Rabia Naz’ın babasının adalet arayışı
22 Mart 2019Giresun’da yaşayan Şaban Vatan, kızı Rabia Naz'ın intihar sonucu değil, bir aracın çarpması sonucu öldüğüne inanıyor. Yaklaşık bir yıldır kızının ölüm nedenini araştıran, adalet arayan Şaban Vatan, mahkeme kararıyla akıl hastanesine yatırılacak.
Olaylar, Giresun’da yaşayan 11 yaşındaki Rabia Naz Vatan'ın, 12 Nisan 2018'de evlerinin önünde ağır yaralı olarak bulunmasıyla başladı. Hastaneye kaldırılan küçük kız, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Rabia Naz’ın ölümü kayıtlara intihar olarak geçti.
Şaban Vatan kızının intihar ettiğine inanmıyor
Baba Şaban Vatan ise kızının intihar sonucu değil, bir aracın çarpması nedeniyle öldüğünü savunuyor. Şaban Vatan, kızının ölümüne neden olan aracı, Giresun’un Eynesil ilçesinin AKP’li belediye başkanı Coşkun Somuncuoğlu’nun yeğeninin kullandığını iddia ediyor.
DW Türkçe’ye konuşan ve yaşadıklarını anlatan baba, kızının ölümüne dair gerçeklerin üzerinin örtülmeye çalışıldığını söylüyor.
Kızının sol ayağının kopar derecesine gelmiş olması ve atardamar kesiği bulunmasına karşın yerde hiç kan olmamasından şüphe duyan baba Şaban Vatan, kızının ölüm nedenini araştırma başladığını anlatıyor. Zira atar damarın kesilmesiyle kan akışı olması gerekiyor.
Rabia Naz Vatan'ın ölüm nedeni emniyet kayıtlarına "beşinci kattaki evinden atlayarak intihar etti’ olarak geçiyor. Ancak mahalledekilerle konuşan baba, olayın yaşandığı gün yüksekten atlama ya da düşmeye benzer bir ses duyulmadığını da öğreniyor.
Baba ayrıca, kızının ağır yaralı olarak bulunduğu dakikalarda Fiat Doblo marka bir aracın hızla civardan geçtiğini bilgisine ulaşıyor.
Baba Vatan, bu sırada Rabia Naz’ın kıyafetlerindeki talaş, saman ve tozun da dikkatini çektiğini söylüyor. Oysa küçük kızın düştüğü belirtilen yerde talaş, saman ya da toz bulunmuyor. Kızın üzerindeki kalıntılar babanın aklına, yakınlarda ahır olarak kullanılan metruk binayı getiriyor. Mekanın, evladının kanının temizlendiği yer olabileceğinden şüpheleniyor. Babaya göre kızı başka yerde ölüyor ve evlerinin önüne bırakılıyor. Bu durumda arabanın da yıkanması gerektiğini düşünen baba, mahalledeki oto yıkamacıya gidiyor. O gün yalnızca bir aracın yıkandığını, aracın markasının Fiat Doblo, renginin siyah, sahibininse telaşlı olduğunu öğreniyor. Baba, elde ettiği bu bilgileri emniyet yetkilileriyle paylaşıyor.
DNA testi bir türlü yapılamıyor
Vatan, emniyet harekete geçmeyince olayın örtbas edilmeye çalışıldığını düşünüyor. Emniyetin hazırladığı raporda, annesi kızınca Rabia Naz’ın psikolojisinin bozulduğu ve pencereden atlayarak intihar ettiği belirtiliyor. Buna ek olarak Rabia Naz’ın okuduğu kitaplardan etkilendiği notu da düşülüyor.
O günlerde belediye, baba Vatan’ın şüphelendiği metruk bina için de alelacele yıkım kararı veriyor. Vatan’ın avukatları savcılığa başvuruda bulunuyor ve savcılık yıkım hayata geçmeden mekanda inceleme yaptırıyor. Yapılan inceleme sonucunda metruk bina içinde bulunan iki peçetede kadın sıvısına rastlanıyor. Sıvının Rabia Naz’a ait olup olmadığına dair DNA testi incelemesi gerekse de, bu da yapılmıyor.
Baba, kızının beşinci kattan atlamış olsa dahi aşağıdaki iş yerinin 4.36 metrelik çatısına düşmesi gerektiğini söylüyor. Ancak babanın verdiği bilgilere göre, yetkililer babayı, kızının gerilerek atlamış olabileceğine inandırmaya çalışıyor. Oysa 1.55 boyunda, 70 kilo ağırlığındaki Rabia Naz’ın, bir atlet gibi sıçrayarak dört buçuk metreyi aşmış olması gerekiyor.
Babanın aktardıklarına göre, aylar sonra eve gelen bir heyet, Rabia Naz ile aynı kilodaki bir çuvalı aşağıya fırlatıyor. Baba, çuvalın işyerinin metal çatısına düştüğünü ve 300 metre uzaklıktan dahi duyulabilecek bir ses çıkardığını anlatıyor.
Acılı baba, Hacettepe Tıp Fakültesi Adli Tıp’dan da otopsi talebinde bulunuyor. Hazırlanan rapora göre Rabia Naz, araba çarpması sonucu hayatını kaybediyor.
Şüpheli aracı kullanan belediye başkanının yeğeni iddiası
Olayı tek başına araştırmaya devam eden baba, kızının ölümüne sebep olduğunu düşündüğü siyah aracın, Eynesil’in AKP’li Belediye Başkanı Coşkun Somuncuoğlu’nun yeğeni tarafından kullanıldığını tespit ediyor ve savcılığa bildiriyor.
