Sırbistan - Karadağ parlamentosunda kriz
18 Şubat 2005Sırbistan - Karadağ Cumhuriyeti şu günlerde yaşadığı sorunu atlatamazsa yok olma tehlikesi yaşayacak. Belgrad’da yayımlanan Novosti gazetesi dünkü sayısında “Bugünkü oturum parlamentonun son oturumu” diye yazdı. Bunun nedeni ise seçimler yapılıp ortak meclisin yeni milletvekillerinin seçilmemesi halinde, şu anki meclisin halkı temsil etme yetkisi sona eriyor.
Ülkenin iki yönetimi, yani Sırbistan ve Karadağ yönetimleri seçimlerin ne zaman yapılacağı konusunda uzlaşma sağlayamıyor. Belgrad’da yayımlanan Vreme dergisi bu durumu, “Parlamentonun ölümü, uygulamada zaten ölmüş olan cumhuriyetin ölümünün de başlangıcı olur” sözleriyle yorumluyor.
Meclisin en güçlü kanadanı oluşturan radikaller, 25 Şubat’taki meclisin oturumunu terketmeyi planlıyor. Çünkü onların görüşüne göre, parlamentonun görev süresi çoktan sona erdi. Meclisteki Demokratlar da “Anayasa krizi yaşayacağız. Bir devletin meclisi olmadan var olması mümkün değil” diyerek durumdan ne kadar rahatsız olduğunu dile getiriyorlar. Ancak krizin nasıl çözümleneceği bilinmiyor. Hukukçular milletvekillerini görev sürelerini uzatmaları konusunda uyardı. Aksi takdirde mecliste alınan kararların hükümsüz olacağını da vurguladılar.
Karadağ bağımzsızlık istiyor
Yeni seçimlerin yapılamaması iki yönetim arasındaki görüş ayrılığının bir göstergesi. Daha küçük olan Karadağ, bağımsızlığını elde edip ayrılmak istiyor, Sırbistan ise buna karşı çıkıyor. Karadağlılar’la Sırplar’ın birbirini sevdiği söylenemez. Sırbistan - Karadağ Cumhuriyeti’nin anayasasını hazırlayan Dragor Hiber bugüne kadar Anayasa’nın yedi kez ihlal edilmesinden yakınıyor. Cumhuriyeti oluşturan Sırbistan ve Karadağ’ın para birimleri, ekonomik sistemleri, dış politikaları, gümrük yasaları farklı olduğu gibi ortak devleti simgeleyen hiçbir sembole de sahip değil.
Sırbistan - Karadağ Cumhuriyeti’nin kurulmasına öncülük eden AB’nin Dış Politikadan Sorumlu Yüksek Temsilcisi Javier Solana, haftalar öncesinde ülkedeki soruna çözüm bulunması için aracılık etmesi yönündeki teklifi, durumu umutsuz gördüğünü belirterek geri çevirdi. Uzmanlar da meclisin görev süresinin sona ermesi halinde durumun ne olacağı konusunda görüş ayırılığı yaşıyor. “Hükümet ya da hukuk sistemi ne olacak? Orduyu kim yönlendirecek?” gibi sorular şu sıralar gündemi epey meşgul ediyor.
Halk farkında değil
Ülkede yaşayan halksa anayasa ile ilgili bu tartışmaları fazla hissetmiyor. Vatandaşlar, ortalama 250 euro civarındaki maaşları ile sürekli artan fiyatlar ve yüksek işsizlik karşısında hayatta kalmaya çabalıyor. Üstelik ülkede ekonomide yapılması gereken reformlara da daha başlanabilmiş değil.