1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Rıza Sarraf'ın ifadelerinde neler öne çıktı?

4 Aralık 2017

ABD'de İran'a yönelik ambargoyu delme suçlamasıyla açılan davada geçen hafta ifade vermeye başlayan Rıza Sarraf bugün de tanık olarak hâkim karşısında. Peki, Sarraf’ın ifadelerinde şu ana kadar neler öne çıktı?

https://p.dw.com/p/2oirS
USA New York Prozess Goldhändler
Fotoğraf: picture-alliance/AP Photo/E. Williams

ABD'de daha önce sanık olarak yer aldığı iddianame doğrultusunda başlatılan dava sürecinde savcılıkla anlaşmaya vararak itirafçı olmayı kabul eden Türkiye ve İran vatandaşı Rıza Sarraf'ın mahkemede tanık olarak dinlenmesine bugün de devam edilecek.

Çağlayan'a rüşvet iddiası

Tanık olarak ilk kez geçen çarşamba hâkim karşısına çıkan Sarraf'ın üç gün boyunca verdiği ifadelerden öne çıkan noktaların başında, 2012 ve 2013 yıllarında dönemin Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'a rüşvet verdiği iddiası geldi.

İran'a yönelik Amerikan ambargosunun delinmesinde Halkbank'ın kullanılabilmesi için Çağlayan'a toplamda 45-50 milyon euro arası rüşvet verdiğini söyledi. Sarraf, savcının mahkemede gösterdiği excel tablosunun "Çağlayan'a rüşvet olarak ödenen rakamlar" olduğunu ekledi.

"Yüzde 50-50 kâr paylaşımı"

Sarraf, İran'la yapılan altın ticaretinde Çağlayan'ın aldığı rolle ilgili şunları söyledi:

"Zafer Çağlayan'la yüz yüze toplantı yaptık. Ticaretin detayı hakkında bilgi sordu. Kâr marjını sordu ve ortak bir şekilde yüzde 50-50 kâr paylaşımı ile bu ticarete aracılık edebileceğini söyledi."

İran'la ticareti gerçekleştirebilmek için önce dönemin Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan'a gittiğini ancak Aslan'dan "Altın ticareti yapmak için fazla popülersin" yanıtını aldığını belirten Sarraf, bu konuda yardımcı olması için Çağlayan'dan yardım istediğini ifade etti. Savcının "Süleyman Aslan seni geri çevirince neden Zafer Çağlayan ile irtibata geçtin?" sorusuna ise "Çünkü o Ekonomi Bakanı'ydı" diye yanıt verdi.

USA Prozess Reza Zarrab | Presse in der Türkei
Fotoğraf: picture-alliance/NurPhoto/A. Gocher

Kayıtlarda kol saati de vardı

Sarraf'ın iddiasına göre, nihayetinde ikna olan Aslan, ambargonun delinmesinde Halkbank'ın oynadığı kilit rol nedeniyle "Bütün riski ben alıyorum" diyerek hayıflanıp kendisi için de ödeme istedi. Sarraf, bunun üzerine Çağlayan'dan Aslan'a ödeme yapmak için izin istediğini söyledi ve ekledi: "Çağlayan'ın içinde bulunmadığı hiçbir şey yapmadık."

Verdiği rüşvetlerle ilgili muhasebe kaydı tutmaya başladığını anlatan Sarraf'ın bu kayıtları da mahkemede incelendi. Bir kayıtta 2 milyon euro ödemenin karşısında "nakit" ve Süleyman Aslan'ın adının baş harflerinin yazılı olduğu görüldü. Kayıtlara göre bir rüşvet ödemesi kol saati olarak yapılmıştı. Ancak detayı belirtilmedi. Sarraf, ifadesinde birçok kol saati satın aldığını söyledi.

"Erdoğan'ın onayını Çağlayan'dan öğrendim"

Sarraf, ifadesinde ilk kez Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a değindiği perşembe günkü duruşmada da Çağlayan'la ilgili iddialarını sürdürdü. Ziraat Bankası ve Vakıfbank'ın da ambargoyu delmek için İran'la çalışmasına dönemin Başbakanı Erdoğan'ın onay verdiğini söyleyen Sarraf, Erdoğan'ın onayını Çağlayan'dan öğrendiğini belirtti. Sarraf, "Zafer Çağlayan'la görüşmüştüm. Ziraat ve Vakıfbank da başladığı takdirde beni o bankalara yönlendirecekti. Hesaplar açılacaktı. Aynı şekilde çalışacaktık” dedi.

