Libya'nın geleceği İstanbul'da tartışılıyor
25 Ağustos 2011Libya’da çatışmalar sona ermedi ama yeni bir dönem için hazırlıklar başladı. Muhaliflerin Trablus’un çoğunluğunu eline geçirmesi ve muhalif liderlerin Bingazi’den başkente taşınmaya hazırlanması rejimin sonunun yaklaştığı şeklinde değerlendiriliyor. Bu nedenle Kaddafi sonrası dönem için uluslararası arenada hazırlıklar tüm hızıyla sürüyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy çarşamba günü, muhalif Ulusal Geçiş Konseyi’nin Yürütme Kurulu Başkanı Mahmud Cibril’i Elysee Sarayı’nda kabul etti ve 1 Eylül’de Paris’te Libya’nın yeniden imarı için büyük bir uluslararası konferans düzenleneceğini açıkladı. Libya Temas Grubu da bugün İstanbul’da toplandı. Toplantının ana gündem maddelerinden biri, Kaddafi rejiminin yurtdışında dondurulan hesaplarının Libya’nın yeniden imarı için serbest bırakılması konusuydu.
"NATO operasyonları devam etmeli"
Toplantı öncesi bir konuşma yapan Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ''Libya Ulusal Geçiş Konseyi'nin Trablus'taki Kaddafi kuvvetlerine karşı kazandığı askerî zafer, Libya halkına umdukları, bekledikleri ve mücadele ettikleri özgürlük, adalet, onur ve demokrasiyi getirmiştir'' dedi.
Siyasi direktörler düzeyinde İstanbul’da gerçekleştirilen toplantı öncesi konuşan Davutoğlu, “yeni Libya’nın, milletler topluluğunun eşit ve saygın bir üyesi olmayı hak ettiğini söyledi ve ekledi: “New York'ta Birleşmiş Milletler merkezinde bayrağının dalgalanması gerekir. Umuyoruz ki bu Eylül ayındaki genel kurul toplantısında gerçekleşecektir.'' Davutoğlu, Libya’daki NATO operasyonlarının ise Libya’nın güvenliği tamamen sağlanıncaya kadar devam etmesi gerektiğini kaydetti.
Davutoğlu, BM’ye, Libya’nın dondurulmuş hesaplarının bir an önce serbest bırakılması için harekete geçme çağrısında bulundu.
Yeni dönem Türkiye için fırsat
Başkent Trablus’ta kontrolü ele geçiren Ulusal Geçiş Konseyi, sekiz ay sonra ülkede genel seçimlere gidileceğini açıkladı. Uluslararası topluluk ise ülkenin yeniden imarı ve demokratik kurumların oluşturulacağı bir sistemin inşası için zemin hazırlamaya çalışıyor. Bu amaç doğrultusunda İstanbul'da bir araya gelen Libya Temas Grubu'nun toplantısı, Temas Grubu'nun önümüzdeki hafta Paris'te düzenlenmesi planlanan toplantısına hazırlık niteliği taşıyor.
İstanbul Yeditepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Profesör Dr. Mesut Hakkı Caşın, Türkiye’nin konumunu şöyle açıklıyor: "Bana göre Türkiye dört sektörde mücadeleye girişecek: Bunlardan bir tanesi tekrar inşaat sektörü olacak. Çünkü Libya çok zarar gördü. Öne geçecek olan ikinci sektör savunma sanayii. Burada Türk Deniz Kuvvetleri ya da Türk Gemi İnşa Sanayii'nin de girebileceğini düşünüyorum. Üçüncü olarak finans sektörünü, bankacılık sistemini Türkiye kurabilir. Ve devletin idari mekanizmasının kurulmasında görev alabilir."
"Libya zengin"
Diğer yandan Libya’nın zengin petrol ve doğalgaz kaynaklarının paylaşımı da hassas bir konu. Ülkede sayısız aşiret arasında güç kavgası yaşanması yaygın endişelerden biri. Alman Ortadoğu uzmanı Hardy Ostry ise aşiretlerin bu muazzam pastadan pay almak için çatışmadan ziyade öncelikle uzlaşma yoluna başvuracakları görüşünde.
Ostry, Batılı ülkeler açısından da büyük önem taşıyan hammadde rezervlerinin sürece yarar mı zarar mı getireceği sorusunu şöyle yanıtlıyor: "Libyalılar kendileri bu kaynakların dağılımını nasıl tanımlayacak, ve tüm ülke yararına kullanılması sağlanabilecek mi, önemli olan bu... Bu zenginlik nedeniyle Libya'yı klasik bir kalkınmakta olan ülke diye tanımlayamıyorsunuz. Buna ek olarak Libyalılar çok kararlılar ve tarihlerinden dolayı gururlar. Bu da işbirliği ve eşit hizada müzakere açısından iyi bir koşul. Yani Avrupa ve Batı'nın Libya'da çok açık tanımlanmış, petrolü, doğalgazı da aşan çıkarları var. Jeostratejik çıkarlar, Akdeniz bölgesinin istikrarı sözkonusu. Diğer yandan Batı ve Avrupa'dan altyapı, danışmanlık gibi konularda yardım almak Libya'nın da çıkarına. Sonuçta uzun vadede bunun iki tarafın da kazandığı bir durum olacağına inanıyorum.”
© Deutsche Welle Türkçe
Derleyen: Deniz Eğilmez (Ajanslar/DW)
Editör: Beklan Kulaksızoğlu