1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Stoltenberg’den Doğu Akdeniz açıklaması

30 Kasım 2020

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerilim için “kaygılarım sürüyor” açıklamasını yaparken, Oruç Reis’in Antalya Limanı'na dönmüş olmasını olumlu bir adım olarak nitelendirdi.

https://p.dw.com/p/3m2Wx
Kroatien Zagreb | NATO Generalsekretär Jens Stoltenberg
Fotoğraf: Denis Lovrovic/AFP

Dikkatler, müttefikler arasında Doğu Akdeniz ve Afganistan başta olmak üzere pek çok alanda yaşanan gerilimlerin gölgesinde gerçekleşecek NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı’na çevrildi.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, salı günü başlayacak ve iki gün sürmesi öngörülen toplantılar öncesinde düzenlediği basın toplantısında Doğu Akdeniz’de, Türkiye ile Yunanistan arasında yaşanan gerilime ilişkin de açıklamalarda bulundu.

Hedef askeri çatışmanın önlenmesi

"Doğu Akdeniz’deki gerilimle ilgili kaygılarım sürüyor” diyen Stoltenberg, bu nedenle askeri çatışmanın önlenmesi ve tansiyonun düşürülmesine nasıl destek olunabilineceğine ilişkin çaba göstermeye devam ettiklerini aktardı.

Türkiye'nin sondaj gemisi Oruç Reis'in yeniden Antalya limanına dönmesinin bölgedeki gerilimin düşürülmesine yardımcı olduğunu söyleyen NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, İttifak bünyesinde, Yunanistan ve Türkiye'nin desteği ile çatışmanın önlenmesi mekanizmasının oluşturulmuş olunmasından memnuniyet duyduğunun altını çizdi. "Kimi olay ve kazaların meydana gelme riskini azaltacak, meydana geldiği takdirde de kontrolden çıkmasını önleyecek iletişim kanalları oluşturulmuştur” diyen Stoltenberg, her iki tarafta öngörülen bazı tatbikatların iptal edilmesini de sağladıklarını aktararak şunları kaydetti:

“Ben bu mekanizmanın daha da güçlendirilmesine dönük bazı önerilerde bulundum. Ama gayet tabii ki her iki tarafa da uyan yöntemler bulmalıyız. Bu konuda çaba göstermeye devam edeceğiz çünkü benim için, iki müttefik arasında şu anda olduğu gibi sorunlar olduğunda, NATO’nun bir araya gelinip açıkça farklılıkları gündeme getirmek ama aynı zamanda doğru yolda ilerleme için gerekli adımları bulmakta bir platform olmalı.”

Almanya ve diğer bazı ülkelerin, Türkiye ile Yunanistan'ın, aralarındaki gerilimin temelinde yatan asıl sorunları müzakere edebilmeleri için çaba gösterdiklerini söyleyen Stoltenberg, NATO'nun da bu süreci desteklediğini kaydetti.

Biden’a ilk zirve daveti

NATO genel sekreteri, bugünkü basın toplantısında ayrıca seçilmiş ABD Başkanı Joe Biden’ın katılımıyla yapılacak ilk liderler zirvesi hazırlıkları hakkında da bilgi verdi. Biden ile “mükemmel bir telefon görüşmesi” gerçekleştirdiğini anlatan Stoltenberg, “Biden’ı kendisini, Kuzey Amerika ve Avrupa arasındaki işbirliğine, bağa, NATO'ya adamış bir kişi olarak tanıyorum. Onunla çalışmayı dört gözle bekliyorum” dedi.

Biden'ı gelecek yılın başlarında, Brüksel'de yapılacak liderler zirvesine davet ettiğini açıklayan Stoltenberg, henüz bir tarih belirlenmediğini, ancak tüm liderlerle birlikte Biden'ın da bu zirveye katılacağını duyurdu. NATO’nun güçlü bir askeri ittifak olmaya devam etmesine ama aynı zamanda da daha güçlü bir siyasi ittifak olmasını istediğini belirten Stoltenberg, Biden ile yapılacak zirvede NATO’nun çevik ve güçlü bir ittifak olmaya devam etmesi için yapılması gerekenlere ilişkin önerilerini sunacağını da sözlerine ekledi.

