Mısır'dan Ankara'ya 12 yıl sonra ilk cumhurbaşkanı ziyareti
3 Eylül 2024Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi iki ülke ilişkilerindeki gergin dönemin aşılması için uzun zamandır planlanan ziyaretini yapmak üzere bugün Türkiye'de. Bu, 12 yıl aradan sonra Mısır'dan Türkiye'ye cumhurbaşkanı düzeyinde yapılacak ilk ziyaret olma özelliği taşıyor.
Türkiye-Mısır ilişkileri Arap Baharı döneminde AKP iktidarının destek verdiği Müslüman Kardeşler'e yakın Muhammed Mursi'nin Sisi tarafından Temmuz 2013'te askeri darbe ile devrilmesinin ardından kötü bir döneme girmişti. Mursi'nin AKP 4. Olağan Kongresi'ne katılmak üzere 30 Eylül 2012 tarihinde Ankara'ya gelişi ise Mısır'dan Türkiye'ye cumhurbaşkanı düzeyindeki son ziyaret olmuştu.
Türkiye, daha sonra bölgede arasının bozulduğu ülkelere yönelik 2020 yılında başlattığı açılım kapsamında Mısır ile ilişkileri de düzeltmek istedi. Ancak Ankara ile Kahire arasındaki buzların erimesi zaman aldı. Bu çerçevede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 14 Şubat'ta Mısır'a yaptığı resmi ziyaret ile önemli bir adım attı.
Sisi de şimdi iade-i ziyaretini gerçekleştiriyor.
Gündemde neler var?
Sisi'nin ziyareti sırasında masadaki en önemli başlığın İsrail'in Gazze'de devam ettirdiği saldırılar, ateşkes çabaları ile tansiyonun bölge çapında artması gibi iki ülkeyi de yakından ilgilendiren gelişmeler olması bekleniyor.
Buna ek olarak iki ülke arasında ilk Yüksek Düzeyli Stratejik İş Birliği Konseyi toplantısının düzenlenmesi ve 20'ye yakın anlaşmanın imzalanması da hedefleniyor.
Kahire'ye en son Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Ağustos ayı başında gitmiş, Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati'nin yanı sıra Sisi ile de bir araya gelmiş ve bu ziyaretin hazırlıklarını ele almıştı.
Sisi'nin içinde bakanlar ve üst düzey yetkililerinin bulunduğu kalabalık bir heyetle Ankara'ya gelmesi öngörülürken Türkiye'nin yakın ilişki içinde olmak istediği ülkelerle kurduğu Yüksek Düzeyli Stratejik İş birliği Konseyi de ilk toplantısını yapacak. Bu çerçevede ikili ekonomik ve ticari ilişkilerin yanı sıra turizm, ulaştırma, enerji ve savunma sanayi gibi çeşitli alanlarda iş birliği imkanları masaya yatırılacak.
Erdoğan ve Sisi 14 Şubat'ta Kahire'deki açıklamalarında ikili ticaret hacmini 5 yıl içinde 15 milyar dolar düzeyine çıkartma hedefini ortaya koymuştu.
Normalleşme ile hangi adımlar atılabilir?
Sisi'nin gerçekleştireceği Türkiye ziyaretini DW Türkçe'ye değerlendiren London School of Economic Avrupa Enstitüsü'nden araştırmacı ve dış politika uzmanı Dr. Selin Nasi, "Bu ziyaret iki ülkenin her konuda fikir birliğine vardıkları şeklinde yorumlanmamalı ancak asgari müşterekte işbirliği yapabilecekleri konularda birlikte çalışma iradesi göstermeleri kuşkusuz önemli" diyor.
Bu kapsamda enerji işbirliği ve insansız hava aracı satışı konularının her iki ülkenin kamuoylarına başarı olarak sunabilecekleri başlıklar olduğunu söyleyen Nasi, enerji alanındaki potansiyel için ise şunları kaydediyor:
"Mısır'da keşfedilen gaz yatakları Mısır'ı Doğu Akdeniz enerji jeopolitiğinin bir oyuncusu haline getirdi. Mısır'ın LNG ihracatının yüzde 22'si Türkiye'ye yapılmakta. Türkiye de enerji hub'i olma hedefi kapsamında LNG depolama kapasitesini artırmaya çalışıyor."
