Frankfurt yayınevleriyle de ünlü
11 Ekim 2008Goethe’nin doğum yeri olan Frankfurt’ta edebiyat köklü bir geleneğe sahip. Edebiyatı okuyucuyla buluşturan yayınevlerinin tarihi, kuruluşu 500 yıldan öncesine dayanan Frankfurt Kitap Fuarı ile yaşıt. Fischer ve Suhrkamp Yayınevleri sadece Almanya’da değil, tüm dünyada önemli rol oynuyor. Ancak Frankfurt’un uluslararası ününü sağlayan, sadece bu dev yayınevleri değil, asıl şehirde bulunan yayınevlerinin çeşitliliği. Şehrin en önde gelen ve en başarılı yayımcılarından Klaus Schöffling, Frankfurt’u anlatmaya gerek olmadığını, nüfusu sadece 600 bin olsa da, her gün çalışmak için yaklaşık 350 bin kişinin şehre gelip gittiğini ve o yüzden ciddi bir hareketlilik olduğunu söylüyor. Frankfurt'un uluslararası alanda tanınmasında Kitap Fuarı, Yayınevleri ve Kitapçılar Birliği, Alman Milli Kütüphanesi ve Goethe’nin doğduğu evin yanısıra Almanya’nın en önde gelen yayınevlerinin de Frankfurt’ta olmasının önemli rol oynadığını söyleyen yayımcı, çoğu yayınevinin Münih’te olduğunu, ancak en önemlilerinin Frankfurt'ta bulunduğunu belirtiyor.
Suhrkamp Yayınevi, genç yeteneklerin peşinde
Joachim Unseld de, 2002 yılında ölen Suhrkamp yöneticisi Siegfried Unseld’in oğlu ve 15 yıldır yayınevinin başında. Suhrkamp, her yıl yaklaşık 20 eserden oluşan seçkin bir program sunuyor okuyuculara.
Unseld, ilk örnek olarak Bodo Kirchhoff'u veriyor. Kirchhoff, Almancanın en harika hikayecilerinden, aynı zamanda da çok heyecan verici bir roman yazarı. Onun dışında yeni yetenekleri keşfetmeye de çok önem verdiklerini söyleyen yayımcı, Suhrkamp’ın yazarlarının, son on yılda üç kez en iyi ilk esere verilen edebiyat ödülünü kazandıklarını, en son bu ödüle layık görülen Thomas von Steinaecker'in hatta Alman Kitap Ödülü’ne aday olmayı da başardığını kaydediyor.
Çağdaş Alman Edebiyatı'na ağırlık veriliyor
Moda olan ticari akımların dışındaki çağdaş Alman edebiyatını desteklemek, Klaus Schöffling’in yayınevinin de politikası. Schöffling, genç Alman yazarlar konusunda, hatta giderek uluslararası yazarlar konusunda da iyi bir ünleri olduğunu, ama ağırlıklarının Alman yazarların toplu eserleri alanında olduğunu belirtiyor. "Piyasada kalmamış kitapları, Ror Wolf ya da Helga M. Novak gibi yazarların tüm eserlerini yeniden derleyip düzenleyip basmak, epey emek istiyor" diyen yayımcı, ama sonuçta bunun daha zevkli bir iş olduğunu söylüyor.
Frankfurt'taki yayınevlerinin yeri ayrı
Frankfurt’ta edebi eserler basan iki düzinenin üzerinde yayınevi var. Her yıl Almanya’da 90 binden fazla yeni eser basılıyor. Bunların içinde Frankfurt’taki yayınevlerinin imzasını taşıyan eserler ön planda. Fakat Klaus Schöffling, kendi yayınevlerinde niceliğin değil, niteliğin ön planda olduğunu, kaliteye ulaşmak için rahat bir atmosfere önem verdiklerini söylüyor. "Yazarlar bize gelince, kendilerini evlerinde hissediyorlar. Bizim tercih ettiğimiz ortak çalışmada bu yuva hissi çok önemli." diyen Schöffling, bir yazarın, elinde metni ile, her yıl yüzlerce kitap basan bir yayınevine gittiği zaman, onunla yeteri kadar ilgilenilmediğini ifade ediyor. Kendilerinde durumun farklı olduğunu söyleyen Schöffling, yazarı görünce sevindiklerini, beraber yemeğe çıkıp, sohbet ettiklerini ve bu ortamda çok farklı bir işbirliğinin oluştuğunu belirtiyor. Bunu tercih ettiklerini söyleyen yayımcı, bu nedenle daha fazla büyümeyi istemediklerini vurguluyor.