1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Polonya'da yaklaşan seçimler: Muhalefet iktidarın hedefinde

Jacek Lepiarz
29 Nisan 2023

Polonya'da sonbaharda parlamento seçimleri yapılacak. Kamuoyu yoklamalarına göre oy kaybeden iktidar, muhalefetteki en tehlikeli rakibi Donad Tusk'un etkinliğini azaltmanın yollarını arıyor.

https://p.dw.com/p/4Qi40
Sivil Platform lideri Donald Tusk
Sivil Platform lideri Donald Tusk, seçim çalışmalarını sürdürüyorFotoğraf: Artur Widak/AA/picture alliance

Polonya'da muhalefet lideri Donald Tusk yıllardır hükümet kontrolündeki medya tarafından kötü adam olarak gösteriliyor. Tusk, hükümet yanlısı basın tarafından kimi zaman Alman çıkarlarının savunucusu olmakla suçlanıyor, kimi zaman da Ruslara yakın olduğunu ima eden "Rus çorabı" gibi ifadelerle itibarsızlaştırılıyor.

Ancak liberal çizgideki muhalefet partisi Sivil Platform (PO) lideri Tusk hakkındaki lekeleme kampanyaları, Tusk'u sağcı hükümet için artık bir tehlike olmayacak şekilde zayıflatmaya yetmiyor.

Ülkede sonbaharda yapılacak genel seçimlerin sonuçları belirsiz de olsa hükümet tarafındaki gerginlik her geçen hafta giderek artıyor. Jaroslaw Kaczynski liderliğindeki Hukuk ve Adalet Partisi (PiS) tehlikeli rakibini artık farklı metotlarla saf dışı bırakmaya çalışıyor.

Muhalefet liderine yönelik soruşturmalar

Böyle bir ortamda Varşova'daki savcılık muhalefet lideri Tusk hakkında soruşturma başlattı. Bu gelişme hükümet sözcüsü olarak görülen haber portalı tvp.info tarafından Pazartesi günü duyuruldu. İş insanı Marek Falenta Kasım 2022'de Tusk hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Falenta, Tusk'ı 2014 yılında hükümet başkanı olduğu dönemde "yetkilerini aşmakla" suçluyor. O dönemde Tusk hükümeti, Rusya'nın Kırım'ı ilhak etmesinin ardından Falenta'nın şirketinin Rusya'dan yaptığı kömür ithalatı hakkında soruşturma başlatılmasını talep etmişti. Falenta, Tusk'ın yasal dayanak olmadan ekonomiye müdahale ettiğini ve şirketini zarara uğrattığını savunuyor.

Liberal gazete Gazete Wyborcza ise Tusk'a yönelik soruşturmanın tam da seçim yarışı başlamak üzereyken açılmasına dikkat çekti. Gazete Falenta'nın daha önceden sabıka kaydı olduğunu hatırlatarak, güvenilirliğinin şüpheli olduğunu belirtti.

Falenta, yasadışı bir telefon dinleme skandalı nedeniyle iki yıl cezaevinde kalmıştı. Falenta'nın para ödediği garsonlar Varşova'daki iki restoranda Tusk hükümetinden siyasetçilerin konuşmalarını dinlemiş ve bu konuşmaların içeriğini medyaya servis etmişti. Rus gizli servisinin arkasında olabileceği belirtilen bu eylem, Tusk‘un 2015'teki seçimlerde yenilgiye uğramasında etkili olmuştu.

Hedef Tusk'ı hizaya sokmak

Gazeteci Wojciech Czuchnowski Gazeta Wyborcza'ta "Burada asıl mesele, savcılığı ve siyasi destekçilerini de itibarsızlaştırsa bile hükümet kanadının en önemli siyasi rakibini sonbahar seçimleri öncesinde etkisiz kılmak" yorumu yaptı.

PiS lideri Jaroslaw Kaczynski
PiS lideri Jaroslaw KaczynskiFotoğraf: Hubert Mathis/ZUMA/dpa/picture alliance

Ancak 2014-2019 yılları arasında Avrupa Birliği Konseyi başkanlığı yapan ve 2021'den bu yana muhalefetteki Sivil Platform'un lideri olan Tusk saldırılardan etkilenmemiş gibi görünüyor. Salı günü partisinin toplantısında konuşan Tusk "Gözümü korkutamayacaklar" dedi ve hakkındaki suçlamaları "absürt" olarak niteledi.