Savcının daha sonra bir tapeyle ilgili "Tapede ne demek istediniz?" şeklindeki sorusuna Sarraf, “Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve Hazine Bakanı Ali Babacan'ın, Ziraat Bankası ve Vakıfbank'ın İran işlemlerine aracılık etmek için talimat verdiklerini söylüyorum” sözleriyle yanıt verdi.

Aktif Bank için Bağış'tan yardım aldığını söyledi

Sarraf, mahkemede AB eski Bakanı Egemen Bağış'la ilgili de açıklama yaptı. İran'la iş yaptığı için Türkiye'deki Aktif Bank'ta hesap açması reddedilince, devreye eski AB Bakanı Egemen Bağış'ın girdiğini ve kendisine yardım ettiğini belirtti.

Muammer Güler'in oğluna 100 bin dolar rüşvet iddiası

Sarraf, dönemin içişleri bakanı olan Muammer Güler'in oğlu Barış Güler'e de Çin'deki bankalara verilmek üzere referans mektubu yazması için 100 bin dolar rüşvet verdiğini söyledi. Sarraf, savcının "Halkbank'ta başka kimseye, mesela Hakan Atilla veya Levent Balkan'a rüşvet verdin mi?" sorusunu "Hayır, kesinlikle hayır" diye yanıtladı. "Neden?" sorusuna ise "Çünkü zaten Ekonomi Bakanı'na rüşvet veriyordum" sözünü kullanarak buna gerek olmadığını ifade etti.

Takas görüşmeleri

Sarraf, avukat olarak tuttuğu ABD Adalet eski Bakanı Michael Mukasey ve New York Belediye eski Başkanı Rudy Giuliani'nin, yasal çerçevede mahkûm takasının sağlanması için Türkiye'de gerçekleştirdiği görüşmelerle ilgili de konuştu. Savcı Sidhardha Kamaraju'nun, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı bu görüşmelerden olumlu sonuç alınıp alınmadığı” sorusuna Sarraf, “Hayır” yanıtını verdi.

"Halkbank'tan birkaç milyar Euro çekildi"

İran ambargolar nedeniyle uluslararası para transferi yapamadığı için nasıl bir düzen kurup Halkbank'taki petrol ve doğalgaz paralarını bankadan çıkardıklarını anlatan Sarraf, "altın ticareti kılıfıyla" çekilen bu paraların "birkaç milyar euroyu bulduğunu belirtti. Sarraf bu işlemleri Halkbank'tan Süleyman Aslan, tek tutuklu sanık Mehmet Hakan Atilla ve Levent Balkan ile yaptıklarını söyledi.

Gıda ticareti gibi de gösterilmiş

Önce petrol karşılığı altın adı altında ambargoyu deldiklerini anlatan Sarraf, daha sonra işlemleri gıda ticareti gibi göstermeye başladıklarını itiraf etti. Sarraf, "İran'a hiçbir zaman fiziki gıda göndermedim" diyerek kurulan düzenin İran'ın parasını aklamak için olduğunu belirtti.

Cuma günkü son duruşmada ağırlıklı olarak tapeler dinletildi. Dinletilen tapeler arasında Sarraf ile davanın tutuklu sanığı eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Atilla arasında geçen telefon görüşmesinin kaydı da vardı. Görüşmede Sarraf ile Atilla arasında gıda ticaretinin nasıl yapılacağının tartışıldığı duyuldu. Ancak mahkeme heyeti, dinletilen tapelerle ilgili olarak bu kayıtların orijinal olduklarının güçlendirilmesini istedi.

Duruşmada ayrıca Halkbank'tan başka tanıkların daha dinlenmesi gündeme geldi. Ancak Türkiye'nin söz konusu tanıkların dinlenmesi ile ilgili taleplere yanıt vermediği belirtildi. Savcılığın bu konuda Türkiye Adalet Bakanlığı'ndan yanıt alamadığı belirtildi.

Bugünkü duruşmanın ardından davada salı günü sözün savunmaya geçmesi ve Atilla'nın avukatlarının Sarraf'a soru yöneltmesi bekleniyor.

DW,CÖ/BÖ

© Deutsche Welle Türkçe