'Krizden önce altyapı etkilenir'
2 Ekim 2013ABD'de Cumhuriyetçiler ile Demokratlar arasında bütçe planı konusundaki anlaşmazlık sürüyor. İki parti arasındaki bu çekişmenin henüz dünya piyasalarına büyük ölçüde yansımadığı görülüyor. Borsalar sükunetli tepki veriyor, finans uzmanları ise Kongre’de sergilenen bu çekişmeyi siyasi bir oyun olarak algılıyorlar. Ne var ki bütçe planı üzerinde uzlaşma çıkmaması durumunda ayın ortalarına doğru ülke ‘borç tavanı’ krizi ile karşılaşırsa o zaman ne olacak? Merkezi Almanya'nın Frankfurt kentinde bulunan Amerikan Ticaret Odaları Almanya Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Dirk Müller, Deutschlandfunk Radyosu’nun konuya ilişkin sorularını yanıtladı.
DW: Sayın Müller, ABD ‘borç tavanı’ kirizinin eşiğine geldiğinde, “bu bizi ilgilendirmiyor, bize teğet geçer” mi denilecek?
Dirk Müller: "Hayır, biz bu durumu farklı algılıyoruz. Kamu kuruluşlarının kapalı kalması durumu daha uzun süre devam edecek olursa, bu, düşündürücü bir gelişme olur. Bir, iki ya da üç gün; bunları biz daha önceleri de yaşamıştık, ama daha uzun sürecek olursa, sadece siyasî felce uğramış olmayız, ABD’nin milli hasılasına, dolayısıyla her vatandaşa bunun etkileri olur."
DW: Krizin devam etmesi durumunda en fazla hangi sektörlerde bunun sonuçları hissedilir sizce?
Dirk Müller: "Tabii öncelikle altyapı alanları, yani tedarikçi Alman firmalarının da etkileneceği, ilk elde inşaat sektöründe bunun sonuçları hissedilir. Askerî sektörün sözde önlem dışı bırakılacağı söyleniyor. Ancak genel olarak milli gelirde düşüş olduğunda, bunun Wall Street’deki atmosfere de etkisi olacaktır. İnsanlara düzenli ödeme yapılamayacağı için de tüketicinin özgüveni yara alacak. Bunun ise ekonomiye, etkisi daha sonra hissedilecek, ek olumsuz yansımaları olacaktır."
DW: Sayın Müller, ABD’nin şu anda geldiği noktada sistemin belki de reformdan geçirilmesini politikacıların oturup düşünmeleri gerekmez mi?
Dirk Müller: "Evet, biz Almanlar olarak, nasıl ki anayasal kuruluşlar olan Eyalet Temsilciler Meclisi ile Federal Meclis'i reformdan geçirmekte zorlanırsak, Amerikalılar açısından da zor bir iştir bu! Burada partiler arasındaki siper savaşları önemli rol oynuyor. Siyasi cepheleşme, sağlık reformundan yana olan genelde Demokratlar ile Cumhuriyetçilerin daha sağında yer alan ve görüşleri itibarıyla insanları çok fazla kutuplaştıran ve ‘bu sağlık reformunu istemiyoruz, onun için bütçeyi engellemekten yanayız’ diyen ve böylece belirli bir baskı unsurunu devreye sokan Çay Partisi (Tea Party) arasında cereyan ediyor."
DW: Amerikan hükümetnin kamu sektörüne ödeme yapamayacak durumu devam ederse, sizin Almanya’daki Amerikan Ticaret Odaları içinde yer alan Alman firmaları, nelere dikkat etmeleri gerektiğini, ne yapacaklarını size danışıyorlar mı?
Dirk Müller: "Yok hayır, bunun için aslında henüz erken. Biz ABD'de de iyi niyete olan ümidimizi ve inancımızı koruyoruz. Geçmişteki tecrübelerin de gösterdiği gibi toplumdan gelen baskılar sonucu bir biçimde uzlaşma yolu bulunuyor. ABD'deki medya kuruluşları da çok büyük bir güç faktörü. Bu nedenle uzlaşma sağlayamayan taraflara baskılar artacaktır ve çözümü Cumhuriyetçi Parti içinde Başkan Obama ile uzlaşmaya yanaşan güçler sağlayacaktır."
DW: Sayın Müller, peki bu durumda Amerikan firmalarının da Washington'daki politikacılara baskı yapacağını düşünür müsünüz?
Dirk Müller: "Elbette! Ancak bu kamu önünde açıktan değil, kapalı kapılar ardında yapılır. Zaten kimi çevreler bu partilerin sponzorluğunu yapmıştır, partilere seçim kampanyalarında maddî destek vermişlerdir. İşte bu çevreler milletvekillerine ve partilere, ‘artık yavaştan görüş birliği sağlayın, sonuçta bu hepimizin zararınadır ve bizler parti çıkarları doğrultusundaki çekişmeleri uzun süre daha daha kabul edemeyiz, çünkü bu durum nedeniyle tüm ülke ekonomisi başaşağı gidiyor' tarzında baskı uygulayacaklardır, ama normalde bu, kamu önünde yapılmaz."
© Deutsche Welle Türkçe
Antonija Böhm / Çelik Akpınar
Editör: Murat Çelikkafa