Seçmen listeleri endişesi
20 Mayıs 2019Herkesin aklında aynı soru.
AKP 23 Haziran'daki İstanbul seçiminin sonucunu listede, sandıkta ya da Yüksek Seçim Kurulu'nda (YSK) kendi lehine çevirebilir mi? Matematik hesabı bu seçimi de Ekrem İmamoğlu'nun kazanacağını gösteriyor, ama matematiğe bile meydan okuyan bir ısrar, bir ihtiras var karşımızda. Hukukun üzerinde tepinmiş, matematiğe meydan okuyan bu ihtiras şimdi ne yapacak? Bazı rivayetler hâlâ ortada, WhatsApp gruplarında dolaşmakta.
Bunlardan birincisi, AKP'nin aradaki oy farkını dışarıdan İstanbul'a özel görevle getirilecek 120 bin güvenlik görevlisi yoluyla kapatacağı. Bunun mümkün olmadığı çeşitli yollarla dile getirilmiş de olsa, iktidarın imkânsızı tanımadığını bilen muhalif seçmen kara kara düşünüyor: "Ya bunu da yaparlarsa…”
İktidarın güneydoğuda başarıyla hayata geçirdiği bu modeli İstanbul'da tekrarlanacak seçimde kullanması mümkün değil. Tekrar kararında da belirtildiği gibi, seçmen listeleri yenilenemeyecek. 31 Mart seçimlerinde başka illerde oylarını kullanmış kimselerin İstanbul'da tekrar oy kullanması mümkün değil. YSK'nın kendi kararıyla çeliştiğini de gördük elbette, ama bu kez, bu zaman aralığında yapması zor. CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da aynı görüşte, "31 Mart listesinde bulunmayan yeni isimlerin il dışından getirilerek listeye eklenmesinin, niyet olsa bile, mümkün olmadığını” söylüyor.
Kaftancıoğlu, "Her iki listeyi şimdiden kontrol ediyor ve çok yakından takip ediyoruz” diyor. CHP'nin YSK Temsilcisi Mehmet Hadimi Yakupoğlu, partisinin 23 Haziran seçmen listesini incelediğini, listenin 31 Mart seçimlerindekiyle "birebir” aynı olduğunu açıklamıştı.
Seçmen kütüğünden silindim mi?
Seçmen listesinin değişmeyeceği kararına ve bilgisine rağmen muhalif seçmenler arasında yaygınlaşan ikinci şüphe, isimlerinin seçmen kütüğünden silinmesi olasılığı. Aslında bu herkesin listeleri dikkatle kontrol etmesine yarayacağından faydalı bir şüphe. Yine de söyleyelim. YSK'nin sayfasına girip seçmen bilgisi sorgulandığında, kişinin nerede oy vereceğinin şu an görülmemesi, seçmen listesinden silinmiş olduğu anlamına gelmiyor. Seçmenin oy kullanacağı sandık görülmese de, kayıtlı olduğu hane ve bu hanede başka hangi seçmenlerin bulunduğu görülebiliyor. CHP Çanakkale milletvekili Muharrem Erkek de, seçmenlerin 31 Mart'taki gibi oyunu vereceğini söylüyor.
Kaldı ki, hafta içinde YSK'da seçmen bilgilerini sorgulayıp oy kullanacağı yerin bilgisine ulaşamayanlar, bu hafta sonu itibariyle seçmen bilgilerine ulaşabildiler.
Ayrıca seçmen bilgi kağıtlarının dökümüne ve dağıtılmasına 27 Mayıs Pazartesi günü başlanacak. Dağıtım 16 Haziran Pazar günü bitecek.
Kısıtlı seçmenler ve ölenler
YSK 31 Mart seçimi sonrasında AKP'nin oy kullanmaya ehil olmadığı iddia edilen kişilerle ilgili itirazlarını da değerlendirmiş, ama iddia edildiği kadar büyük bir ihlal bulmamıştı. Bu gruba giren kısıtlı seçmenlerle, 31 Mart ile 23 Haziran arasında hayatını kaybedenlerle ilgili seçmen listesine 18 Haziran'da şerh düşülecek.
Sandık kurulları
AKP'nin seçimi yeniletme bahanesi olan sandık kurulları ise hafta içinde belirlenecek. Partiler kendilerine gönderilen listelere 23 Mayıs'ta itiraz edebilecek. Aslında daha önceki seçimde ne olduğuysa, aynı yol izlenecek.
Aynı filmi tekrar izleme korkusu
Bütün bunlarla birlikte bu kez AKP'nin "Biz itiraz hakkımızı kullanmamış olsak da, seçimin iptalini isteyebiliriz” gibi bir argümanı olamayacak.
CHP ve Ekrem İmamoğlu'nun gönüllüleri de daha önce yazdığımız gibi bu kez iş daha da sıkı tutacak. Anadolu Ajansı istediği kadar AKP verisi bassın, CHP'ye iki ayrı kanaldan gelen veriler hakikatin ne olduğunu gösterecek. İmamoğlu, kollarını sıvayıp mikrofonun başına geçecek ve seçmenlerini bilgilendirecek.
Matematik hesabı, başında da dedik, yarıştan İmamoğlu lehine çekilen adaylar da dikkate alındığında Binali Bey'in geçen günkü "Eksik oy verdiniz telafi edin” telkinlerinin işe yaramayacağını gösteriyor. Yani o gece muhalif seçmen bir sebepten fire vermezse, fizik ve matematik ve doğa kanunlarına göre, İmamoğlu seçimi yine alacak.
CHP İl Başkanı Kaftancıoğlu, "Seçim günü de vatandaşlarımızın iradesine sonuna kadar sahip çıkmak için her türlü planlama ve çalışmamız hazır. Bu nedenle kendi adıma endişeli değilim ve Ekrem İmamoğlu'nun, dolayısıyla yaklaşık 16 milyonun YSK eliyle çalınan iradesinin 23 Haziran günü bir kez daha İstanbul halkının iradesi sayesinde geri alınacağına inanıyorum. Hak, halk ve hakikat bizden yana olduğu sürece endişelenecek bir durum yok” diyor.
Kaybeden iktidar
Soru şu: AKP ve Erdoğan o zaman da seçimi iptal etmek için aklın almayacağı girişimlerde bulunabilirler mi? Beka edebiyatı geçen seçim kampanyasının da ana unsurlarından biriydi. Ne iş görecekse 31 Mart'ta gördü. İktidar yine - çaresiz- bu edebiyattan medet umup çatışmacı bir söylem ve eylem içine girebilir mi? Böyle olursa, demokratik hakkını savunmak için ayağa kalkanı, bugün medyasına yaptırdığı gibi, terörle suçlayıp saf dışı bırakmaya çalışabilir mi? Aynı Gezi'de olduğu gibi demokratik bir tepkiyi ve hareketi mahkum etmeye çalışabilir mi?
Bütün bunlar varsayıma dayalı tartışmalar, ama konu AKP iktidarı olunca varsayımların da sınırı, haddi hesabı olmuyor. Ama ne olursa olsun, sandıkları da, masaları da devirecek güce sahip olunsa bile, iktidar olmak her zaman kazanan olmak anlamına gelmiyor.
Banu Güven
© Deutsche Welle Türkçe