Nasi, Mısır'ın İsrail-Yunanistan-Kıbrıs arasında gelişen enerji işbirliği platformuna eklemlenmesiyle Kahire merkezli Doğu Akdeniz Gaz Forumu kurulduğunu ve aralarına Ürdün, Filistin Yönetimi, İtalya, gözlemci olarak ABD ve BAE'nin katıldığını anımsatıyor:
"Bu platformun üyelerinin çoğunun Türkiye ile sorunlu ilişkilere sahip olması Ankara tarafından kendisine düşman bir güç ekseni oluşturulduğu algısı yaratmıştı. Mısır'la ilişkilerin düzeltilmesi bu güç ekseninin kırılması açısından önemliydi."
Yeni dönemde iki ülkenin savunma sanayi alanında da yakınlaşması bekleniyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Mısır'ın Türkiye'den İHA alması konusunda bir mutabakat olduğunu belirtmişti.
ORSAM Levant Çalışmaları Koordinatörü Dr. Oytun Orhan da Türkiye ile Mısır arasındaki normalleşmenin gerekliliğini şöyle anlatıyor:
"İki ülke şunu görüyor: Bölgesel konularda işbirliği yapma zorunluluğu söz konusu. Doğu Akdeniz olsun, Suriye ve Libya meseleleri olsun ve simdi buna Gazze de eklendi. Bunlarda bölgesel işbirliği ihtiyacı var ve en önemlisi bölgenin iki büyük gücünün, ordusunun bu konularda büyük oranda benzer görüşlere sahip olduğunu görüyoruz."
İki ülke arasında gergin geçen yıllardaki temel sorunun daha çok siyasi nedenlerden çıktığına işaret eden Oytun, liderler seviyesinde görülen sıkıntıların önce Katar'daki futbol diplomasisi ardından Erdoğan'ın Kahire ziyareti ile ortadan kalktığını aktarıyor.
Türkiye'nin pek çok ülke ile kurduğu ve bu ziyaret sırasında toplanacak olan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi'nin bu sıkıntılar nedeniyle yarım kaldığını anımsatan Orhan, "Şimdi sıkıntıların aşılması ile ilişkiler kaldığı yerden devam edecektir ve bu ziyaret ile hem ikili anlamda hem de bölgesel konularda daha yakın bir işbirliği otaya çıkacaktır" diyor.
Ziyaret Suriye ile normalleşmeye nasıl yansır?
Türkiye-Mısır yakınlaşmasının olumlu anlamda etki edebileceği bölgesel konulardan biri Türkiye'nin Suriye yönetimi ile normalleşme arayışları olabilir mi?
Orhan'a göre Kahire ile iyi ilişkiler kurmak Şam ile aranın düzetilmesinde tetikleyici rol oynayabilir. Orhan bu etkiyi şöyle anlatıyor:
"Suriye ile normalleşmeyi tabi birçok faktör tetikliyor. Ancak Mısır da önemli bir rol üstlenebilir. Çünkü Mısır'ın Suriye ile yakın ve tarihi ilişkileri var. Mısır ile yakınlaşma Suriye krizinin çözümüne etki yapacaktır. Mısır her ne kadar içindeki zayıflığına rağmen Arap dünyasının lideri konumunda olan bir ülke."
Gazze masadaki en önemli başlık
Erdoğan ile Sisi'nin görüşmelerinin en önemli başlıklarından birisinin tüm bölgeyi etkileyen Gazze'deki gelişmeler olmasına kesin gözle bakılıyor.
Nasi, Gazze'deki savaşın patlak vermesinden bu yana Mısır'ın Türkiye için giderek daha önemli hale geldiğine işaret ederek Türkiye'nin İsrail ile ilişkileri bozulduğu için Mısır'ın Türkiye'nin Gazze'ye yardım ulaştırması açısından kritik bir geçit haline geldiğini vurguluyor.
Türkiye'nin Mısır'ın El Ariş Limanı'na 7 gemi gönderdiğini hatırlatan Nasi, iki ülkenin bu meseleye bakışını şöyle özetliyor:
"Her iki ülke de Gazze'deki insani krizle ilgili ortak endişelere sahip ve bir an önce ateşkes ilan edilmesinden yana. Ayrıca her iki ülke de Filistinlilerin bağımsız bir devlet kurma yönündeki meşru haklarını destekliyor. Ancak Türkiye'nin Hamas'a olan desteği - ki bu hareket Müslüman Kardeşler'in Filistin kolu olarak kabul edilir – iki ülkenin ayrıştığı nokta diyebiliriz. Görünüşe göre Türkiye ve Mısır bu konuda fikir ayrılıklarını kabul etmişler."
