'Üçüncü göz' çağrısı

Avrupa Parlamentosu’ndaki bazı siyasi grupların daveti üzerine Strasbourg’da bulunan Zana, Sosyal Demokrat, Sol ve Yeşiller gruplarının girişimiyle düzenlenen bir toplantıda yaptığı konuşmada, Kürt sorununa çözüm konusunda gelinen aşama hakkında görüşlerini anlattı. Mevcut ortamın "kazan-kazan" değil "kaybeden-kaybeden siyaseti" olduğunu söyleyen Zana, "Birlikte kaybediyoruz. Kürtler de kaybediyor, Türkiye de kaybediyor. Bölge insanı da kaybediyor. En son, mültecilerle birlikte insanlık da kaybediyor" dedi.

Erdoğan ve hükümete yönelik eleştiriler

Türkiye’de Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümetin 7 Haziran sonrası tutumunu eleştiren Zana, "Kürtler siyaset yapsın, şiddetten vazgeçsin diyen siyasal iktidar, Kürtler sandıkta yüzde 13’lük bir oran alınca 'hayır ben bu iradeyi kabul etmiyorum' diyor. 'Halk yanlış yapmıştır, halkın verdiği oy yanlışlıkla verilmiştir, anlamamıştır, onun için ben tekrar ona anlatırım. Sandığa gittiğinizde beni seçerseniz siyasi iradeyi kabul ederim' noktasına gelindi" ifadelerini kullandı.

7 Haziran seçimleri öncesindeki olumlu atmosferin "bir biçimde güncellenmesi" gerektiğini de sözlerine ekleyen Zana, "Taraflar tekrar masaya dönmeli. Masaya dönerken mutlak surette üçüncü bir gözün ihtiyacı artık hissedilmeli. Tüm tarafların onay vereceği, kabul edeceği, mutlak bir üçüncü göze ihtiyaç var. Üçüncü göz olmadan yol almak alabildiğine zorlaşmıştır" şeklinde konuştu. Uluslararası toplumu Kürt sorunu konusunda Türkiye’ye çağrı yapmanın ötesine geçmeye davet eden Zana, BM, AB veya Avrupa Konseyi’nin bu alanda arabuluculuk yapabileceğini savundu.

"Sandığa gölge düşerse"

Türkiye’de 1 Kasım seçimlerinin adil bir biçimde yapılmayacağına dair kaygılar olduğunu belirten Zana, "Sandığa gölge düşerse, toplumun bütün bileşenlerini bir arada tutmak güç olacak. Ekonomi ve uluslararası ilişkiler de bundan zarar görecek" öngörüsünde bulundu. Buna karşılık, "adil bir seçim olur, toplum özgürce sadığa gider ve sandık '13 yıl ülkeyi yönettiniz, artık paylaşın' derse, AKP ile ortaklaşırsa, ben daha huzurlu bir geçiş sürecine gireceğimizi umuyorum" dedi. HDP milletvekili, 1 Kasım seçimlerinde hiçbir partinin tek başına iktidar olamayacağını düşündüğünü de söyledi.

Leyla Zana’nın Strasbourg temasları 7 Ekim Çarşamba günü de devam edecek. Zana, AP’de sabah saatlerinde düzenlenecek "Türkiye’deki durum" başlıklı genel kurul oturumunu izledikten sonra, Yeşiller Grubu Başkanı Alman parlamenter Rebecca Harms ile ortak basın toplantısı düzenleyecek. Zana, 8 Ekim Perşembe günü de Avrupa Parlamentosu başkanı Martin Schulz tarafından kabul edilecek.

Leyla Zana, AP’nin 1988 yılından bu yana her yıl insan hakları savunucularına verdiği Saharov Ödülü’ne 1995 yılında layık görülmüştü.

©Deutsche Welle Türkçe

Kayhan Karaca / Strasbourg