Bu arada NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı’nda ele alınacak konuları hakkında da bilgi veren Jens Stoltenberg, gündem maddelerini ittifakının yeniden yapılanmasını öngören NATO 2030 projesi, Rusya'nın artan askeri varlığı, Çin'in yükselişi ve NATO’nun Afganistan misyonu olarak sıraladı.

Joe Biden ile dünyayı neler bekliyor?

Rusya ve Çin endişesi

Rusya’nın, İttifak’ı çevreleyen bölgede, Kuzey Kutbu'ndan Suriye ve Libya'ya kadar uzanan bölgede, askeri varlığını ve yetkinliğini artırdığına vurgu yapan Stoltenberg, “Dışişleri bakanları, Rusya’nın artan askeri eylemlerine nasıl karşılık verilmesi gerektiğini görüşecek” dedi.

Çin'in yükselişi ile küresel güç dengelerinde yaşanan değişimin de  NATO üyeleri tarafından masaya yatırılacağına dikkat çeken Stoltenberg, "Çin bizim hasmımız değil” demekle birlikte, Pekin Yönetimi'nin izlediği politikalar ve yeni silahlara yaptığı devasa boyuttaki yatırımlarla Batı’yı pek çok alanda zorlu sınamalarla karşı karşıya bıraktığını söyledi.  "Kuzey Kutbu'ndan Afrikaya… Çin bize yaklaşıyor ve altyapımıza yatırım yapıyor” diyen NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çin değerlerimizi paylaşmıyor. Temel insan haklarına saygı göstermiyor ve diğer ülkeleri sindirmeye çalışıyor. Bu nedenle yakın istişareleri sürdürmeli, mümkün olan alanlarda işbirliği yapmalıyız. Toplumlarımızın savunma direncini güçlendirmeli, değer ve kurallarımızı korumalıyız.”

Afganistan ikilemi

NATO üyesi ülkelerin dışişleri bakanlarının ele alacağı bir diğer gündem maddesini de İttifak’ın Afganistan’daki misyon oluşturuyor. Geçtiğimiz günlerde ABD'nin Afganistan'daki Amerikan askerlerini Ocak ayında yarı yarıya indirme planı kamuoyuna yansımış, Stoltenberg’in de tepkisine yol açmıştı. NATO genel sekreteri bugün düzenlediği basın toplantısında, “Afganistan’da hem kalmaya devam etmemizin hem de ayrılmamızın bir bedeli olacak" diyerek, ittifak üyelerinin bir tercih yapmak zorunda olduklarına vurgu yaptı.

“Benim Afgan güvenlik güçlerine verilen eğitim, destek ve danışmanlık ile Afganistan’ın istikrara kavuşturulabileceğine inancım tam. Bu yolla kendi ülkelerinin sorumluluğunu üstlenebilirler” diyen Stoltenberg, NATO'nun bunun sağlanmasına büyük yatırımlar yaptığını, şimdi ise çok zor bir karar alma süreciyle karşı karşıya olunduğunu söyledi.

NATO'nun Afganistan'a 2024 yılına kadar sağlanan mali kaynağı sürdürme taahhüdünde bulunduğunu hatırlatan Jens Stoltenberg, sözlerini şöyle tamamladı: “Asıl mesele, ABD-Taliban anlaşmasında NATO askerleri dahil, tüm uluslararası askerlerin 1 Mayıs itibariyle çıkmış olacağı belirtiliyor. Bu nedenle şimdi hepimiz için bir ikilem oluşturan bir karar, bir tercih yapmak zorundayız. Ya Taliban’ın taahhütlerine uymadığı değerlendirmesini yapıp kalacağız ama aynı zamanda uzun soluklu bir çatışma süreci riskini göze alacağız. Ya da Afganistan’dan ayrılacağız ve bugüne kadar uluslararası terörle mücadelede ve Afganistan'ın ülkelerimize karşı bir terör saldırısı düzenlenmesine bir platform olmamasını sağlamaktaki kazanımlarımızı tehlikeye atacağız.”

Değer Akal

© Deutsche Welle Türkçe