SZ: Dünya Sağlık Örgütü en az NATO kadar önemli

Süddeutsche Zeitung, Covid-19 salgınından özellikle afetleri önleme bağlamında dersler çıkartılması gerektiğine dikkat çekerek şu yorumu aktarıyor:

"Pandemiden çıkartılması gereken ilk ders, çok da ağırlığı olmadığı düşünülen konuların önem taşıdığıdır. Savunma harcamalarındaki yüzde 2 hedefi, kalkınma yardımlarındaki yüzde 0,7 hedefinden daha fazla ilgiyi hak etmiyor. Ya da işleyen, teyakkuzda olan, bağımsız ve yeterli mali kaynağa sahip Dünya Sağlık Örgütü (WHO) en az NATO kadar önemli. Çıkartılması gereken ikinci ders ise doğanın kaynaklık ettiği tehditlerin daha çok ciddiye alınması zorunluluğu. Sadece yeni hastalıklar değil, kuraklık ve her geçen yıl daha çok gözle görülür halen gelen iklim felaketi de ciddiye alınmak zorunda.”

Salgın nedeniyle sekteye uğrayan öğretim de Alman gazetelerinin yorum sayfalarında yer alıyor. Stuttgarter Zeitung, salgın nedeniyle uzaktan eğitimin ve bu nedenle de dijital eğitimin öneminin arttığına dikkat çekerken buna yeterli mali kaynak sağlanmadığı eleştirisinde bulunuyor:

"Siyasi bir konsept olmadan uygulanması mümkün değil. Görünen o ki, uzaktan eğitimin gelecekte nasıl olması gerektiğine ilişkin bir strateji yok. İlave mali kaynak konusu gündeme geldiğinde de büyük bir sessizlik hakim. Ekonomi dünyası koronavirüs nedeniyle milyarlar tutarında mali destek çağrıları yapıyor. Oysa uzaktan eğitim her öğrencinin dizüstü bilgisayarının olmadığını gözler önüne serdi. Maliye bakanı ise dijitalleşme için eski bir hibe programına işaret etmekle yetiniyor. Ufukta yeni teşvikler yok. Ülkedeki okullar için öngörülen dijital eğitim platformunda da, yeni bir sohbet programı dışında, gözle görülür bir ilerleme kaydedilmiyor. Oysa bilgisayar destekli öğretim tahmin bile edilemeyen bir boyutta önem kazandı.”

Mitteldeutsche Zeitung ise salgın nedeniyle seyahat özgürlüğüne getirilen kısıtlamalar ve bunun yaz tatili planlarına etkisini mercek altına alıyor:

"Tatil ile ilgili tartışmalar, Koronavirüs krizi bağlamındaki diğer tartışmalar gibi çok tipik bir hal aldı: ya siyah, ya beyaz… Oysa orta yol bulunması da mümkün. Avrupa büyük ve öyle bölgeler var ki, yerleşim yerlerinin az olması, virüsü kapma tehlikesi olmaksızın oralarda zaman geçirilebilmesine imkan tanıyor. Şimdi buralara seyahat edilebilmesi için bu bölgelerin belirlenmesi ve kuralların konması gerekecek. Yaratıcılığa ihtiyaç var. Gayet tabii ki öncelik güvenlik olmalı.”

Covid-19 salgınından en çok etkilenen Alman devi Lufthansa'nın iflasın eşiğine gelmesi, Alman hükümetinin kurtarılması için yaptığı teklifin şirket tarafından kabul edilmediği yönündeki haberler de Alman basınında yer alan konular arasında. Nürnberger Nachrichten konuyla ilgili yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

"Bir kişi sussuzluktan tam ölecek iken kurtarıcı elinde su ile geliyor ve neredeyse ölmek üzere olandan vereceği su karşılığında gelecekte sadece daha az bencil ve halden anlar olmasını istiyor. Sussuzluktan ölmek üzere olan ise küstahça, bunu yapmaktansa ölmeyi yeğlediğini söylüyor. İşte Lufthansa dünyasına hoşgeldiniz. Havayolu şirketinin, devletin gelecekte daha fazla söz hakkına sahip olma isteğini kabul etmek yerine devlet yardımlarından vazgeçmeyi yeğleyeceği yönündeki tehdidi adeta emsali olmayan bir küstahlıktır.”
 

dpa/ DA, TY

©️ Deutsche Welle Türkçe