izleniyor. Türkiye-İsrail ilişkilerindeki gerginlikten endişe duyduğunu açıklayan ABD, iki tarafla da görüşmeleri sürdürüyor. Başta Almanya ve Fransa olmak üzere Avrupa ülkeleri de iki ülkeyi diyaloğa çağırmıştı. Alman Bilim ve Siyaset Vakfı'ndan Günter Seufert, AB içinde de İsrail’e yönelik farklı görüşler olduğunu, Türkiye'nin İsrail'e karşı söylemini sertleştirmesinin AB ile ilişkileri çok etkilemeyeceğini belirtiyor. Seufert, “Avrupa Birliği ile ilişkiler İsrail gerginliğinden tabii ki olumlu etkilenmez. Ancak Avrupa Birliği ülkeleri içinde de İsrail’e yönelik farklı tutumlar mevcut, İngiltere ve Fransa gibi ülkeler Almanya’ya kıyasla İsrail’in Gazze politikasını daha açık bir dille eleştiriyor. Bu nedenle İsrail’le yaşanan gerginliğin Türkiye’nin AB ile olan ilişkilerini doğrudan kötüleştireceğini sanmıyorum, zira aslında orada önemli olan konu Kıbrıs" şeklinde konuşuyor.
Derleyen: Başak Özay (dpa, Afp, APE, DW)
Editör: Beklan Kulaksızoğlu