230211 EU Libyen
23 Şubat 2011Tüm dünyanın gözü Libya’daki gelişmelerde. AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, bir süre önce protestolara sahne olan Mısır’a gerçekleştirdiği ziyaret sırasında, Libya’daki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Ashton, "İnsanların hayatını kaybetmesinden dolayı üzüntü duyuyorum. Tüm şiddet olaylarını kınıyor ve herkese sükûnet çağrısında bulunuyorum. İnsan hakları ve temel özgürlüklerin sağlandığına çok dikkat edilmeli. Bu nedenle yetkililerin halkın taleplerine kulak vermesini istiyorum" dedi.
Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn ise Libya’da yaşananları bir soykırım olarak nitelendirdi: “Bence, Libya’da yaşananlar soykırımın en yüksek noktasıdır. Uluslararası toplum olarak bu katliamı durdurmak için hepimizin bir şeyler yapmasının önemli olduğuna inanıyorum.“
"Uçakları BM kontrol etmeli"
Asselborn, Libya’ya giden ve Libya’dan kalkan uçakların kontrolü için bir BM misyonunun görevlendirilmesi gerektiğini düşünüyor. Lüksemburg Dışişleri Bakanı, böylece halka karşı kullanılmak üzere ülkeye daha fazla asker girmesinin önlenebileceğini kaydediyor. Asselborn’un AB’den de beklentileri var. AB’nin Libya’da yönetimdeki kişilerin hesaplarının dondurmasını ve Birlik ülkelerine girişlerinin önlenmesini talep ediyor. Jean Asselborn, AB’nin olası olumsuz ticari sonuçları da göz alması gerektiğini belirtiyor.
Asselborn, "Vatandaşlarını gözünü kırpmadan öldüren bir despotla ilişkileri sürdürmek için, bu ülke ile söz konusu olan ekonomik çıkarlar, yani petrol ve doğal gaz, gerekçe olarak ortaya konamaz" diyor.
AB silah ihracatını durdurdu
AB Komisyonu, Libya ile yasadışı göçün önlenmesi ve ticaretin kolaylaştırılmasını öngören anlaşmaya imza atmak için müzakerelerde bulunuyordu. Ancak son gelişmelerin ardından Brüksel, anlaşma ile ilgili görüşmeleri durdurma kararı aldı.
AB ülkeleri, ayrıca Libya’ya silah ihracatına son verdi. Almanya, Libya'ya silah ihracatında İtalya ve Malta’nın ardından üçüncü sırada geliyordu.
Diğer yandan Avrupa'nın yeni bir mülteci akınına uğrama tehlikesi de başkentleri endişelendiriyor. Kuzey Afrika'dan gelen mültecilerin ilk duraklarından biri olan İtalya, sıkıntı çeken ülkelerin başında geliyor. Şu ana kadar Avrupa’nın kuzeyindeki ülkeler, İtalya ve diğer Akdeniz ülkelerine gelen mültecileri kabul etme konusunda istekli davranmadı, bu da İtalya'nın kaçak göçün önlenmesi konusundaki talebini güçlendiriyor.
Medvedev'den radikalizm uyarısı
Arap ülkelerindeki gelişmeler nedeniyle endişelenen sadece Avrupa ülkeleri değil. Rusya da Libya’daki gelişmeleri yakından takip ediyor. Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev, Arap dünyası ve Ortadoğu’daki huzursuzlukların kalabalık nüfuslu ülkelerin çöküşüne ve aşırı görüşteki fanatiklerin gücü ele geçirmesine yol açabileceği konusunda uyardı: “Ortadoğu ve Arap dünyasındaki durumla ilgili konuşmak zor. Yoğun nüfuslu ülkeler, küçük parçalara ayrılabilir ve bunların çok karmaşık sonuçlara yol açabileceği ortada. Fanatikler iktidara gelebilir. Bu, onlarca yıl sürecek bir yangına ve radikalizmin yayılmasına neden olabilir. Bu gerçek göze alınmalıdır.“
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ise Libya’daki gelişmelerden duyduğu endişeyi “Yüzlerce insanın öldürüldüğü ve daha fazlasının yaralandığı yönündeki haberleri gördükçe, şiddetin güçlü bir şekilde kınanması konusunda uluslararası topluma katılıyoruz. Bu katliam kesinlikle kabul edilemez. Düşünce özgürlüğü ve toplanma hakkı da dâhil halkının evrensel haklarına saygı duymak, Libya hükümeti için bir sorumluluktur" sözleriyle dile getirdi.
© Deutsche Welle Türkçe
Christoph Hasselbach - Ajanslar / Çeviri: Başak Sezen
Editör: Hülya Köylü