Mariupol'u savunan tartışmalı Azov Taburu
17 Mart 2022Kısa bir videoda, Ukraynalılara ait olduğu sanılan ve Mariupol yakınlarında köye benzer bir yerden geçen askeri bir araçta bir ekran görülüyor. Ekranda da yan yollardan birinde, üzeri "Z" harfi ile yani Ukrayna'daki Rus güçlerinin sembolü ile işaretlenmiş bir tank beliriyor. Ardından birkaç atış sesi ve Rus tankı olduğu tahmin edilen araç alevler içinde kalıyor.
Bu video hafta başında "Azov Taburu" tarafından sosyal medya platformu Telegram'da yayınlandı. Grup ayrıca bir bildiri yayınlayarak, bir gün içinde Ruslara ait üç zırhlı araç ile dört tank ve "çok sayıda piyade askerini yok ettiğini" öne sürdü. "Azov" savaşçıları kısa süre sonra da, bir Rus generale ait olduğunu belirttikleri, üniforması üzerinde bir cesedin fotoğrafını paylaştı. Tüm bu iddiaların doğruluğunu teyit etmek oldukça zor.
Mariupol kentinin savunmasında öne çıkan grupların başında, kötü bir şöhrete sahip "Azov Taburu" geliyor. Şehir, başkent Kiev ve ülkenin ikinci büyük kenti Karkiv'le birlikte Rusya'nın acımasızca sürdürdüğü savaşın merkezlerinden biri. 500 bin nüfuslu Mariupol'da yaşayan halk, Mart ayı başından bu yana Rus kuşatması altında şiddetli bombardımanlara maruz kalıyor. Kentte elektrik ve su dağıtımı yapılamıyor. Gıda rezervleri ise gittikçe azalmakta.
Rusça konuşan Ukrayna milliyetçileri
"Azov"un merkez karargahı Mariupol'da bulunuyor. Ulusal Muhafızlar'ın bir parçası olan "Azov Taburu" Ukrayna İçişleri Bakanlığı'na bağlı bir birim. İyi eğitimli savaşçılardan oluşan birlik aynı zamanda oldukça tartışmalı bir grup olmasının nedeni ise üyelerinin milliyetçilerden ve aşırı sağcılardan oluşması. Rusya da, Ukrayna'ya karşı başlattığı savaşın sebeplerinden biri olarak söz konusu birliğin varlığını gerekçe gösteriyor.
"Azov", 2014 yılında Berdyansk kentinde, Ukrayna ordusunu ülkenin doğusunda Rusya yanlısı ayrılıkçılara karşı desteklemek amacıyla bir gönüllü taburu olarak kuruldu. Taburun bazı savaşçıları, daha önce kendine "Sağ Sektör" adını veren küçük ancak faal bir aşırı sağcı örgütün üyeleriydi. Söz konusu örgütün nüvesini ise Ukrayna'nın doğusunda yaşayan, Rusça konuşan ve doğu Slav halklarının, yani Ruslar, Belaruslar ve Ukraynalıların birleşmesini savunan kişiler oluşturuyordu. Bunlardan bazıları çeşitli futbol takımlarının holiganlar, bazıları ise milliyetçi çevrelerde yer alan militanlardı.
Stockholm Doğu Avrupa Araştırmaları Merkezi'nden Andreas Umland Deutsche Welle'ye verdiği röportajda, "Bunlar, Almanya'da özgür 'Kameradschaftlar' (Hitler iktidarı döneminde üniversitelerde oluşturulan aşırı sağcı öğrenci grupları) olarak tanımlanabilecek gruplardı" diyor.
Ancak "Azov" başından beri kullandığı, "Wolfsangel" adı veilen arma nedeniyle de tartışma yaratan bir oluşum. "Wolfsangel'in aşırı sağcı bir çağrışımı var. Bu SS birliklerinin de kullandığı bir pagan sembolü" diyen Umland, Ukrayna halkının bu sembolü faşizmin bir işareti olarak algılamadığını dile getiriyor. "Azov Taburu" da bu Nazi dönemi sembolünün aslında "N" ve "I" harflerinden oluştuğunu ve "Nationale Idee" (Ulusal Fikir) anlamına geldiğini savunuyor.
Askeri ve siyasi örgütlenme
"Azov"un kurucusu ve lideri, yıllarca aşırı sağcı çevrelerde faal olan, Karkiv Üniversitesi Tarih Fakültesi'nden mezun 42 yaşındaki Andriy Bilezkiy. 2014 yılının yaz aylarında Mariupol'un Rusya yanlısı ayrılıkçılardan geri alınmasında, o dönem kısıtlı bir güce sahip "Azov"un da katkısı oldu. Aynı yılın sonbahar mevsiminde tabur gücüne dönüşen "Azov"un, Ukrayna Savaşı başlamadan önce, medyada yer alan bilgilere göre yaklaşık 1000 savaşçısı ve elinde top ve tankları da vardı. Dönemin Ukrayna hükümeti de, 2014 yılında aşırı milliyetçi bu grubu devlet yapısının içine entegre etme kararı almıştı.
2015-2016 döneminde ise "Azov"un siyasi kanadı olarak nitelendirilen bir hareket oluşturuldu. Taburun komutanlığından ayrılan Bilezkiy, bazı eski savaşçılarla birlikte "Ulusal Kol" adlı bir siyasi parti kurdu ancak bu parti seçimlerde kayda değer bir başarı elde edemedi. Ukrayna Parlamentosu'na o dönem doğrudan seçilen Bilezkiy, 2019 seçimlerinde ise parlamento dışında kaldı. Andriy Bilezkiy, kendi açıklamasına göre Rusya'nın Ukrayna'ya saldırdığı günden bu yana Kiev cephesinde faal olarak çatışmalara katılıyor.
"Azov miti"
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Kongresi'nde, 2019 yılında "Azov Taburu"nu, "terör örgütü" olarak sınıflandırmayı öngören bir girişimde bulunulmuş ancak bundan sonuç alınamamıştı. Örgütün yıllardan bu yana diğer ülkelerdeki aşırı sağcı gruplarla ilişki içinde olduğu biliniyor. Almanya'da federal parlamentoda yer alan muhalafet partilerinden Sol Parti'nin ilgili soru önergesine yanıt veren federal hükümet, "Azov"un Almanya'daki gruplarla da temas halinde olduğunu bildirdi.
Andreas Umland'a göre, "Azov Taburu"nun bir mite dönüşmesinin sebeplerinden biri de Rusya‘nın propagandaları. 2014 yılında Ukrayna'nın doğusunda yaşanan savaşta, gönüllü savaşçılar aleyhinde çok sayıda suçlamanın dile getirildiğini belirten Umland, hırsızlık ve yanlış davranışla suçlananlar arasında "Azov" üyelerinin de bulunduğunu belirtiyor.
"Normal şartlar altında aşırı sağcılığı, savaşa sebebiyet verebilecek tehlikeli bir şey olarak görürüz" diyen Umland, Ukrayna'da ise gidişatın ters yönde olduğunu vurguluyor. Umland'a göre Ukrayna'da savaş, aşırı sağcı marjinal grupların yükselişine ve siyasi bir harekete dönüşümüne neden oldu. Diğer yandan bu grupların Ukrayna toplumu üzerindeki etkisinin abartıldığını düşünen Umland, Ukraynalıların büyük çoğunluğu için, "Azov" militanlarının, ülkesini çok güçlü bir düşmana karşı koruyan savaşçılar olduğunu dile getiriyor.
Roman Goncharenko
© Deutsche Welle Türkçe