Baba Vatan’ın ulaştığı bilgileri ve haklarındaki iddiaları sormak için aradığımız Belediye Başkanı Somuncuoğlu’na ulaşamadık. Görüştüğümüz belediye görevlisi ise, kimseyi bu konu hakkında konuşturamayacağımızı, başka da bir şey söyleyemeyeceğini iletti.
Baba Şaban Vatan, soruşturmayı Giresunlu etkili siyasilerin durdurmuş olabileceğini ve delillerin de karartıldığını düşünüyor. Öyle ki, babanın iddiasına göre AKP Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli ve yine AKP’li vekil Cemal Öztürk işin içinde.
Canikli'nin Giresun ziyaretinde gözlem altına alındı
Canikli'nin dün Giresun’u ziyaret ettiği sırada gözlem altına alınan Vatan, "tehdit” ve "hakaret” gerekçeleriyle hakkında suç duyurusu olduğunu ve polis merkezine çağrıldığını söylüyor. Vatan'ın aktardığına göre, polis merkezine gittiğindeyse iki telefonuna da el konuyor.
Şaban Vatan hakkında şikayetçi olan kişiyse kardeşi Muhammed Vatan. Şaban Vatan, kızının ölümünün ilk gününden beri kardeşinin, kendisini bu adalet arayışından uzak tutmaya çalıştığını şu sözlerle anlatıyor: “Adli Tıp incelemesi talep ettiğimden beri beni kararımdan vazgeçirmeye çalışıyor. Hatta pek çok kez ‘Otopsi incelemesi yapılırsa kızını mezardan çıkarıp kafasını kesecekler. Rabia Naz’ı mezarında rahat bırak’ bile dedi.”
Şaban Vatan daha sonra Giresun Devlet Hastanesi psikiyatri polikliniğine götürülüyor. O sırada kardeşinin, kendisi hakkında “Psikolojik sorunları var. Daha önce 10 gün hastanede yattı” beyanında bulunduğunu öğreniyor.
Şaban Vatan, hastanede görevli psikiyatr ile yalnızca 10 dakikalık bir görüşme yaptığını, kendisine "Sosyal medyada paylaşımlar yapıyormuşsunuz” gibi sorular yöneltildiğini anlatıyor. Psikiyatrın görüşmenin ardından da ruh ve sinir hastalıkları hastanesine yatırılması yönünde bir rapor hazırladığını belirten Vatan, uzmanın kendisini "öfkeli ve başkasına zarar verebilir kişi” olarak değerlendirdiğini dile getiriyor.
Birkaç gün sonra hastaneye yatacak
Vatan'ın aktardığına göre, hastaneden çıkarıldıktan sonra apar topar adliyeye götürülüyor ve Nöbetçi Sulh ve Ceza Mahkemesi'ne çıkarılıyor. Hakim, Vatan’ın üç hafta süreyle hastaneye yatırılıp tedavi edilmesine karar veriyor. Karar, avukatının yaptığı itirazla birkaç günlüğüne erteleniyor.
Kardeşi Muhammed Vatan’ı tehdit ya da darp edip etmediğini sorduğumuz Şaban Vatan, “Elbette kendi aramızda tartıştığımız anlar oldu. Ancak bir kez bile fiziksel olarak bir şey yapmadım. Kendisi 10 yıldır psikolojik rahatsızlıkları nedeniyle ilaç kullanan, raporlu bir kişi. Hatta o beni darp etmeye çalıştığında kendisinden uzaklaştım” yanıtı veriyor.
Vatan, kardeşinin neden böyle bir şikayette bulunduğunuysa şu sözlerle gerekçelendiriyor: “Kardeşim, kızımı kaybetmeden önceki döneme kadar yapılandırdığı borçlarını dahi ödeyemeyen biriydi. İşleri çok kötüydü. Kızımı kaybettikten sonra beni adalet arayışımda durdurmak istedi. Sonra birden bire kendine çok işlek bir yerde benzin istasyonu açtı. Hatta istasyonun açılışı da dün yapıldı. Öğrendim ki istasyonun yakınında bir de otel inşatına başlamış.”
Vatan’a göre kardeşi Muhammed Vatan, AKP’li Canikli ile de bir görüşme yapmış. Vatan, bu görüşmeyi kardeşinin eşinden duyduğunu ama sonra kendisinin de bunu kabul ettiğini söylüyor. Görüşmede ne konuşulduğuysa bilinmiyor zira kardeşi anlatmıyor.
İddiaları sormak için aradığımız Muhammed Vatan’a ise ulaşamadık.
Avukat Kılıç: Usül açısından eksiklik var
Geçen Nisan’da kızını kaybeden, emniyet ve savcılığı olayın soruşturması için bir türlü harekete geçiremeyen, adaleti sosyal medya paylaşımlarında arayan baba, birkaç gün içerisinde ruh ve sinir hastalıkları hastanesine yatırılacak.
Tüm bu yaşananların kendisini korkutup korkutmadığını sorduğumuz baba, “Ben Rabia Naz’ın yoluna canımı koydum. Kimseden korkum yok. Er ya da geç adalet tecelli edecek” diyor.
Vatan’ın avukatı Ufuk Kılıç ise usül açısından hata yapıldığını söylüyor. Şaban Vatan’ın daha önce hastaneye yatırılmadığını, 10 dakikalık gözlemle birinin hastaneye yatırılacak kadar hasta olduğunu anlamanın ise mümkün olmadığını savunuyor. Kılıç “Şüphelinin akıl hastanesine yatırılabilmesi için hem avukatının, hem de cumhuriyet savcısının hazır bulunması gerekiyor. Ben orada yokken alelacele hastaneye sevk edilmiş. Kaldı ki bir kişinin beyanıyla kimseyi hastaneye yatıramazsınız. Bu, usül açısından büyük eksiklik” diyor.
Tunca Öğreten/İstanbul
© Deutsche Welle Türkçe