Osman Kavala için yeni iddianame hazırlandı
8 Ekim 2020Gezi Parkı eylemlerine ilişkin yargılandığı davada geçen Şubat ayında beraatine ve tahliyesine karar verilen, ancak başka bir soruşturma kapsamında cezaevinden çıkmadan yeniden tutuklanan iş insanı Osman Kavala hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ikinci bir iddianame hazırlandı.
İddianamede Kavala ve aynı dosyada şüpheli sıfatıyla yer alan Ortadoğu uzmanı Henri Jak Barkey'nin "FETÖ/PDY silahlı terör örgütüyle hareket ettikleri" ve "15 Temmuz darbe girişiminde rol aldıkları" ileri sürülerek TCK'nın 309 ve 328'inci maddeleri kapsamında "anayasal düzeni değiştirme" ve "casusluk" suçlamaları yöneltildi.
Kavala ve Barkey hakkında TCK'nın 328'inci maddesi uyarınca 20 yıla kadar TCK'nın 309'uncu maddesi uyarınca da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi
İddianamede hangi suçlamalar yöneltiliyor?
15 Temmuz öncesi Kavala ve Barkey'nin yaptığı görüşmelerin anlatıldığı iddianamede, "Osman Kavala ve Henri Jak Barkey'in 15 Temmuz darbe girişimi öncesindeki faaliyetlerinin hayatın olağan akışına aykırı bir şekilde darbe girişimi hazırlıkları ile kesiştiği, bu durumun her iki şüphelinin de 15 Temmuz darbe girişiminden önceden haberdar oldukları" iddia edildi.
İddianamede, "Darbe girişiminin alt yapısını oluşturmak için yurt içi ve yurt dışı bir dizi bağlantı kurdukları, son olarak da şüpheli Henri Jak Barkey'in 15 Temmuz günü Türkiye'ye gelerek darbe girişimini İstanbul Büyükada'da sabaha kadar takip ettiği ve yurtdışı bağlantılarını gece boyu devam ettirdiği anlaşılmıştır" ifadeleri yer aldı.
CIA için çalıştığı iddia edilen Barkey'e "darbe girişimini takip etmek, gerektiğinde yönlendirmek ve özellikle darbenin başarılı olması sonrası darbenin uluslararası destekçileri ile koordinasyonu sağlamak üzere darbe girişimi gecesi Türkiye'de bulunduğu ve her türlü ihtimale karşı burada bulunmasını açıklayabilmesi amacıyla da Splendid Otel’deki göstermelik bir toplantıyı organize ettiği" suçlaması yöneltildi. Toplantıya katılan Ellen Beth Laipson, Ali Vaez ve Ellie Geranmayeh'in de darbe gecesini yakından izledikleri savunulurken toplantının diğer katılımcılarının darbe sürecini takip ettiğine dair bir bilgi bulunmadığı ifade edildi.
İddianamede Splendid Otel'deki toplantı katılımcıları arasında Osman Kavala'nın ismi ise bulunmuyor. Barkey'in gece boyunca kablosuz internet ağını aktif olarak kullanmasının delil olarak gösterildiği iddianamede, Kavala'nın 15 Temmuz darbe girişimi bağlantısına da yaptığı telefon görüşmeleri delil olarak gösterildi.
Kavala'nın ayrıca 15 Temmuz öncesi yoğun şekilde yurt dışına çıktığının tespit edildiği ifade edildi.
Beraat ettiği Gezi eylemleriyle tekrar suçlandı
İddianamede Kavala'ya beraat ettiği Gezi Parkı eylemleriyle ilgili de suçlamalar yöneltildi. Kavala'nın, Gezi sürecinde İnsan Hakları İzleme Örgütü Türkiye Raportörü Emma Sinclair-Webb'le çok sıkı ilişki içerisinde olduğu, hatta zaman zaman Sinclair-Webb'in Kavala'nın telefonundan başka yabancı kişilerle görüşmeler gerçekleştirdiğinin tespit edildiği belirtildi. İddianamede Kavala'nın yönlendirmesi ile Sinclair-Webb'in Türkiye üzerinde uluslararası baskı kurulması için bir dizi faaliyette bulunduğu öne sürüldü.
Kavala'nın Gezi süresinde dönemin Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks ve Almanya İstanbul Başkonsolosluğu Hukuk, Basın ve Vize Bölümü Direktörü Dr. Volker Helmert ile görüşmesi de "delil" sayıldı. Kavala’nın Gezi Parkı'na Topçu Kışlası’na ilişkin mahkeme kararını Helmert’e verdiği ileri sürüldü.
"İstihbarat örgütlerinin sivil toplum kuruluşlarını kullandığı" savunulan iddianamede, Kavala'nın sahibi olduğu Anadolu Kültür A.Ş.’yi Alman Başkonsolosluğu, Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu, Hollanda MATRA Programı, İsveç İstanbul Başkonsolosluğu, Norveç Büyükelçiliği gibi birçok kurumu desteklediği yer aldı.
Hazırlanan iddianame İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Mahkeme, iddianameyi kabul ederse Kavala önümüzdeki günlerde hakim karşısına çıkacak.
Türkiye Kavala davası nedeniyle denetim sürecinde
Gezi Parkı eylemlerine ilişkin yargılandığı davada 18 Şubat 2020'de beraatine ve tahliyesine karar verilen Osman Kavala, cezaevinden salıverilmeden 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin yürütülen başka bir soruşturma kapsamında 19 Şubat 2020'de yeniden tutuklanmıştı.
Kavala, 20 Mart 2020'de İstanbul 3. Sulh Ceza Hakimliği'nce "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçundan tutuklu kaldığı süreyi göz önüne alarak tahliye edilmişti. Ancak aynı soruşturmada "askeri ve siyasal casusluk" suçundan da 9 Mart 2020'de tutuklanmış olduğu için Kavala cezaevinden çıkamamıştı.
Öte yandan Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) de Gezi davasından beraat etmesine rağmen "casusluk" suçlamasıyla cezaevinde tutulan Kavala’nın bireysel başvurusunu yakında karara bağlanması bekleniyor. AYM geçen hafta Kavala’nın yeni bir dosyadan tutuklanmış olduğu, bu dosyaya ilişkin iddianamenin tamamlanma aşamasına geldiği geldiğini belirterek karar duruşmasını ertelemişti.
Kavala dosyası aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) de gündeminde. Kavala'nın, Aralık 2019’da Kavala’nın siyasi nedenlerle tutuklandığına hükmederek ihlalin ortadan kalkması için derhal tahliye edilmesi çağrısı yapmıştı. Ancak Türkiye'nin karara uymaması üzerine AİHM, bu yıl Mayıs ayında kesinleşen Osman Kavala kararının uygulanması için denetim süreci başlatmıştı.
AİHM kararlarının uygulanışını denetleyen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Eylül başında Ankara'ya Osman Kavala’yı "derhal serbest bırakma" çağrısında bulunmuştu.
DW/HS,HT
© Deutsche Welle Türkçe