Genç tanıklar anlatacak
11 Mayıs 2012Norveç’te geçen yıl hükümet binası yakınında bombalı saldırı düzenleyen ve Ütoya adasında bir gençlik kampına ateş açarak toplam 77 kişinin ölümüne sebep olan aşırı sağcı Anders Behring Breivik’in Oslo’da yargılanmasına 14 Mayıs pazartesi günü devam edilecek.
Breivik'in verdiği ifadeler, hükümet binası çevresindeki tanıkların dinlenmesi ve kurbanların otopsi raporlarının okunmasından sonra, duruşmasının beşinci haftasında Ütoya katliamından sağ kurtulan genç tanıkların ifadelerine de başvurulacak.
Oslo’daki mahkeme yargıcı Wenche Elisabeth Arntzen yazılı bir açıklamada bulunarak, daha sonra dinlenecek olan tüm Ütoya tanıklarının mahkeme salonundan çıkartılmasını istiyor. Bu önlemle mahkeme, tanıkların birbirini etkilememesini amaçlıyor. Ütoya katliamından sağ kurtulanların sözcülüğünü de yapan avukat Siv Hallgren, bu önlemin gereksiz olduğunu savunuyor: "Önemli olan yaşananlarla hesaplaşabilmektir. Müvekkillerim o anda etraftakilere ve gençlik kampındaki insanlara neler olduğunu bilmek istiyor. Ayrıca tanık sandalyesinde ifadelerini nasıl hazırlayacaklarını, birbirlerini karşılıklı nasıl destekleyeceklerini de bilmek istiyorlar.”
Yaşananlarla hesaplaşma
Mahkeme, genç tanıkları dikkate alarak, onların salondaki yerlerini arka sıralara aldırttı. Zira genç tanıkların sanık ile göz göze gelmeleri sonucu, bundan bir kez daha ruhen etkilenmelerinden endişe ediliyor. Ancak mahkeme açısından katliamın ayrıntılarının aydınlığa çıkartılması ve sanığın akıl sağlığının yerinde olup olmadığının saptanması önem taşıyor.
1991 doğumlu tanık Siri Marie Seim Sönstelie, mahkemeye ifade verecek olmalarının, yaşananlarla hesaplaşmak açısından bir adım daha ileri gitmek anlamına geldiğini söylüyor ve ilk kurşunlar atıldığındaki duygularını şöyle ifade ediyor: “Sadece koştuğumu anımsıyorum, başka bir şeyi değil. Bedenim bana buranın tehlikeli olduğunu söyledi. Ancak beynim, koşmamın gerekçesini analiz etmeme yardımcı olamadı. İç güdüm sayesinde ve duygularımın farkında olmadan koştum. Aynı zamanda da telefona çıkan babamla da fazla bir şey konuşamadık.”
Hayat planlarında değişiklik
Bu travmatik olayların üstesinden gelebilmek için Sönstelie babası ile birlikte bir kitap yazmış. Kitabın kahramanı, bir adada hayatını kurtarma uğruna koşan bir kızdan ve babasının kızını kurtarma çabasından bahsediliyor. Sönstelie, nasıl büyükçe bir kayanın arkasına saklandığını ve saldırganın otomatik silahından çıkan kurşun yağmurunun nasıl gittikçe kendisine doğru yaklaştığını tasvir ediyor kitapta. Ve Sönstelie, bu olaydan sonra nasıl yavaş yavaş yaşama döndüğünü anlatıyor: “İngiltere’de öğrenim görmek istiyordum, planım buydu. Dışişleri Bakanı Störe’nin Ortadoğu’ya ilişkin bir konuşması, benim uluslararası ilişkilere merakımı uyandırmıştı. Ancak 22 Temmuz olayından sonra her şey değişti. Ülkemi, beni o kadar destekleyen ailemi ve arkadaşlarımı terk etmem gerekip gerekmediğini bilemedim. Ancak günlük yaşamı yeniden yakalamak, insanın planlarını uygulamaya geçirmesi anlamına geliyor. Saldırganın başta yaptığı gibi, geleceğimi tahrip etmesine artık izin vermemeliydim.”
Sonuçta Norveçli kız Sönstelie İngiltere’de okumaya karar verir. Tecrübeleri onun siyasi açıdan daha da gayretli çalışmasına neden olur. Şimdilerde siyasi açıdan nerede olması gerektiğini çok daha iyi bildiğini, demokrasi ve hukuk devleti gibi kavramları sürekli savunmaya kararlı olduğunu vurguluyor. Sönstelie, bunun bir gereğinin de Behring Breivik gibi kişiler hakkında adil bir dava yürütülmesi olduğunu söylüyor.
Sonstelie , “Bu dava, 22 Temmuz olayı ile hesaplaşmanın bir parçasıdır, ne kadar acı verici olursa olsun bunu yaşamak zorundayız. Bu davadan sonra yeni bir sayfa açılacak ve ümidim o ki, yaşadığımız korkunç olayın bir bölümüne nokta konulmuş olacak" şeklinde konuşuyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Agnes Bührig / Çelik Akpınar
Editör: Murat Çelikkafa