1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Katliamı suç olarak görmüyor

25 Temmuz 2011

Norveç'teki çifte saldırının sorumlusu Anders Behring Breivik kapsamlı sorguda eylemlerini itiraf etti ancak kendini "suçsuz" olarak gördüğünü söyledi.

https://p.dw.com/p/123B8
Fotoğraf: dapd

Yetkililerin verdiği bilgilere göre Breivik, ifadesinde ülkesini İslam’a ve Marksizm'e karşı korumak istediği için böyle bir saldırıyı düzenlediğini iddia etti. Zanlının ayrıca Müslümanların kitleler halinde Norveç’e gelmesinden sorumlu olan İşçi Partisi’nin Norveç kültürünü bozduğunu, halka ve ülkeye ihanet ettiğini, bu nedenle de cezasını çekmesi gerektiğini söylediği de belirtiliyor.

Öte yandan Norveç polisi yaptıkları araştırmalar sonucunda Pazartesi günü, çifte saldırıdaki ölü sayısının 76 olduğunu açıkladı. Yetkililer, olay yeri koşullarının ölü sayısının tespitini zorlaştırdığını belirtirken, Ütoya adasında 86 değil 68 kişinin, Oslo'da Başbakanlık binası yakınındaki patlamada ise 7 değil 8 kişinin öldüğünü bildirdi.

"En fazla 21 yıl"

Norwegen nach Terroranschlag
Fotoğraf: dapd

İlk ifade sonrası zanlının iki ay boyunca gözaltında tutulmasına ve dört hafta boyunca da dış dünya ile tüm iletişiminin kesilmesine karar verildi. Henüz yargı süreci başlamamış olmasına rağmen, bir yandan da zanlının nasıl yargılanacağı tartışılıyor. Uzmanlar Norveç hukukuna göre zanlının ömür boyu hapis cezasına çarptırılmasının mümkün olmadığına dikkat çekti. Oslo Üniversitesi Ceza Hukuku profesörlerinden Staale Eskeland, “Ne kadar kişiyi öldürmüş olursa olsun, en fazla 21 yıl hapis cezasına çarptırılabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Saldırganla ilgili ortaya çıkan ayrıntılardan en dikkat çekici olanı ise Breivik'in bir süre önce internette bin 500 sayfalık bir manifesto yayımlamış olması. Emniyet birimleri, buradan yola çıkarak zanlının aşırı sağcı gruplarla bağlantıları olduğunu tahmin ediyor. Breivik’in dokuz yıl boyunca üzerinde çalıştığı belirtilen manifestosunda, çok kültürlü bir toplum reddedilirken, İslam karşıtı ifadelere sık sık yer veriliyor. Zanlının manifestoyu Avrupa ve ABD’deki yüzlerce aşırı sağcıya e-posta yoluyla gönderdiği de belirlendi.

Avrupa'da 'aşırı sağ' tartışılıyor

Norveç halkı katliamın şokunu atmaya çalışırken, olay diğer Avrupa ülkelerinde tüm yönleriyle tartışılıyor. “Bu korkunç saldırının neden işlendiği konusunda şu anda elimizde net bilgiler yok. Bu büyük suçun nedenini bilmiyoruz, ancak saldırının nefretten kaynaklandığı ifade ediliyor, yani başkalarına duyulan nefret, başka türlü olanlara, başka türlü görünenlere, yabancılara duyulan nefret. İşte bu nefret bizim ortak düşmanımızdır. Özgürlüğe, saygıya ve barış içinde birlikte yaşama inanan bizler, bu nefretle mücadele etmek zorundayız” şeklinde konuşan Almanya Başbakanı Angela Merkel, Norveç’le dayanışma içinde olduklarını kaydetti.

Norveç’teki saldırı sonrası saldırganın Almanya’daki Neonazi örgütlenmelerle bağlantısı olup olmadığı araştırılmaya başlandı ve iç güvenlik tedbirlerinin sıkılaştırılması gerektiği öne sürüldü. Hamburg Eyaleti Anayasayı Koruma Dairesi Başkanı Manfred Murck, saldırganın Hamburg’daki Neonazi gruplarla bir bağlantısı olup olmadığının incelendiğini, ancak somut bir bilgiye ulaşılmadığını kaydetti.

Almanya bağlantısı araştırılıyor

Alman Meclisi İçişleri Komisyonu Başkanı Wolfgang Bosbach
Alman Meclisi İçişleri Komisyonu Başkanı Wolfgang BosbachFotoğraf: picture-alliance/ dpa

“Norveç’teki yetkili birimlerin zanlının iletişim bilgilerini incelediklerinden ve kimlerle bağlantıda olduğunu, kimlerle iletişim içinde olduğunu tespit etmek için ellerinden geleni yaptıklarından eminim. Almanya açısından da önemli olan, Almanya’daki şiddete eğilimli Neonazi örgütlenmeleri ile bir bağlantısı olup olmadığını tespit etmek. Bu noktada iletişim bilgilerinin incelenmesi bize yardımcı olacaktır” şeklinde konuşan Alman Meclisi İçişleri Komisyonu Başkanı Wolfgang Bosbach da Almanya’da incelemelerin süreceğini belirtti.

Bavyera Eyaleti'nin Hrıstiyan Sosyal Birlik Partili İçişleri Bakanı Joachim Hermann da olayın ardından Almanya’da internetin daha sıkı denetlenmesini istedi. Hermann, “Bizim ülkemizde son yıllarda aşırı solcu örgütlenmelerin bağlantılı olduğu şiddet olayları yaşadık, aşırı sağcı grupların da daha güçlü bir şekilde gözlenmesi gerekiyor, radikal İslamcılık da göz ardı edilemeyecek bir olgu. Nerede bir olay olursa dikkatimizi ona göre değiştiremeyiz. Biz bu ülkedeki insanların güvenliğinin tamamından sorumluyuz, bu nedenle aşırılıktan doğan her tür tehlikeyi dikkatle gözetim altında tutmalı ve olabildiğince etkin şekilde de mücadele etmeliyiz” diyerek, Almanya’nın sadece aşırı sağcıları değil, tüm radikal hareketleri gözetim altında tutması gerektiğine dikkat çekti.


© Deutsche Welle Türkçe

DW/dpa/Reuters, Derleyen: Başak Özay

Editör: Hülya Köylü