Gücünü pekiştiriyor
14 Ağustos 2012Müslüman Kardeşler'in desteğiyle cumhurbaşkanlığına seçilen ve haziran ayında göreve başlayan Mursi, ordu, istihbarat ve güvenlik birimlerinde tam anlamıyla bir temizliğe girişti. Cumhurbaşkanı, 5 Ağustos'ta Sina'da 16 Mısır askerinin öldürüldüğü saldırının ardından aralarında istihbarat şefinin de bulunduğu üst düzey isimleri görevden almıştı. Mursi son olarak da Savunma Bakanı ve Yüksek Askerî Konsey Başkanı Muhammed Hüseyin Tantavi ile Genelkurmay Başkanı Sami Anan ve kuvvet komutanlarını görevden aldı.
Mısır'da Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin orduyla iktidar mücadelesinin boyutu giderek büyüyor. Mursî, en son Savunma Bakanı ve Yüksek Askerî Konsey Başkanı Muhammed Hüseyin Tantavi, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarını görevden alarak ve yaptırdığı yasal düzenlemelerle yerini sağlamlaştırıyor. Almanya'nın Mainz kentindeki Arap Dünyası Araştırma Merkezi'nin direktörü Günter Meyer, Mursî'nin bu adımı askerî çevrelerle istişare içinde atmış olabileceğini belirtiyor:
"Ordu kabullendi"
“Ordu, özellikle de Savunma Bakanı ve Yüksek Askerî Konsey Başkanı Muhammed Hüseyin Tantavi, ABD ve İsrail dostu olarak görülüyor. Ve bu, şu an Mısır'da hiç popüler bir özellik değil. Dolayısıyla Mursi, üst düzey yetkilileri ve Genelkurmay Başkanı'nı görevden aldığında büyük destek bulacağından emin olabilir. Hatta şaşırtıcı bir şekilde, Yüksek Askeri Konsey'in de bu adımı onayladığı söyleniyor.”
Nitekim ordunun zirvesindeki personel değişikliğinin ardından generallerden gelen mesajlar da bunu doğruluyor. Yüksek Askerî Konsey'den yapılan açıklamada ordu zirvesindeki değişikliklerin doğal bir durum olduğu belirtildi. Kahire Üniversitesi'nden siyaset bilimci Hasan Nafaa da görevden almaların ülkedeki kurumlar arasında rekabet olarak değil, bir siyasî parti olarak Müslüman Kardeşler ile Yüksek Askerî Konsey arasındaki iktidar mücadelesi olarak algılanması gerektiğini belirtiyor.
Ordunun yetkileri geri alındı
Pek çok Mısırlının, Müslüman Kardeşler'in iktidarın kontrolünü tamamen ele geçirmesinden endişe duyduğuna dikkat çeken Nafaa, “Soru, Mursi'nin elindeki güç ve yetkileri Mısır halkının mı, Müslüman Kardeşler'in yararına mı kullanacağı” diye konuşuyor. Nafaa, Mursî'nin hem yasama hem yürütmeyi kendi eline aldığını belirterek, siyasî gücün diktatörlüğe dönüşmemesine dikkat etmek gerek” diyor. Günter Meyer de Mursi'nin geçtiğimiz gün yürürlüğe soktuğu yasal düzenlemelere işaret ediyor:
“Personel değişikliğiyle birlikte, Yüksek Askerî Konsey'in haziran ayı sonunda anayasaya eklediği maddelerle güvenceye aldığı yetkiler de iptal edildi. Yani artık söz Yüksek Askerî Konsey'de değil, Mursi'de. Ordunun başkomutanlığı da seçilmiş cumhurbaşkanına yani Mursi'ye devredildi. Bu şu anlama geliyor. Bu adımla sadece üst düzey yetkililerin değiştirilmesi yoluyla ordunun gücü elinden alınmıyor, aynı zamanda ordunun yetkileri de geri alınıyor ve Mursi'nin konumu büyük ölçüde sağlamlaşmış oluyor.”
Siyaset bilimci Nafaa da, Mısır'da ordunun siyasî iktidar tekelinin sonuna gelindiği değerlendirmesinde bulunuyor. Mursi'nin karşıtlarının alınan kararlarla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi'ne gidebileceğini belirten Nafaa, “Ancak iş o raddeye gelir mi, kuşkuluyum. Çünkü artık ordu da iktidarın seçilmiş cumhurbaşkanına ait olduğunu kavradı. Bu konuyu yeniden açacaklarını tahmin etmiyorum” diye konuşuyor.
İsrail endişeli
Mısır'da yaşanan gelişmeler İsrail'de de yakından izleniyor. Özellikle Yüksek Askerî Konsey Başkanı Tantavi'nin görevden alınması İsrail'de endişe yarattı. Günther Meyer tüm endişelere rağmen İslamcı yönetimin İsrail ile Mısır arasındaki barış antlaşmasını tehlikeye atmayacağı görüşünde:
“İsrail çok endişeli. Tantavi İsrail için her zaman güvenilir bir muhatap olmuştu. Dolayısıyla şu aşamada şaşkınlık ve endişe çok büyük. Diğer yandan Yüksek Askerî Konsey'dekilerin görevlerinin başında olduğu da biliniyor. Çoğu ABD'de eğitim gördü ve en azından ABD'ye, ama aynı zamanda İsrail'e karşı da düşmanca bir tutum takınmayacaklarından yola çıkılabilir. Çünkü bu kişiler, her yıl ABD'den gelen 1 milyar 300 milyon dolarlık askerî yardımın, İsrail ile barış antlaşmasını feshederek tehlikeye atılamayacağını çok iyi biliyorlar.”
© Deutsche Welle Türkçe
Kersten Knipp/Çeviri: Beklan Kulaksızoğlu
Editör: Ahmet Günaltay