Obama’nın manevra alanı daralıyor
13 Ocak 200920 Ocak’ta görevine resmen başlayacak olan yeni ABD Başkanı Barack Obama’yı bekleyen en acil sorunlardan biri de, Ortadoğu sorunu olacak. Obama’nın hem 20 Ocak’ta yapacağı konuşmada, hem de göreve başlamasından sonraki ilk aylarda Ortadoğu sorunu konusunda önemli girişimlerde bulunacağı beklentisi yüksek. Bunun nedeni, İsrail’in Gazze’de askeri harekâta girişmesinden beri sessiz kalan yeni başkanın, göreve resmen başladıktan sonra “bu konuda söyleyecek çok lafı” olduğunu açıklamış olması.
Ama Obama görevi devraldığı gün, Amerika Birleşik Devletleri’nden iyice soğumuş, Washington’un etkisine direnen bir Ortadoğu bulacak. Amerika Birleşik Devletleri’nde uzmanlar, sekiz yıllık Bush politikalarının, Beyaz Saray’ın hem müttefikleri, hem de karşıtları üzerindeki etkisini azalttığında ve Amerikan düşmanlığını kabarttığında birleşiyor.
Dengeli bakış önemli
El Arabiyye gazetesi Washington Büro Şefi Hişam Melhem, bugün Gazze Şeridi’nde yaşananların, bölgedeki taraflarda ve Amerika Birleşik Devletleri’nde yaratıcı bir liderliğin eksikliğinin duyulduğunu gösterdiğini savunuyor. Melhem, Bush’u sert şekilde eleştirirken, Obama’ya umutla bakıyor:
“Adı Barack Hüseyin Obama olan birinin dünyaya George W. Bush’tan tamamen farklı bakacağını savunuyorum. Bu, dünyanın Avrupa’dan ve Batı’dan daha büyük olduğunu anlayan bir adam. Bu nedenle de dünyaya bakışı farklı olacak. O entelektüel bakımdan tembel değil.”
Melhem, Ortadoğu’da başarılı olmak için strateji değişikliği gerektiğine inanıyor ve Obama’nın “bölgeye yaklaşımı İsrail merkezli olmak zorunda değil” şeklinde konuşuyor: “Ondan İsrail’den vazgeçmesini istemiyorum. Sadece Ortadoğu’ya bütünüyle bir bölgesel merkez olarak bakmasını istiyorum.”
“İsrail’in yanında durduğumuzu söylemeli”
Uzun yıllardan beri İsrail’i bölgedeki en iyi müttefikleri olarak görmeye alışan Amerikalılar için, bu hiç de kolay kabul edilebilecek bir talep değil. Bush döneminde Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nda Ortadoğu’dan sorumlu Müsteşar Yardımcısı olarak görev yapan Scott Carpenter, Obama yönetiminin bundan sonra da, kendisinin “siyasi ve ekonomik özgürlük stratejisi” olarak adlandırdığı çizgiyi devam ettirmesi gerektiğini düşünüyor. Carpenter, Başkan Bush’un Ortadoğu’da inandırıcılığını yitirdiğine ve samimiyetin önemine işaret ediyor:
“Obama’nın inandırcılığı var ve herhangi bir mesaj vermek için inandırıcı olmak gerekli. Eğer demokrasiyi geliştirmek, bölgedeki halklarla işbirliği yapmak bizim çıkarımıza ise, bundan söz etmeli. Eğer, bir kriz anında İsrail’in yanında durmamızın önemli olduğunu hissediyorsak, bunu söylemeli.”
“Hayal kırıklığı olabilir”
Carnegie Uluslararası Barış Enstitüsü (Endowment for International Peace) uzmanı Michele Dunne ise, Obama’nın doğrudan insanlarla ilişki kurabilen bir politikacı olduğuna dikkat çekiyor ve bu özelliğinin Ortadoğu’da bazı avantajlar sağlayabileceğini vurguluyor. Yine de Dunne, fazla iyimser olunmaması uyarısını yaparak, “Başkan Obama’nın bölgedeki insanların kendisinden en çok duymak istediği şeyi, özel Amerikan-İsrail ilişkisinden sapacağını söylemeyeceğini düşünüyorum. Bariz bir hayal kırıklığı olacak ve bu Gazze’deki insanlık trajedisi nedeniyle muhtemelen daha da keskin hissedilecek” diyor.
Michele Dunne, Obama’nın Ortadoğu konusuna çok dikkatli yanaşacağına ve beklenenin aksine fazla konuşmayacağına inanıyor.