İş dünyasının gözü Libya'da
29 Ağustos 2011Libya'da isyancıların Kaddafi güçlerini önemli ölçüde gerilettiği bugünlerde artık yeni dönemin nasıl inşa edileceği tartışılıyor. Yıllardır Kaddafi’nin tek başına yönettiği sosyalist devletçi ekonomik sistemin yeni bir biçim kazanıp kazanmayacağı uluslararası toplum tarafından da dikkatle takip ediliyor.
Önemli petrol rezervleri bulunan ülkenin dünya ekonomisine kurumsal biçimde entegrasyon sağlaması başta Avrupa ülkeleri olmak üzere Libya’da aktif olan bütün ülkeleri yakından ilgilendiriyor.
Libya’da uzun süre aktif olan ancak isyan hareketi başladığında Türkiye’ye geri dönen Türk işadamları da yeni dönemde Libya’da daha aktif rol almayı planlıyor. Dolayısıyla bütün tarafların dikkatle takip ettiği Libya ekonomisinin geleceği önemli bir soru işareti oluşturuyor. Kimi uzmanlar yeni dönemde ekonomik anlamda Libya’da bazı dönüşümlerin gerçekleşeceği öngörüsünde bulunsa da radikal bir dönüşümün söz konusu olmayacağını düşünen uzmanlar da bulunuyor.
“İhale gibi kurumları da getirecekler”
Türkiye'nin eski Libya büyükelçilerinden emekli diplomat Uluç Özülker, Libya ekonomisindeki beklenen dönüşümün bugünden yarına gerçekleşmeyeceğini söylüyor.
Emekli büyükelçi Özülker, “Libya’da bir cemahiriye sistemi vardı. Bu sistemin temeli sosyalist bir devletçiliğe dayanıyordu. Kaddafi döneminde sanayi altyapısı, sermaye sınıfı yoktu. Libya ekonomisi petrol gelirlerine dayalı bir ekonomi. Yeni dönemde kapitalist bir ekonominin ve demokrasinin kısa sürede gelişmesi mümkün değil. Bu ayaklanma Bingazi merkezli bir ayaklanma. Bingazi’deki aşiretler her daim Trablus’a karşıydı. Bingazi’deki kabilelerin Libya’daki bütün kabileleri ikna etmesi gerekiyor” diye konuşuyor.
Uluç Özülker, Libya'da ekonomik hayattaki olası yeni dönemin detaylarını şöyle tanımlıyor: “Libyalıların kendi içlerinde sistemi geliştirmeleri zor görünüyor. Bu kapsamda onlara destek olacak öznelere ihtiyaç duyacaklardır. İslamcıların etkisi şimdiden hissedildiği için ve kültürel köklerinden dolayı bu akıl hocalarından birisi elbette Türkiye olacak. Ama NATO operasyonunu yönlendiren ABD, İngiltere, İtalya ve Fransa gibi ülkeler bu noktada Türkiye’yi yalnız bırakmayacaklardır. Bu ayaklanma dönemi durulduğu zaman ülkenin petrol gelirleri işlemeye devam edecek. Bu dönemde ülkenin yeniden imara ihtiyacı olacak. Müteahhitlik alanında dünyanın en büyük ülkeleri Çin, Güney Kore ve Türkiye yine bu alanda aktif olacak. Yeni dönemde ülkeye ihale gibi kurumlar getirilecektir.”
“Yeni dönem Türkiye için daha verimli olacak”
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkan Yardımcısı Cem Duna ise Libya’daki yeni dönemin kısa ve orta vadede değerlendirilmesi gerektiğini söylüyor. Aynı zamanda eski bir Türk dışişleri mensubu olan Duna, Libya ekonomisinin yeni dönem senaryolarını şöyle değerlendiriyor:
“Kısa vadede diktatörlük ortadan kalkarken rejimi nasıl düzenleyecekleri önemli bir soru işareti olarak ortada duruyor. Dolayısıyla kısa vadede karmaşa olabilir. Orta vadede ise gelen gelirlerin kontrolünün ve denetiminin sağlanması beklenebilir. Kurumsallaşma ve katılımcılık anlamında adımlar atılabilir.”
Cem Duna, Libya’nın ekonomik hayatında uzun zamandır aktif rol oynayan Türkiye’nin yeni dönemde de aktif olacağını söylüyor. Duna, “Türkiye ve Libya arasındaki ekonomik ilişkiler daha verimli olarak devam edecek” diye konuşuyor.
“Demokrasi gelir dağılımında adalet anlamına gelmiyor”
Global Politik Trendler Araştırma Merkezi Müdürü Doç.Dr. Mensur Akgün ise yeni dönemde Libya ekonomisinde radikal bir sapma olmayacağı görüşünde.
Doç. Dr. Akgün, “Yine aynı şirketler ülkede hakim olacaktır. Libya’da liberalleşme söz konusu olabilir. Ancak gelir dağılımının hemen düzelmesini beklemek mümkün değil. ABD’de gelir dağılımı adaleti hangi seviyedeyse, yeni Libya’da da en fazla o kadar olur. Demokrasi illa ki gelir dağılımının düzelmesi anlamına gelmiyor” diyor.
Akgün gelecekte Libya ekonomisinde Türkiye’nin etkin olacağını düşünenlerden. Akgün, “Özellikle Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Davos çıkışından sonra Arap dünyasında Türkiye’nin duygusal anlamda değeri arttı. Türkiye’ye Arap medyası da destek verdi” diye açıklıyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Haber: Selçuk Oktay / İstanbul
Editör: Hülya Köylü