1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Sosyal patlama uyarısı

9 Nisan 2013

Uluslararası Çalışma Örgütü, AB ülkelerindeki istihdam durumunun incelendiği bir rapor yayımladı. Rapora göre, işsizliğin arttığı ülkelerde sosyal patlama riski de büyüyor.

https://p.dw.com/p/18Cew
Fotoğraf: Reuters

Birleşmiş Milletler'e bağlı Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Avrupa Birliği ülkelerinde istihdam piyasasına ilişkin Cenevre'de açıkladığı raporunda, Avrupa'nın özellikle krizden derinden etkilenen ülkelerinde sosyal huzursuzlukların baş gösterebileceği uyarısında bulundu.

İspanyol iktisat profesörü Miguel A. Malo, borç krizinden etkilenen ülkelerin karşı karşıya bulunduğu tehlikeye “İşsizlik şimdiki kadar yüksek seviyede kalmaya devam eder, yoksulluk artar ve sosyal güvenlik azalırsa, sosyal huzursuzluk çıkması tehlikesi büyür” sözleriyle dikkat çekti.

Şu anda gençler arasındaki işsizliğin yüzde 56 dolayında olduğu İspanya'da görev yapan Malo, aynı zamanda Uluslararası Çalışma Örgütü'nün son raporunu kaleme alan uzmanlardan da biri. Raporda iki önemli teze dikkat çekiliyor: Avrupa'nın bazı bölgelerinde sosyal huzursuzluklar çıkması ihtimali atarken, Avrupa ülkeleri de giderek birbirinden kopuyor.

Milyonlarca Avrupalı işsiz

Uluslararası Çalışma Örgütü'nün verilerine göre, halihazırda 26 milyon 300 bin Avrupalı işsiz. Bu rakam, krizin patlak verdiği 2008'deki işsizlik rakamlarından 10 milyon daha fazla. Veriler incelendiğinde 27 AB üyesi ülkeden 22'sinde işsizlik rakamlarının kriz öncesine göre daha yüksek olduğu, yalnızca beş ülkede işsizliğin azaldığı göze çarpıyor. Bu beş ülke Almanya, Avusturya, Macaristan, Lüksemburg ve Malta.

Uluslararası Çalışma Örgütü'nün raporuna göre, AB genelinde işsizlik oranı şu anda yüzde 10,9 dolayında. Yani kriz öncesi döneme göre yüzde 4,1 daha yüksek. Euro Bölgesi'nde ise durum daha da vahim; işsizlik oranı 2013 yılında rekor seviye olan yüzde 12'ye ulaştı.

Uluslararası Çalışma Örgütü uzmanları işsizlik rakamlarını incelediklerinde üç önemli grubun istihdam piyasasına girme olanağı bulamadığına dikkat çekiyor. Bu gruplardan ilki gençler. Avrupa genelinde her dört gençten birinin işsiz olduğu belirtiliyor. Yunanistan ve İspanya'da ise gençlerin yarısından fazlası işsiz. Rapora göre, Almanya dışındaki tüm AB üyesi ülkelerde gençler arasındaki işsizlik oranı artış kaydetti.

İkinci önemli grup ise uzun süreden bu yana işsiz olanlar. Uzun süreli işsizlerin sayısının iki katına çıkarak yaklaşık 11 milyona yükseldiği ifade ediliyor.

Bir diğer grup ise vasıfsız elemanlar. İstihdam piyasasındaki olumsuz gelişmelerin, vasıfsız elemanları ya da üniversite mezunu olmayanları daha fazla etkilediği göze çarpıyor. Peki, bu rakamlar Avrupa için bir felaket senaryosunun habercisi olabilir mi? Sosyolog Martin Diewalt temkinli olmak yanlısı. Diewald, “Avrupa'da bu yönde bir işaret görmüyorum. Krizden çok sert şekilde etkilenen bazı ülkelerde, uzun vadeli bakıldığında, özellikle Akdeniz ülkelerinde istihdam piyasası açısından olumsuz bir tablo oluşabilir, zira bu ülkelerde devletle olan ilişkiler Orta Avrupa ülkelerine göre biraz daha gevşek. Ancak bunun Avrupa'yı batıracağını söylemek biraz abartılı olur, yalnızca tehlikenin bilincinde olmak gerekir" şeklinde konuşuyor.

Flash-Galerie Griechenland Athen Proteste
Fotoğraf: dapd

Bazı ülkelerde risk arttı

Uluslararası Çalışma Örgütü uzmanlarına göre, siyasi ve ekonomik durum ne kadar kötüleşirse, sosyal huzursuzlukların çıkması ihtimali de o kadar artıyor. Buna bağlı olarak raporda Kıbrıs, Yunanistan, İspanya, İtalya, Portekiz, Slovenya ve Çek Cumhuriyeti'nde sosyal huzursuzluk çıkması ihtimalinin arttığına, Almanya, Finlandiya, Belçika, Slovakya ve İsveç'te ise azaldığına dikkat çekiliyor.

Sosyolog Diewalt, her ülkenin tek tek değerlendirilmesi gerektiği görüşünde. Avrupa'nın birçok ülkesinde hâlihazırda çok da büyük ekonomik sorunlar bulunmadığına dikkat çeken uzman, krizden etkilenen ülkelerde de vatandaşların tepkisinin birbirinden farklı olduğunu dile getiriyor: “İtalya ve İspanya'da protestolar barışçıl bir şekilde ilerledi, sosyal huzursuzluk olarak nitelendirilebilecek bir noktaya varmadı. Ancak yüksek vasıflı genç elemanların, ekonomik açıdan daha iyi durumdaki ülkelere göç etme eğiliminde olduğunu görüyoruz.”

Miguel Ángel Malo Wirtschaftsprofessor Universität Salamanca
İktisat profesörü Miguel A. MaloFotoğraf: ILO

Sıkı tasarruf önlemlerine eleştiri

Uluslararası Çalışma Örgütü uzmanları toplumsal barışın sağlanması için Avrupa ülkelerinde politika değişikliğinin şart olduğunu ifade ediyor. Örgüt, salt tasarruf politikası uygulanmasından vazgeçilmesi çağrısında bulunuyor. İspanyol iktisat profesörü Miguel Malo şunları söylüyor: “Krizin aşılması doğrultusunda gösterilen tüm çabalarda istihdam da, en az bütçe disiplininin sağlanması ya da diğer makroekonomik hedefler kadar önemli olmalı. Tasarruf programlarının istihdam piyasası üzerinde büyük etkileri olduğu göz ardı edilmemeli. Bu olumsuz etkileri azaltmaya ya da hiç olmazda bu politikaların insanlar üzerindeki etkilerini hafifletmeye yönelik önlemler alınması gerekiyor.”

Uluslararası Çalışma Örgütü'nün önerileri arasında çalışanların tüketime teşvik edilmesi için ücretlerin istikrarlı hale getirilmesi ve mümkünse yükseltilmesi, küçük ve orta ölçekli şirketler için kredi imkânlarının artırılması, gençler için istihdam olanaklarının artırılması gibi önlemler bulunuyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Hendrik Heinze / Başak Özay

Editör: Hülya Schenk