1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

'Nihai hedef Erdoğan!'

Beklan Kulaksizoglu26 Aralık 2013

Türkiye'de 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla başlayan süreç yeni bir boyut kazandı. Uzmanlar, gelişmelerin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a muhtemel yansımalarını DW'ye değerlendirdi.

https://p.dw.com/p/1Agqk
Fotoğraf: picture-alliance/AP Photo

[No title]

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’yi sarsan yolsuzluk operasyonu ile ilgili olarak hükümetinin siyasi bir komplo ile karşı karşıya olduğunu vurguluyor.

Gülen cemaatinin devlet içinde, özellikle de polis teşkilatındaki örgütlenmesini konu alan İmamın Ordusu adlı kitabın yazarı gazeteci Ahmet Şık da Erdoğan’ı siyaset sahnesinden silmeyi hedefleyen bir siyasi operasyonla karşı karşıya olunduğu görüşünde. Şık’a göre mevcut depremin artçı sarsıntıları Başbakan Erdoğan istifa edene ya da iktidardan gidene kadar devam edecek. Şık tüm yaşananların, devletin görünen ve görünmeyen yüzünde kimin iktidar olacağının kavgası olduğunu belirterek, "Son yolsuzluk soruşturmasının arkasındaki güç cemaattir, Gülen cemaatidir ve hükümeti iktidardan devirmek üzere hayata geçirilmiştir. Ve nihai hedefi Recep Tayyip Erdoğan’dır" diyor.

"Emniyet'i temizlemek mümkün değil"

Yolsuzluk skandalının ardından özellikle Emniyet Teşkilatı, yapılan görev değişiklikleriyle gündemde öne çıktı. Ahmet Şık, yapılan görev değişikliklerinin emniyetten cemaatin temizleneceği anlamına gelmediğini belirtiyor ve “Emniyetten cemaati temizlemek istiyorsanız emniyetin kapısına kilit vurup yeni bir emniyet müdürlüğü teşkilatı oluşturmanız gerekiyor” diyor:

“Şu örnekle anlatmak gerekiyor. İstanbul terörle mücadele müdürü 7 Şubat MİT krizinden sonra önceki müdürün yerine konulmuştu. Diğeri cemaatçi olduğu, bir komplonun içinde yer aldığı düşüncesiyle görevden el çektirilmişti, yerine de cemaatçi olmadığı düşünülerek bu emniyet müdürünü koydular, terörle mücadele müdürünü. E bakıyorsunuz son olayın içinde o emniyet müdürü de var ve yine görevden alındı."

"Daha misilleme başlamadı"

Ahmet Şık şimdiye kadar alınan önlemlerin sadece yeni gelecek soruşturmaların önünü kesmeye yönelik olduğunu belirterek, henüz cemaate yönelik bir misilleme adımı atılmadığını belirtiyor. Ahmet Şık, kendini gizlemeyi çok iyi beceren, gizli örgüt mantığıyla çalışan bir yapılanmayla karşı karşıya olunduğunu belirterek, bu yapılanmaya karşı mücadeledeki zorluklara dikkat çekiyor:

“Cemaate yönelik misillemenin henüz gelmediğini, bunun da dedikodusu bir süredir dolaşan bir örgüt operasyonu çerçevesinde olacağını düşünüyorum. Ama şöyle de bir sıkıntı var ki, emniyet teşkilatının büyük çoğunluğunun cemaatçi olduğu bilinen bir ortamda hangi polislerle siz bu operasyonu yapacaksınız, yargıda da bu kadar iyi örgütlendiği ortaya çıkan cemaatten bağımsız kalabilecek hangi savcıyla bu davayı açacaksınız, hangi hakim ve mahkeme heyetiyle bunu yürüteceksiniz? Bunlar çok önemli sorular.”

[No title]

"Erdoğan köşeye sıkıştı"

Almanya’nın önde gelen düşünce kuruluşlarından Berlin merkezli Bilim ve Politika Vakfı’ndan Türkiye uzmanı Günther Seufert, son olaylar ışığında Erdoğan ve partisinin kendi tabanında da itibar kaybına uğradığını belirtiyor ve ülke içi ve dışında ilişkilerin hızla bozulduğuna dikkat çekiyor:

“Erdoğan şu an önemli ölçüde zayıflamış durumda. Biliyorsunuz Türkiye’nin dış politikası da son iki yılda oldukça başarısızdı. İsrail ile ilişkiler, ABD ile ilişkiler… İran ile de, Mısır ile de çok iyi bir dönem değildi. AB ile ilişkiler neredeyse rafa kaldırılmıştı, üyelik müzakerelerinde pek bir ilerleme kaydedilemedi. Erdoğan'ın gösteriler ve göstericilere yönelik tepkileriyleTürkiye’deki liberallerle de arası açıldı. Şimdi de Müslüman muhafazakar halkın geniş kesimleriyle bu yolsuzluk skandalı konusunda ilişkileri bozuldu. Bu nedenle Erdoğan hükümetinin şu an gerçekten de köşeye sıkışmış olduğuna inanıyorum.”

Erken seçim olasılığı

Ahmet Şık da Gülen cemaati ile Erdoğan arasındaki çekişmenin “çok ciddi ağır silahların da kullanıldığı bir savaş’ haline dönüştüğünü belirterek sürecin nasıl sonuçlanacağını kestirmenin çok güç olduğunu kaydediyor. Peki yaşanan kriz önümüzdeki yılki seçim takvimine nasıl yansıyacak? Mart ayındaki yerel seçimlerle genel seçimlerin birleştirilmesi olasılığı giderek daha yüksek sesle dile getiriliyor. Gazeteci Ahmet Şık da bu görüşü paylaşanlardan. Soruşturmanın üzerinden ne kadar çok zaman geçerse iktidar için kaybın o kadar fazla olacağını belirten Şık, bu noktada bir erken seçim kararının sürpriz olmayacağını kaydediyor. Şık, AKP içinden kırılmalar olabileceği yönündeki görüşleri ise şöyle değerlendiriyor:

'Hükümetin sonunu getirebilir'

“Elbette söz konusu. Erdoğan Bayraktar gibi Recep Tayyip Erdoğan’ın yıllardır bu kadar yakınında olan bir kişinin ‘başbakanın istifa etmesi gerekiyor’ açıklamasıyla bakanlık ve milletvekilliğinden istifa etmesi çok önemli bir şey. Bu parti içerisinde de ciddi kırılmalar olduğunun bir göstergesi. Cemaate yakınlığıyla bilinen iki milletvekili istifa etti. Birisi İdris Bal, birisi Hakan Şükür ve bunların devam edeceğini, -ama istifa edenlerin hepsinin cemaatçi olduğunu söylemiyorum- ama cemaat bu işi sonuna kadar kullanacak ve AKPnin alternatifini yine AKP içerisinden çıkarmaya çalışacakları bir plan hayata geçirileceğini düşünüyorum . AKP içerisinde de kopuşlar olacağı kesindir.”

© Deutsche Welle Türkçe

Başak Özay / Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Ahmet Günaltay