Paris'in yeni Türkiye hesapları
17 Kasım 2011Fransa ile Türkiye arasında son zamanlarda yaşanan diplomatik trafiğe bugün bir yenisi daha ekleniyor. Fransa Dışişleri Bakanı Alain Juppe, iki günlük resmi bir ziyaret için 17-18 Kasım tarihlerinde Ankara ve İstanbul'da olacak. Fransız Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan konuyla ilgili açıklamada, ziyaretin Ankara ayağında ikili ilişkilerin durumu kadar Suriye ve İran dosyalarının da gündem geleceği bildirildi. Juppe, İstanbul’da da Rum Ortodoks Patriği Bartolomeos’u ziyaret edecek, Galatasaray Üniversitesi’yle ilgili bir programı da var.
Ziyaret ikili ilişkiler açısından oldukça önemli, zira Paris son zamanlarda Ankara ile ilişkilerini her alanda geliştirmenin yollarını arıyor. Fransız topraklarında PKK’ya karşı düzenlenen sistematik polis operasyonları ve bazı PKK mensuplarının Fransız mahkemeleri tarafından yargılanıp çeşitli suçlara mahkum edilmesi Paris’ten Ankara’ya mesaj olarak değerlendiriliyor.
Soykırım tartışmaları
Ancak ikili ilişkilerin AB ve “Ermeni soykırımı” boyutu da var. Nicolas Sarkozy 2007 yılında cumhurbaşkanı seçilmeden önce ülkedeki Ermeni topluluğuna “Ermeni soykırımını inkarın cezalandırılmasına yönelik yasa teklifini Fransız Senatosu gündemine taşıyacağı” vaadinde bulunmuştu. Ancak seçildikten sonra bu konuyu gündeme getirmeyeceğine dair Ankara’ya söz verdi ve bu sözünü de tuttu.
Konu, Senato’da çoğunluğun geçtiğimiz haftalarda ülkedeki sol muhalefetin eline geçmesiyle yeniden alevlendi. Ana muhalefetteki Sosyalist Parti’nin cumhurbaşkanı adayı François Hollande yasa teklifinden yana olduğunu alenen beyan etmiş durumda. Bu nedenle, Sarkozy tarafından “kandırıldığını” söyleyen Fransa’daki Ermeni diasporasında gelecek yılki seçimlerde oyların Sosyalist Parti'ye kayma eğilimi gözleniyor. Diaspora Paris, Lyon ve Marsilya gibi ülkenin en büyük üç kenti çevresine dağılmış olduğundan ve bu kentlerde kimi zaman seçimler birkaç bin hatta seçim bölgesine göre birkaç yüz oy farkıyla kazanıldığından, diasporanın oylarının önemi merkez sol ve merkez sağ partiler için hayati öneme sahip.
Sarkozy'nin 6 Ekim’de Ermenistan’ın başkenti Erivan’a yaptığı ziyarette Ankara’yı bu nedenle “Ermeni soykırımı ile yüzleşmeye” çağırdığı tahmin ediliyor. Sarkozy, Ankara’nın bu “bellek çalışmasını” yapmaması halinde Senato’daki yasa teklifini yeniden gündeme taşıyabileceği sinyali verdi. Konunun Fransa’da Nisan-Mayıs 2012’deki cumhurbaşkanlığı ve Haziran 2012’deki milletvekilliği seçimleri öncesinde yeniden gündeme gelmesi bu sefer Fransız medyasının dahi gözünden kaçmadı.
Medya gerek sol muhalefet gerekse Sarkozy’nin “Ermeni soykırımı” konusunu gündeme taşımalarının “seçim yatırımı” olduğu görüşünde. Tüm bu nedenlerden ötürü “Ermeni soykırımı” konusu Türk-Fransız ilişkilerinin en sancılı noktası olma özelliğini koruyor.
Türkiye'nin AB süreci
İlişkilerdeki diğer sancılı konu Paris’in Türk-AB ilişkilerindeki tutumu. Sarkozy yönetimi iktidara geldiği tarihten bu yana, çoğu zaman iç politikadaki dengeler yüzünden, Ankara’nın AB üyelik perspektifi konusunda olumsuz mesajlar veriyor. Ankara, Türk kamuoyunda geniş yankı uyandıran bu mesajların Türkiye’nin AB sürecini baltaladığı görüşünde.
Ancak beklenmedik ve hesapta olmayan bir gelişme yakın bir gelecekte bu konudaki parametreleri değiştirebilir. Son üç yıldır süregelen ve son zamanlarda iyice derinleşen ekonomik ve finansal kriz, AB mimarisi ve AB’nin işleyişi konularını yeniden tartışmaya açmış durumda. Özellikle Almanya’nın bu krizden siyasi planda güçlenerek çıkması veya çıkacağına dair yorumlar Fransa gibi ön planda gelen AB ülkelerini geleceğin Avrupası konusunda yeni fikirler üretmeye yöneltmiş görünüyor.
Sarkozy, 15 Kasım Salı günü partisine mensup bir grup milletvekiline “35 üyeli konfederal bir Avrupa” ve buna ek olarak da “daha dar kapsamlı bir Euro bölgesi” konusundaki düşüncelerini sordu. Sarkozy’nin doğrudan Türkiye konusuna girmediği söylenmekle birlikte, bazı üst düzey Fransız diplomatik kaynakları Fransız basınına yaptıkları açıklamalarda “daha az entegre bir Avrupa’da Türkiye’ye neden yer olmasın?” ifadelerini kullanıyor.
Fransa’nın, daha entegre bir Avrupa için bir yandan Almanya ile sıkı müzakereler yürütürken bir yandan da daha az entegre ve geniş bir Avrupa mimarisi üzerinde çalıştığı anlaşılıyor. Fransız yetkililer tarafından şu ana kadar yalanlanmamış olan bu çalışmanın daha birkaç yıl alması bekleniyor. 2012’de Fransa’da, 2013’te de Almanya’da yapılacak seçimler de çalışmaların yönünü etkileyebilir. Fakat finansal kriz yeni bir Avrupa’nın habercisi olmaya aday. Fransa Dışişleri Bakanı Alain Juppe’nin Türkiye ziyaretini bu perspektiften de okumakta fayda var.
© Deutsche Welle Türkçe
Kayhan Karaca / Strasbourg
Editör: Hülya Köylü