1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Küçük partilerin seçimlere etkisi

26 Eylül 2013

Almanya için Alternatif Partisi (AfD) ve Korsanlar Partisi Almanya'da seçimin kaderini etkilediklerini iddia ediyorlar. AfD ayrıca, FDP'nin koltuğuna aday olduğunu söylüyor.

https://p.dw.com/p/19ogn
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Almanya'da sonucu merakla beklenen genel seçimler geride kaldı. Muhafazakârların oy patlaması yaşadığı seçimler sonrası gerek hükümet kurma görüşmeleri gerek bazı partilerin aldıkları oylardan kaynaklı revizyona gitmesi ile seçimlerin etkileri devam ediyor. Hür Demokrat Parti (FDP) nin yüzde 5'lik seçim barajını aşamaması ve başta Yeşiller olmak üzere sol partilerin düşen oylarında Alman siyasi hayatına yeni dâhil olan ve programlarındaki uç noktalar nedeniyle kimi çevrelerce "marjinal" olarak nitelendirilen küçük partilerin payı olduğunu savunanlar hiç de az değil.

Alternatif arayışından doğan partiler

Almanya genel seçimlerine Almanya için Alternatif Partisi (AfD) Bavyera eyalet listesinden adaylığını koymuş olan Tuncay Deniz, 1963 Balıkkesir doğumlu ve 1971’den beri Almanya’da yaşıyor. Uçak mühendisi olan Deniz, Almanya’da bazı şeylerin iyi gitmediğini bir vatandaş olarak gözlemlediğini ve bunları değiştirebilmek için AfD’ye girdiğini şu sözlerle aktarıyor: "Biliyorsunuz AfD yeni kuruldu ve bizler yani AfD'ye katılanlar ağırlıklı olarak daha önce siyaset ile ilgilenen insanlar değildik, mecburiyetten katıldık. Almanya’nın gidişatından hoşnut olmayan, bazı sorunlar gören insanlar olarak bir araya geldik ve AfD’yi kurduk. Bize göre öncelikli sorun; Almanya’nın sosyal sistemi. Almanya gittikçe fakirleşiyor, bilhassa yaşlı insanlar, çocuklar, gençler. Ayrıca emekli insanlar eskiden olduğu gibi rahat yaşayamıyorlar. Biz buna karşıyız. Hâlbuki dünyanın en zengin ülkelerinden birinde yaşıyoruz, buna rağmen yanlış politikalar neticesinde insanlar fakirleşiyor.”

Korsanlar Partisi'nden seçimlere katılan, 1976 yılından bu yana Almanya’da yaşayan ve Frankfurt Halk Eğitim Merkezi’nde Almanca Bölümü Müdürü olarak çalışan Vecih Yaşaner ise Alman siyasetinin işleyişinden duyduğu hoşnutsuzluğu ve Yeşiller partisi üyesiyken nasıl Korsanlar Partisi'ne geçtiğini şöyle anlatıyor: "Hessen eyaletindeki Yeşiller 2011 yılında dediler ki, yabancılar meclisini iptal edelim, bunun yerine de kiliselerden, camilerden, önemli derneklerden görevliler tayin edelim, onlar yabancıların işlerini yürütsün. Bunun olamayacağını söyledim, zira uygulama kanuna bağlı, seçimle başa geliniyor. Dedim ki, bu demokratik bir sistem bundan nasıl vazgeçip, başka adamları görevlendireceksiniz? Bunlarla çok uğraştım, nihayetinde ayrıldım. Ayrıldıktan sonra da bir alternatif aradım; insanların devletin aldığı kararlardan haberdar olmalarını istiyorum, birçok şeyin halka açık, şeffaf bir şekilde bildirilmesinden yanayım. Ayrıca çıkar çevreleri de bence açığa çıkarılarak teşhir edilmeli. İşte tüm bu taleplerimin karşılığını Korsanlar Partisi'nde buldum."