Bu arada Gazze ile ilgili istediği ölçüde denklemlere dahil olamayan Ankara için Mısır kilit ülke.
Bölgedeki tansiyonun düşürülmesi, müzakerelerin yürümesi ve rehine takası gibi konularda Türkiye'nin rol aldığını ancak diğer taraftan 7 Ekim sonrasındaki gelişmelerin Türkiye'ye "Gazze ile ilgili ciddi sınırlılıkları olduğunu da gösterdiğini" ifade eden Orhan, bu yaklaşımını şu sözlerle açıyor:
"Bu sadece İsrail ile ilgili yaşadığı sorunlar ve bundan dolayı Gazze meselesine müdahil olma imkanının elinden alınması değil, Arap dünyasının da Türkiye'nin burada oynayacağı role ilişkin soru işaretleri, kaygıları olduğu anlaşıldı. Türkiye sınırlılıklarını görmesine paralel olarak bir bölgesel işbirliği üzerinden İsrail'i dengeleme çabası içinde. Burada da işbirliği yapabileceği ülkelerin başında Mısır geliyor."
Sisi'nin temaslarının Gazze ile ilgili bir başka önemli boyutu da zamanlaması.
Ziyaretin kendisi kadar zamanlamasının da önemli olduğunu söyleyen Nasi, ateşkes müzakerelerinde hala bir sonuca varılamadığını ve umutların da giderek tükendiğini hatırlatıyor ve son durumu şöyle aktarıyor:
"Netanyahu hükümetinin Gazze'de Mısır'la sınır boyunca uzanan Philadelphi Koridoru'nun kontrolünü bırakmak istememesi İsrail'in Mısır ile ilişkilerini, barış anlaşmasını tehdit ediyor. İşte tam bu noktada Sisi ziyareti Türkiye'ye iki ülkenin Filistin davasına olan ortak bağlılıkları üzerinden dayanışma mesajı vermesine fırsat sunuyor. Türkiye'nin devam eden diplomatik müzakerelerden dışlanmış olmasını telafi etmeye yönelik bir hamle aynı zamanda."
Mısır ile ilişkiler nasıl düzelmişti?
Türkiye'nin 2020'de başlattığı dış politika revizyonu ile daha önce gerilimli bir ilişki sürdürülen Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail gibi ülkelerle karşılıklı adımlar hızlı atılırken, eski Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Mısır'la başlayan normalleşme sürecinin yavaş ilerlemesinden şikâyet etmişti.
Ancak biraz yavaş da ilerlese Temmuz 2023'te önemli bir adım atılarak Ankara ile Kahire diplomatik ilişkilerin seviyesi yeniden büyükelçi düzeyine çıkartıldı.
Kahramanmaraş depremleri de iki ülkeyi birbirine yakınlaştıran bir başka etken oldu. Adana'ya gelen Mısır Dışişleri Bakanı Sami Şükri ilişkilerin bozulduğu 2013 yazından sonra Türkiye'ye gelen ilk üst düzey Mısırlı yetkili oldu.
Türkiye ile Mısır normalleşmesinin yavaş ilerlediği dönemde çözüm arayan sorunlardan birisi olarak Libya ön plana çıkarken diğer önemli sorun Mısır'ın rahatsız olduğu Türkiye'deki Müslüman Kardeşler'in varlığı idi.
Ankara diğer ülkelerle de gerilime yol açan bu konuda adım atarak Müslüman Kardeşler'in bazı üyelerini sınır dışı etmiş, faaliyetlerine ise sınırlama getirmişti.
Mısır normalleşme sürecini Türkiye'nin Libya politikalarında bir değişiklik olmaması nedeniyle bir dönem askıya aldığını açıklarken ilerleyen zamanlarda iki başkent görüşlerini birbirine yaklaştırmıştı.
Bu çerçevede Libya konusunun da Sisi ziyaretinde gündeme gelmesi bekleniyor.
Türkiye'nin Libya'daki Trablus merkezli hükümete desteğini sürdürmesine rağmen Bingazi'deki konsolosluğunu yeniden açma kararının Libya politikasında olası bir değişiklik ve ılımlaşma şeklinde yorumlandığını aktaran Nasi, Libya'da Merkez Bankası'nın kontrolü ve ülkenin petrol kaynakları üzerindeki artan gerilimlerle birlikte bu konunun liderlerce ele alınmasını bekliyor.