"AB dönem başkanlığı mucize yaratamaz"
30 Haziran 2020Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron arasında dün Meseberg’de yapılan görüşme Alman basınında da geniş yer tutuyor. Neue Osnabrücker Zeitung’da yer alan yorum şöyle:
"Almanya ile Fransa arasındaki görüş alışverişi, tam da Almanya’nın Avrupa Birliği Konseyi dönem başkanlığını alması öncesinde güçlü bir işaret veriyor: Kriz zamanlarında da birlikte duruyoruz. Avrupa Birliği içindeki durum karmaşıklaştıkça siyasi yönetim kademesinden beklentiler - hele ki en büyük ve en güçlü üyenin dönem başkanlığını devralması sebebiyle - büyüyor. Berlin Avrupa ekonomisinin korona krizi sonrasında yeniden havalanmasını sağlayacak, borç yoluyla finanse edilen Avrupa Birliği yeniden inşa fonlarını hayata geçirebilecek mi? Avrupa Birliği’nin milyarlar değerindeki birkaç yıllık yeni bütçesi kısa sürede hazır hale gelebilecek mi? Merkel sonunda ortak bir sığınmacı ve iltica politikasının, iklimin daha fazla korunması için bir yeşil anlaşmanın yolunu açabilecek mi? Tüm bu beklentilerin fazla olduğunu sezmek zor değil. Avrupa Birliği dönem başkanlığı bir yön belirlemeye yarayabilir ancak mucizeler yaratamaz."
Merkel-Macron görüşmesiyle ilgili Hessische Niedersäsische Allgemeine gazetesinde yer alan yorum ise şu şekilde:
"Koronavirüs, Macron'un Avrupa Birliği’nde reform düşüncelerine yönelik uzun süredir gösterilen ilgisizliği sona erdirdi. Angela Merkel, Almanya’nın dönem başkanlığı öncesinde dayanışma ve güvenilir işbirliğinin Avrupa’nın ağır krizden çıkabilmesi için gerekli olduğunu ve Fransa gibi ağırlığa sahip bir partnerin yanında olması gerektiğini çabucak ve zamanında fark etti. Özellikle de Britanyalıların 'hoşça kal' dedikleri bir dönemde... Meseberg’deki buluşma, her ne kadar başta tarihi korona yardım programı için bir reklam kampanyası olarak düşünülmüş olsa da Paris ile Berlin arasındaki ilişkide yeni ciddiyeti ve yakınlığı ortaya koydu. Belki de Alman-Fransız motorunun yeniden çalışması için bir virüse ihtiyaç vardı. Onlar dışında kim Avrupa Birliği’ni birarada tutabilir ve hatta belki de reforme edebilir ki?"
Polonya’da cumhurbaşkanlığının ilk tur seçiminde Cumhurbaşkanı Andrzej Duda mutlak çoğunluğu kazanamadı. İkinci turda liberal aday Rafal Trzaskowski’nin seçimi kazanma ihtimali bulunuyor. Süddeutsche Zeitung’da yer alan yorum şöyle:
"Pazartesi günü hemen sağ seçmenin oyuna talip olan Duda’dan bölünmüş Polonya toplumunu tekrar birleştirmesi, uzlaştırması beklenemez. Ancak aradaki farktan ve görünür bölünmeden çıkartması gereken ödev ve ders bu olmalıydı. Böyle bir niyetinin olmaması liberal Trzaskowski açısından şans yaratıyor. Trzaskowski büyük kentlerde ve eğitimli vatandaşlar arasında puan toplamaktan daha fazlasını yapabileceğini göstermeli. Ancak bunu yapabildiğinde ülke bir dönüşümün eşiğine gelebilecek."
Alman kamuoyunda Bavyera eyalet yönetiminin hastalık semptomu göstersin göstermesin herkese ücretsiz koronavirüs testi yapma planı tartışılıyor. Ludwigsburger Kreiszeitung’un konuyla ilgili yorumu şöyle:
"Bavyera Eyalet Başbakanı Markus Söder haklı. Testler hiç kuşkusuz virüsün yerini tespit etmek ve yayılmasını engellemek için gerçekten de doğru yol. Sosyal mesafeyi korumak ve maske takmanın yanı sıra… Ancak hastalık semptomları göstermeyen insanlara test yapmak ancak bunlar düzenli ve olabildiğince sık tekrarlandığında anlamlı olabilir. Sonuçta testin sonucu negatif çıkabilir, ama insan doktordan eve otobüsle dönerken yine virüse yakalanabilir. Yani testin söyleyebildiği sadece bir anlık bir durum tespitidir, buna da bir seyahat ya da ziyaret durumunda ihtiyaç duyulabilir. Ama bundan fazlası değil. Ayrıca Söder bu iş için gerekli kapasiteyi nereden bulacağı ve amacını nasıl gerçekleştireceğini açıklamak zorunda. O nedenle plana şüpheyle yaklaşmak uygun."
DW / EC, HS
©Deutsche Welle Türkçe