Osman Kavala hakim karşısına çıkıyor
17 Aralık 2020Gezi davasından beraat ettikten sonra tekrar tutuklanan iş insanı ve Anadolu Kültür A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala, hakkında açılan yeni davada Cuma günü yeniden hakim karşısına çıkıyor.
İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek davada Kavala ve birlikte yargılandığı ABD merkezli düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyi (CFR) kıdemli uzmanı Henri Barkey'e Türk Ceza Kanunu'nun 309. maddesince "cebir ve şiddet kullanarak anayasal düzeni ortadan kaldırmak" ve 328. madde uyarınca da "siyasal ve askeri casusluk" suçlamaları yöneltiliyor.
Kavala ve gıyabında yargılanacak olan Barkey hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 20 yıla kadar hapis cezaları isteniyor.
"Büyük bir insan hakları ihlali"
Kavala ve Barkey'in yargı sürecini insan hakları savunucuları yakından takip ediyor. Duruşma öncese Alman haber ajansı dpa'ya davayı değerlendiren Uluslararası Af Örgütü uzmanı Milena Büyüm, mahkemenin Kavala hakkında beraat ve tahliye kararı vermesi gerektiğini söyledi.
Hazırlanan iddianamede hiçbir kanıt yer almadığına işaret eden Büyüm, Kavala hakkındaki hukuki sürecin büyük bir insan hakları ihlali olduğunu ifade etti.
Af Örgütü'nün Türkiye temsilciliği de "Türkiye yetkililerini adaleti sağlamaya" çağırdı. Örgütün Twitter hesabı üzerinden yapılan paylaşımda, "Osman Kavala'nın cezaevine gönderilmesinin üzerinden üç yıldan uzun bir süre, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Kavala'nın serbest bırakılması yönündeki kararının üzerinden ise bir yıl geçtikten sonra, Türkiye yetkililerini, adaleti sağlamaya çağırıyoruz" denildi.
Beraat ettiği Gezi davasıyla ilgili suçlama yöneltilmişti
15 Temmuz öncesi Kavala ve Barkey'nin yaptığı görüşmelerin anlatıldığı iddianamede, "Osman Kavala ve Henri Jak Barkey'in 15 Temmuz darbe girişimi öncesindeki faaliyetlerinin hayatın olağan akışına aykırı bir şekilde darbe girişimi hazırlıkları ile kesiştiği, bu durumun her iki şüphelinin de 15 Temmuz darbe girişiminden önceden haberdar oldukları" iddia ediliyor.
İddianamede Kavala'ya beraat ettiği Gezi Parkı eylemleriyle ilgili de suçlamalar yöneltiliyor. Kavala'nın, Gezi sürecinde İnsan Hakları İzleme Örgütü Türkiye Raportörü Emma Sinclair-Webb'le çok sıkı ilişki içerisinde olduğu, hatta zaman zaman Sinclair-Webb'in Kavala'nın telefonundan başka yabancı kişilerle görüşmeler gerçekleştirdiğinin tespit edildiği belirtiliyor ve Kavala'nın yönlendirmesi ile Sinclair-Webb'in Türkiye üzerinde uluslararası baskı kurulması için bir dizi faaliyette bulunduğu öne sürülüyor.
Cezaevinde gözaltı kararı
1 Kasım 2017 tarihinden bu yana cezaevinde bulunan Kavala'nın Gezi Parkı olaylarına ilişkin davada tahliyesine ve beraatine karar verilmiş ancak Kavala "casusluk" suçundan tutuklanmış ve serbest bırakılmamıştı. Osman Kavala, 18 Ekim 2017'de gözaltına alındıktan sonra tutuklanmış ve 18 Şubat 2020'da da yargılandığı İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakkında beraat kararı verilmişti. Ancak Kavala, beraat kararı verildiği gün hakkında yeni bir gözaltı kararı çıkması ve ardından da yeniden tutuklanmasına karar verilmesi nedeniyle Silivri Cezaevi'nde kalmaya devam etmişti.
Kavala, hakkındaki tutukluluk kararının hukuki olmadığı, kişi hürriyetini ve güvenliğini ihlal ettiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) yaptığı bireysel başvuruya ise henüz yanıt verilmedi. AYM, hafta başında Kavala'nın hak ihlali ile ilgili başvuru dosyasını Genel Kurul'a sevk etti. Kavala, Gezi Parkı davasındaki tutukluluğuna karşı da AYM'ye başvuruda bulunmuş, ancak bu başvurusu 2019'da reddedilmişti.
Türkiye Avrupa Konseyi'nin denetim sürecine girdi
Kavala hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde de (AİHM) ayrı bir yargı süreci devam ediyor. AİHM, 10 Aralık 2019'da Kavala'nın haksız yere cezaevinde tutulduğuna hükmederek serbest bırakılması gerektiğine karar vermişti. Ancak Türkiye'nin karara uymaması üzerine de AİHM kararlarının uygulanmasını denetleyen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, denetim süreci başlattı.
AİHM kararlarının uygulanışını denetleyen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Eylül başında Ankara'ya Osman Kavala’yı "derhal serbest bırakma" çağrısında bulunmuştu.
DW,dpa/BÜ,HS
© Deutsche Welle Türkçe