Savcılığın girişimi münferit bir vaka değil. Sivil Platform'a yönelik mücadele farklı boyutlarda yürütülüyor. Polonya parlamentosundaki sağcı çoğunluk 14 Nisan'da "2007 ve 2022 yılları arasında  Polonya'nın iç güvenliği üzerindeki Rus etkilerini araştıracak bir komisyon" kurulmasına karar verdi. Bu komisyonda hükümetin beş muhalefetin ise dört temsilcisi olacak, komisyon başkanını ise hükümet başkanı belirleyecek. Komisyonun kamuya ait fonların dağıtımı ile bağlantılı görevlerde olan her siyasetçiye on yıl siyaset yasağı getirebilme yetkisine sahip olması öngörülüyor. Bu yetki de muhalefeti zayıflatmanın etkili bir yolu olarak değerlendiriliyor. Bazı anayasa hukukçuları bunun anayasaya aykırı olduğu görüşünü dile getiriyor. PO Genel Sekreteri Marcin Kierwinski "Yasanın hedefi Donald Tusk'i siyasetten uzaklaştırmak" değerlendirmesi yaptı. Muhalefet Cumhurbaşkanı Andrzej Duda'nın yasayı imzalamayı reddedeceğini umuyor.

Hükümete onay azalıyor

Bütün bu atılan adımların temel nedeni hükümetin baskı altında olması. Rusya'nın Ukrayna'ya saldırması ve Polonya'nın saldırıya uğrayan Ukrayna ve Ukraynalı sığınmacılarla dayanışma göstermesi başlangıçta hükümeti güçlendirmiş, Polonya'nın uluslararası alanda itibarının artması, kamuoyu yoklamalarına göre PiS'e oy kazandırmıştı.  

Andrzej Duda
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ve Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej DudaFotoğraf: Radek Pietruszka/PAP/picture alliance

Ancak daha sonra sorunlar artmaya başladı. İnsanlar bu yılın Mart ayında yüzde 16,2 olarak kaydedilen yüksek enflasyondan dolayı sıkıntı yaşıyor. Ülkedeki 1 milyondan fazla Ukraynalı sığınmacı, eğitim ve sağlık sistemi üzerinde baskı oluşturuyor. Polonya limanlarından dünyaya taşınması öngörülen ancak Polonya'nın silolarında kalarak ülkedeki fiyatlarda büyük bir düşüşe neden olan Ukrayna tahılıyla ilgili sorun da sadece çiftçiler arasında değil her kesimde öfke yaratıyor.

Tusk seçmen avında

Öte yandan muhalefet lideri Tusk haftalardır Polonya'yı dolaşarak destekçilerini harekete geçirmek ve yeni seçmenler kazanmak için kampanya yürütüyor. Tusk'un seçim etkinliklerine rakibi Kaczynski'nin etkinliklerinin aksine, her görüşten seçmen gelip soru sorabiliyor. Kaczynski'nin etkinlikleri on binlerce polis tarafından korunuyor. Hükümet, 2007-2014 yılları arasında başbakanlık yapan ve daha sonra Avrupa Birliği Konseyi başkanlığı görevini yürüten Tusk'u tehlikeli bir rakip olarak görüyor.

PiS, liberal muhalefete karşı yürüttüğü kampanyada sadece Tusk'u hedef almıyor. PiS, kendisini "Polonya Partisi" olarak tanımlarken, muhalefetin "yabancıların çıkarlarını" temsil ettiğini savunuyor, Sivil Platform'u "Alman partisi" olarak karalamaya çalışıyor. Almanya da, Avrupa Birliği'ne hakim olmak isteyen ve Polonya'ya savaş tazminatı ödemeyi reddeden "şüpheli bir komşu" olarak sunuluyor.

Tusk destekçilerini harekete geçirmek için 4 Haziran'da Varşova'da büyük bir miting çağrısı yaptı. PO lideri Tusk Twitter'da mitingi "Fiyat artışlarına, hırsızlığa ve yalanlara karşı, özgür seçimler ve demokratik Avrupa yanlısı bir Polonya için" şeklinde duyurdu. Bu tarihin Polonya açısından sembolik bir önemi de var. 4 Haziran 1989'da Polonya'da diktatörlüğün yıkılmasına yol açan ilk kısmi özgür seçimler gerçekleştirilmişti.

DW Türkçe'ye engelsiz nasıl ulaşabilirim?