1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İşçiler hükümetten kalıcı çözüm istiyor

9 Nisan 2020

Türkiye’de hükümet koronavirüsle mücadele kapsamında maddi yardım yapılacak aile sayısını 4,5 milyona çıkardı. Ancak işçi örgütleri ve ekonomistler bunun yeterli olmayacağı görüşünde.

https://p.dw.com/p/3ah0I
Fotoğraf: picture-alliance/AA/I. Yozoglu

Koronavirüs salgınıyla mücadelede bir ayı geride bırakan hükümet, salgının ekonomide yarattığı tahribatı gidermek için yeni bir düzenleme daha yaptı. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak önceki gün dar gelirli ailelere yardıma odaklanan ikinci ekonomi destek paketini açıkladı ve bin liralık nakdi yardım yapılacak 2 milyon aile sayısının yaklaşık 4 buçuk milyona çıkarılacağını duyurdu.

Ancak salgınla birlikte işsizlik sigortası fonunun devreye sokulmasını, devletin zorunlu karantina uygulamasıyla işçileri korumasını ve adil bir vergilendirme sisteminin hayata geçirilmesini isteyen işçi örgütleri, bu paketin yeterli olmadığı görüşünde.

Sadaka anlayışının bir sonucu

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Sekreteri Adnan Serdaroğlu, alınan ekonomik tedbirlerin ve dar gelirli toplum kesimi için açılan ekonomik paketlerin “ekonomideki kötü yönetimi” gösterdiği görüşünde. Serdaroğlu, “Maliye Bakanı'nın 4 buçuk milyon aileye, biner lira yardım yapılacağını duyurması Türkiye'deki korkunç sadaka yönetimi anlayışının bir sonucudur” ifadelerini kullanıyor.

Hükümetin "Biz bize yeteriz” sloganıyla başlattığı bağış kampanyasına işaret eden Serdaroğlu’na göre halkından bağış toplayan devletin sonrasında dar gelirlilere biner lira yardım yapması mantıklı hiçbir ekonomi politikasında yok. Serdaroğlu, “Bizim istediğimiz sosyal devletin hayata geçirilmesi ve işsizlik sigortası kullanılarak toplumun tüm kesimlerine yardım edilmesidir” diyor.

“Bir defaya mahsus destek yetmez”

Bakan Albayrak’ın açıkladığı ikinci destek paketine göre dar gelirli ailelere yapılacak biner liralık yardım bir defaya mahsus olarak gerçekleşecek.

Ekonomist Prof. Yalçın Karatepe de “Biz krizin ne kadar süreceğini, salgının ne zaman kontrol altına alınacağını, insanların ne zaman işlerine döneceğini bilmiyoruz. Böyle bir dönemde bir kerelik yardım yeterli olmaz” eleştirisini getiriyor.

Yalçın Karatepe "Bir kerelik yardım yeterli olmaz" diyor
Yalçın Karatepe "Bir kerelik yardım yeterli olmaz" diyorFotoğraf: privat

Türkiye'de geniş tanımlı işsizlik rakamlarına göre 8 milyon işsiz olduğunu koranavirüs salgınından önce Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) duyurmuştu. Salgınla birlikte 2 milyon kişinin daha işsiz kalabileceği tahmin ediliyor.  TÜİK, Mart ayını da kapsayan işsizlik rakamlarını Mayıs ayında açıklayacak.

Ekonomistlerin tahminlerine göre işsiz sayısının artışının yanı sıra salgın yüzünden 10 milyon kişi de ciddi gelir kaybına uğradı.

Yalçın Karatepe ailelere yardım paketi hazırlanırken bu durumun dikkate alınmadığına işaret ediyor. Karatepe, “Bu krizle birlikte işsiz sayısının ciddi şekilde arttığını biliyoruz. Kapanan iş yerleri, duran üretim faaliyetleri, sokağa çıkamadığı için insanların harcama yapamaması nedeniyle işsiz sayısı hızla artıyor. Ancak açıklanan destek paketinden yararlanacak 4 buçuk milyon aile, yardıma muhtaç ailelerin yarısından daha azına denk geliyor. Yardımların genişletilmesi ve devamlılığının sağlanması esas olmalı” diyor.

“Tersinden Robin Hood’culuk”

İktisat profesörü Mustafa Durmuş da Bakan Albayrak tarafından açıklanan destek paketinin aslında “Biz bize yeteriz” bağış kampanyasının bir devamı niteliğinde olduğunu düşünüyor. Durmuş, “Hükümet, toplumun hakkı olan yardımı yapmak, bunun için özellikle güvenilir bir vergi sistemini devreye sokmak yerine bir tür halktan alıp, halka vermeyi düşünüyor. Tersinden Robin Hood'culuk yapıyor” görüşünü dile getiriyor.

Mustafa Durmuş, dar gelirlilere yardımın yaklaşık 2 bin 500 lira olmasını gerektiği görüşünde.
Mustafa Durmuş, dar gelirlilere yardımın yaklaşık 2 bin 500 lira olmasını gerektiği görüşünde.Fotoğraf: Privat

Durmuş'a göre salgın gibi olağanüstü durumlarda toplumun dar gelirli kesimlerine yapılacak yardım “yurttaşlık temel geliri” olarak adlandırılmalı ve bu gelir yaklaşık 2 bin 500 lira olarak belirlenmeli.

Durmuş, “Bu gelirin düzenli olması şarttır. Hükümet bu yıl bütçe kanununda açıkladığı gibi sermaye kesiminden 196 milyar liralık kaynağı almayacak. Bu kaynağın üçte biri bile toplansa salgın ekonomisi için kullanılabilir. Ya da salgın günleri için üst düzey gelirli servet zenginlerinden bir kereye mahsus yüzde 5 oranında bir vergi alınarak ekonomide kalıcı rahatlık sağlanabilir” diyor.

Ekonomist Aziz Konukman da hükümetin yeni yardım yapılacak aileleri nasıl belirlediğini kamuoyuna açıklaması gerektiğine dikkat çekiyor. "Aksi takdirde birilerine ayrımcılık yapılıp yapılmadığına ilişkin tartışmalar başlar” diyen Konukman, hükümetin salgın günlerinde daha şeffaf ekonomi politikası izlemesinin toplumun genel beklentisi olduğunu anlatıyor.

Ücretsiz izne çıkarılanlara da maaş desteği

Albayrak, nakdi yardım yapılacak aile sayısının artırılacağını açıklarken ücretsiz izne çıkarılan vatandaşlara da maaş desteği sağlanacağını duyurmuştu.

Aziz Konukman, hükümetin salgın başladığında ücretsiz izni engelleyemediğini belirterek "Şimdi maaş desteğinden söz ediliyor. Yanlış bir zamanlamayı görüyoruz” diyor. Konukman, işsizlik sigortası fonunun nasıl devreye sokulacağı, çalışmak zorunda kalanların güvenliğinin nasıl sağlanacağı gibi konuların da ciddi belirsizlik içinde olduğunu ifade ediyor.

Hilal Köylü

© Deutsche Welle Türkçe