Kıpti Başpiskopos'tan uyarı
16 Eylül 2012- Siz Mısır doğumlusunuz, ama yıllardan beri Almanya’da yaşıyorsunuz ve hayatınızı kültürler ve dinler arası anlayışa, iletişime adamış bir kişisiniz. Şu sıralarda Arap Dünyası’na baktığımızda nefret duygularına tanık oluyoruz, bunları gördüğünüzde içinizden neler geçiyor?
Damian: "İnsanlar peygamberlerinin incitildiği duygusunu yaşıyorlar. Öfkeliler ve inançlarını savunuyorlar. Onurlarının, kimliklerinin incitildiği duygusunu taşıyorlar. Bundan dolayı onlara açıkça şu söylenmelidir: Bir kişi böyle bir şey, böyle bir film yaptığında, bu, onun tüm vatandaşlarını temsil etmiyor. Özgürlük, insanların görüşlerini açıklamasına olanak sağlıyor, bu görüşler hoşunuza gitmese de… . Aynı şey Müslümanlar için de geçerli. Bir terörist bir binaya saldırı düzenlediğinde, bu da tüm Müslümanları bağlamaz. Bir Şeyh Kahire’deki Amerikan Büyükelçiliği’nin önünde İncil’i yırtıp, üzerine idrarını yapıyorsa, bu da güzel değil ve saygısız bir davranış. Ben çok sayıda Müslümanın da Hristiyanların kutsal kitabının aşağılanmasına öfke duyduklarından eminim. Aynı düşüncede olmasak bile, karşılıklı saygılı olmalıyız, birbirimizi incitecek şeyler yapmamalıyız.”
- Ancak şaşırtıcı olan, böyle aptalca bir filmin insanları bu kadar öfkelendirmesi! Siz bu büyük tepkiyi nasıl açıklıyorsunuz?
Damian: “Sanıyorum ki bu durum insanların çok enerjik olmasından ve bazı gerçekler konusunda tam olarak bilgilendirilmemesinden kaynaklanıyor. Birbirinden farklı insanlar söz konusu; bazıları okuma yazma bile bilmiyor. Biz Mısırlılar da, bazı reaksiyonlara şaşırıyoruz. Ama benim ülkemde de aydın insanların tepkisi daha dengeli ve akılcı. Öte yandan tüm bu tepkiler insanların dinlerine bağlılığının bir işâreti! Ama tabii şunu öğrenmek durumundayız; karşıdakinden saygı bekliyorsak, bizim de ona karşı saygılı olmamız gerekir. Birisi bir film yapıyor ve insanları incitiyorsa, bu acı veriyor, birisi suçsuz insanlara haksızlık yapıyorsa, bu da acı veriyor. Kısacası, öteki olana saygı duymayı öğrenmemiz, bunu yaparken de aynı ölçütleri kullanmamız gerek.
- Aynı ölçütleri diyorsunuz, bu şunu aklımıza getiriyor. Bir yandan böyle bir film bu kadar tepki uyandırıyor, öte yandan Suriye’de gün be gün gördüğümüz şeylere göz yumuluyor. Belki bu tam uygun bir kıyaslama olmadı ama, neden bu tepki dalgası, neden Suriye’de olan bitene insanlar bu kadar tepkisiz?
Damian: Bunun daha eskilere dayanan bir geçmişi var dediğim gibi. İnsanlar bu konuda daha önceki gelişmelerin etkisiyle hassas ve içleri dolu. Bu insanlar ülkelerinde özgürlük, onur, iş, iyi bir yaşam istiyorlar ve belki tüm bunlara dinlerine aşırı derecede bağlanarak erişebileceklerini düşünüyorlar. Bence daha önceki gelişmelere bağlı hassasiyet ve medya bunda rol oynuyor. Şu sıralarda ilgilendiğimiz konu hastalıklar, işsizlik, yoksulluk, cehaletle mücadele değil, din konusu ağırlıklı olarak gündemi belirliyor. Televizyonlar gece gündüz demeden din üzerine programlar yayınlıyor. Ve her zaman da gerçekler yansıtılmıyor, gerçek görüntüler aktarılmıyor. İşte bu dinî halüsinasyonlar da insanların tepki göstermesinde rol oynuyor.”
© Deutsche Welle Türkçe
DW/DLF, ÇA/NH