Portekiz'de genel grev
27 Haziran 2013Portekiz’deki bir günlük genel grev, toplu taşımadan posta dağıtımına, çöplerin toplanmasından tren ve uçak seferlerine kadar ülkede günlük hayatın felce uğramasına neden oldu.
Özellikle kamu çalışanlarının yüksek oranda destek verdiği grev, muhafazakâr hükümetin kemer sıkma önlemlerine karşı son iki yılda gidilen dördüncü genel grev oldu. Şimdiye dek grev çağrısını komünist görüşün ön plana çıktığı Portekiz İşçileri Genel Konfederasyonu (CGTP) yapıyordu. Ancak bu kez, aslında son iki yılda hükümetin tasarruf tedbirlerini kısmen destekleyen Genel İşçiler Sendikası (UGT) da genel grev çağrısına ortak oldu.
Hükümetin istifası talep ediliyor
Sendikanın Başkanı Carlos Silva şunları kaydediyor. Carlos Silva "Portekiz için çok büyük endişe duyuyoruz. Troyka ve hükümetin tasarruf tedbirleri yoksulluğa, maaş ve emeklilik ücretlerinin düşmesine neden oluyor. Ayrıca işçilere daha az hak tanınırken, bu şekilde sosyal dayanışma da tehlikeye giriyor" diye konuştu.
Portekiz İşçileri Genel Konfederasyonu (CGTP) Başkanı Armenio Carlos da iki yıllık görev süresi içerisinde 300 bin kişinin işine son veren hükümetin gücünün bu grevle zayıflayacağını düşünüyor. Carlos, 800 bin üyeli konfederasyonun 'hükümetin istismar ve yoksulluğu tetikleyen politikalarına' hayır dediğini ve istifasını talep ettiğini ifade etti.
Perşembe günü yapılan grev, 1974 yılındaki Karanfil Devrimi’nden bu yana her iki büyük konfederasyonun beraber yaptığı dördüncü genel grev oldu. Bu grevlerden iki ise Başbakan Pedro Passos Coelho’ya karşı yapıldı. Grevin yanı sıra ülke genelinde protesto gösterileri de düzenlendi. Göstericiler erken seçim, yeni ekonomik ve sosyal politikalar talep etti.
"Sosyal barış tehdit altında"
2011 yılında aldığı 78 milyar euroluk yardım paketine karşılık Portekiz’in yerine getirmekle yükümlü olduğu sert tasarruf önlemleri, ülkede ağır sonuçlar doğurdu. Portekiz üç yıldır derin bir resesyonda, işsizlik oranları ise yüzde 18 dolayında. Bu oran, gençler arasında yüzde 40’ın üzerine çıkıyor. Hükümet, gelecek yıl kamu kurum ve kuruluşlarında 30 bin kişinin daha işine son vermeyi planlıyor. Merkez sağdaki koalisyon hükümeti iki haftadır sendikalarla müzakereler yürütüyor. Genel İşçiler Sendikası Başkanı Silva, hükümet uzlaşmaya yanaşmazsa sürdürülen diyaloğa son verileceğini belirtti. Silva "Hükümet sendikalarla bir savaş isteyip istemediğini iyi düşünmelidir. Zira tüm bu tedbirler, Portekiz’deki sosyal barışı, korkunç sonuçlarla tehdit ediyor" şeklinde konuştu.
Uzmanlar, hükümetin, halkın geniş tabanlı desteğini almadan planlanan ek sıkı tasarruf tedbirlerini hayata geçiremeyeceğini düşünüyor. Uluslararası Para Fonu’nun son raporu da ülkede büyüyen siyasi istikrarsızlığın reform paketini tehdit ettiği uyarısında bulunmuştu.
Sendikalar kimleri temsil ediyor?
Son yapılan bir araştırmaya göre, ülkede özel sektörde çalışanların sadece yüzde 10’u bir sendikaya üye. Tarihçi Raquel Varela, Portekiz’deki sendikaların genelde kamu çalışanlarını ve Karanfil Devrimi’nin ardından 1980 ve 1990’larda iş hayatına atılmış kuşağı temsil ettiğini kaydediyor.
İşine gitmeye çalışan genç bilgisayar mühendisi Paulo Costa ise istasyonda umutsuzca tren bekliyor. Sendikaların kendisini temsil etmediğini düşünen Costa, grev dışında başka çözümler de bulunması gerektiğini dile getiriyor. Paulo Costa "Grev hakkı kesinlikle korunmalıdır, ama ben bu genel grevin gerçekten bir sonuç getireceğini düşünmüyorum. Ben de hükümetin sert tasarruf önlemlerine karşıyım. Ama Başbakan, bu grevin bir getirisi olmayacağını söylemekle haklı. Bizim büyük değişikliklere ihtiyacımız var. Ama bunların nasıl yapılacağına dair hiçbir fikrim yok" diye konuşuyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Tilo Wagner / Başak Demir
Editör: Hülya Schenk