'Küçük partiler seçimin kaderini etkiledi'

Almanya'daki 22 Eylül genel seçimlerini de değerlendiren siyasetçiler, seçime dâhil olan partilerinin genel tabloyu etkilediklerini ve gelecekte siyasi partileri değişime zorlayacaklarını ileri sürüyor. AfD'li Tuncay Deniz, Hür Demokrat Parti FDP'nin meclise girememesinde ve sol partilerin düşen oylarında AfD'nin aldığı oyların payı olduğunu belirterek, FDP'nin yeniden Meclis'e girmesinin zor olduğunu ve Hür Demokratlardan boşalan koltuğu gelecekte Almanya için Alternatif Partisi'nin doldurabileceğini savunuyor: “FDP gibi bir parti değiliz, Gerçi aynı istikamette olduğumuzu rahatlıkla söyleyebilirim, ancak biz yeni ve farklı bir partiyiz. Ve elbette FDP'den boşalan yeri doldurmayı hedefliyoruz; yani sadece yüzde 5'ik değil, niye olmasın, yüzde 10'luk, yüzde 15'lik bir oy potansiyeli ile dört yıl sonraki parlamento seçimlerinde hükümet ortağı olabiliriz.”

Piratenpartei Programmparteitag Bochum 24.11.2012
Korsanlar yüzde 2,2 oranında oy aldıFotoğraf: picture-alliance/dpa

Korsanlar Partisi'nden Vecih Yaşaner ise parti içindeki çekişmeler nedeniyle partisinin federal seçimlerde eyalet seçimlerinde olduğu kadar başarılı olamadığını ancak aldıkları yüzde 2,2'lik oyla bile seçim aritmetiğini değiştirdiklerini iddia ediyor: "Bakın yüzde 2,2 aldık ve bu rakam, iki partinin parlamentoya girememesine neden oldu. Parlamentoya giremeyen FDP bizden yüzde bir oy daha alabilseydi, oyları 5,7'ye yükselecek ve parlamentoya girebilecekti. Aynı şey AfD için de geçerlidir. Seçimde yer alarak, iki partinin de parlamentoya girmesini önlemiş olduk, yani bizim seçimlerde önemli bir rolümüz oldu. Amacımız daha fazla oy almaktı, ama muvaffak olamadık. Ancak küçük partilerin siyasette yer almasının her zaman demokrasiye renk ve yön vereceğine inanıyoruz.”

Almanya için Alternatif Partisi ırkçı mı?

Almanya için Alternatif Partisi üyesi Tuncay Deniz ayrıca, iddia edildiğinin aksine partisinin AB ve yabancı karşıtı bir parti olmadığına da açıklık getiriyor. Parti olarak AB’nin ve euronun güçlenmesini istediklerini belirten Deniz, Alman Markı’na geri dönülmesini ise son çare olarak düşündüklerini söylüyor. AfD’li siyasetçi, kamuoyuna yansıdığı gibi ırkçı bir parti olmadıklarını da sözlerine ekliyor: "Bu, bizim açımızdan büyük bir iftiradır. Biz elbette ırkçı bir parti değiliz. Almanya'ya gelmek isteyen tabii ki gelsin. Özellikle siyasi nedenlerden, sorunlardan kaynaklı geliyorsa, elbette gelecektir. Ancak ekonomik nedenlerden dolayı Almanya’ya gelinmek isteniyorsa, aynı Avustralya’da olduğu gibi belli kriterlerden geçilerek gelinsin. Özellikle ihtiyaç varsa seve seve bu insanlar kabulümüzdür. Ancak vasıfsız işçiler için Almanya’nın durumu pek parlak değil, kısacası oradaki sefaletten kalkıp, burada başka bir sefaletin içine girmelerinde bir yarar görmüyoruz."

©Deutsche Welle Türkçe

Haber: Özlem Coşkun

Editör: Murat Çelikkafa