Sırbistan'ın önü açılıyor
27 Mayıs 2011AB diplomatları bunun tamamıyla tesadüf olduğunu söylüyorlar, ancak Avrupa Birliği Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton’ın ziyareti daha uygun bir zamana denk gelemezdi. Ashton, Perşembe günü Belgrad’a indiğinde, ziyaretinin gerçekleştiği ortam tamamıyla değişmişti. Avrupa Birliği Dış Politika Yüksek Temsilcisi, Mladiç konusunda bir kez daha uyarıda bulunmak yerine Sırbistan Cumhurbaşkanı Boris Tadiç’i Avrupa’nın en çok aranan savaş suçu zanlısının yakalanmasından dolayı tebrik ediyordu.
Kuru tebrik yetmeyecek
Ancak Tadiç için kuru bir tebrik yeterli olmayacak. Dün öğle saatlerinde Mladiç’in yakalandığı haberini duyuran Sırbistan Cumhurbaşkanı, savaş suçu zanlısının Lahey’deki mahkemeye teslimi karşılığında, Sırbistan’ın hızla Avrupa Birliği’ne kabul edilmesini talep ediyordu. Gerçekten de Bosnalı Sırp komutanın yakalanması konusunda Belgrad’dan olumlu bir haber gelmemesi, yıllardır Sırbistan ile AB arasındaki yakınlaşmayı frenleyen ana engel olmuştu.
Tadiç sözünü tuttu
AB Komisyonu Başkanı José Manuel Barroso, Mladiç’in yakalanmasını iyi bir haber ve AB yönünde iyi bir işaret olarak nitelendirdi. Bir hafta önce Sırbistan’da bulunduğunu belirten Barroso, ziyareti sırasında Cumhurbaşkanı Tadiç’in Mladiç’in yakalanması için ellerinden gelen her şeyi yapacakları konusunda söz verdiğini hatırlattı. „Bu gerçekleştiğine göre, demek ki sözünü tuttu." diyen Barroso, "Bu yüzden biz de Sırbistan’ın Avrupa Birliği’ne yakınlaşma konusundaki kararlılığına güvenmeliyiz.” şeklinde konuştu.
Balkanlar'da barışın temel taşlarından biri
Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle de savaş suçu zanlısı Mladiç’in yakalanmasını Avrupa’da adalet adına çok iyi bir haber olarak değerlendirdi. Westerwelle, Balkan Savaşları sırasında yapılan haksızlıkların giderilmesinin, bölgede uzlaşmanın sağlanması için zorunlu bir şart olduğunu, Mladiç’in tutuklanmasının da bu yüzden tüm Balkanlar’da barış içinde bir geleceğin temel taşlarından birini oluşturduğunu söyledi.
Üyelik sürecinde yeni bir dinamizm
Avrupa Parlamentosu Başkanı Jerzy Buzek de, Mladiç’in ele geçirilmesinin Sırbistan’ın AB’ye üyelik sürecine yeni bir dinamizm kazandıracağı görüşünde. Ülkenin üyelik başvurusu 2009’un sonundan bu yana Brüksel’in önünde. Dışişleri Bakanları geçen Ekim ayında süreci resmen başlatsalar da, bu karar çok tartışmalı bir şekilde alınmıştı. Özellikle, önce tüm aranan savaş suçu zanlılarının Lahey’deki mahkemeye teslim edilmesi gerektiğini savunan Hollanda buna muhalif bir tavır sergiledi. 2008’de Bosnalı Sırpların eski siyasi lideri Radovan Karaciç, Lahey’e teslim edilmişti, şimdi de Mladiç sırada. Ağır toplar böylece listeden silinmiş oluyor. Ancak Hollanda Başbakanı Mark Rutte, Belgrad yönetiminin henüz hedefe varmadığı görüşünde. „Evet, Mladiç’in yakalanması önemli koşullardan biriydi." diyen Rutte, "Ancak iş bununla bitmiyor. Bu adamın yakalanması, doğrudan Sırbistan’ın üye olacağı anlamına gelmiyor. Bu işler böyle olmaz.” şeklinde konuşuyor.
Sırbistan'ın ödevleri bitmedi
Belgrad hâlâ Hırvat Sırpların lideri Goran Haciç’i de yakalamak ve teslim etmekle yükümlü. Ayrıca Sırbistan’da adalet mekanizmalarının bağımsızlığının yanı sıra, yolsuzluk ve organize suçlarla mücadelede de önemli mesafe kat edilmesi gerekiyor. Belgrad yönetiminin, Sırbistan’ın bağımsızlığını ilan etmiş olan eski özerk bölgesi Kosova ile de ilişkilerini normale dönüştürmesi bekleniyor.
AB Komisyonu sonbaharda Sırbistan’ın üyelik başvurusun değerlendirecek. Komisyondan olumlu bir yanıt geldiği takdirde, devlet ve hükümet başkanları üyelik müzakerelerinin başlaması yönünde karar alabilecek. Mladiç’in yakalanması sayesinde bu olasılık artmış durumda.
En büyük engel ortadan kalktı
Mladiç'in yakalanmasının özellikle Srebreniça ve Bosna-Hersek’teki kurbanların yakınları için özel bir gün olduğunu ve bunun kimsenin uzun vadede adaletten kaçamayacağının göstergesi olduğunu belirten AB'nin Bosna Hersek özel temsilcisi Valentin Inzko da, Sırbistan’ın önünün açıldığı görüşünde ve „Bu dev bir adımdı. Kanımca bu, adaylık statüsü için son engeldi.” diyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Martin Bohne / Çeviren: Aydın Üstünel
Editör: Başak Özay