1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
Basın özgürlüğüTürkiye

"Toplum doğru bilgiye erişmek için direniyor"

24 Haziran 2021

Dijital Haber Raporu'na göre Türkiye'de insanlar haber için daha çok sosyal medya ve diğer çevrimiçi kaynaklara başvuruyor. Uzmanlara göre bu sonuç, Türkiye'de toplumun doğru bilgiye erişmek için direndiğini gösteriyor.

https://p.dw.com/p/3vW3v
Fotoğraf: Ralph Peters/imago images

İngiltere merkezli araştırma merkezi Reuters Gazetecilik Çalışmaları Enstitüsü, Türkiye dahil 46 ülkeden katılımcılardan elde ettiği verilere dayandırdığı 2021 Dijital Haber Raporu'nu yayınladı. Rapora göre pandemiyle birlikte dünya genelinde güvenilir habere olan açlık arttı. Benzer bir yükselişin olduğu Türkiye özelinde ise haber için sosyal medyaya başvurma eğiliminin yükseldiği görülüyor.

Rapor, haberlere duyulan güvenin dünya genelinde Covid-19 salgınının ardından yüzde 6 oranında artarak yüzde 44'e yükseldiğini gösteriyor. Türkiye'de ise insanların genel anlamıyla haberlere güvenme oranı yüzde 41. Katılımcıların en çok güvendiği medya kuruluşları ise sırasıyla Fox TV, Cumhuriyet, NTV ve Sözcü.

Raporu DW Türkçe'ye değerlendiren NewsLabTurkey Research Hub Koordinatörü Dr. Sarphan Uzunoğlu'nun dikkat çektiği bir diğer istatistik ise Türkiye'deki katılımcıların yüzde 47'sinin kendi takip ettiği mecralardaki haberlere güvenmesi. "Şöyle düşünebiliriz aslında, her sabah ekmek yiyen 10 kişiden yalnızca beşi o ekmeğin içinde zehir olmadığına inanıyor" diyen Uzunoğlu'na göre bu durum Türkiye'deki medya ortamındaki sıkışmışlığı işaret ediyor.

NewsLabTurkey Research Hub Koordinatörü Dr. Sarphan Uzunoğlu
NewsLabTurkey Research Hub Koordinatörü Dr. Sarphan UzunoğluFotoğraf: privat

Haber çevrimiçi platformlarda aranıyor

Raporun Türkiye açısından en dikkat çekici sonuçlarından biri Türkiye'de insanların haberleri sosyal medyadan takip etme alışkanlığının artması. Buna göre katılımcıların yüzde 81'i sosyal medya da dahil olmak üzere çevrimiçi platformlar, yüzde 60'ı televizyon, yüzde 30'u ise yazılı basın aracılığıyla habere erişiyor.

Reuters Enstitüsü, Türkiye'de hükümetin ve hâkim medya ortamının bağımsız ve farklı bakış açılarına alan tanımadığını ve bu arayıştaki vatandaşların çevrimiçi haber kaynaklarına, sosyal medyaya ve özel mesajlaşma uygulamalarına yöneldiği değerlendirmesinde bulunuyor. Haber almak için en çok kullanılan sosyal medya platformu yüzde 40 ile Youtube, onu yüzde 34 ile Twitter, yüzde 34 ile Instagram, yüzde 30 ile Facebook, yüzde 30 ile WhatsApp ve yüzde 13 ile Telegram izliyor.

"Toplum doğru bilgiye erişmek için direniyor"

DW Türkçe'nin sorularını yanıtlayan İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden Prof. Dr. Aslı Tunç'a göre de geleneksel medyanın daha güçlü olduğu Almanya ya da Japonya gibi ülkelere kıyasla Türkiye'de haber almak için sosyal medya kullanımı çok daha yüksek seviyelerde. "Bizim alternatif mecralara, haber alma kaynaklarına daha fazla ihtiyaç duyduğumuz bir gerçek" diyen Tunç, sözlerini "Bu durum Türkiye'deki genel toplumsal ve politik atmosferden bağımsız düşünülemez" diye sürdürüyor.

Uzunoğlu ise "Hükümet temelli enformasyon üzerinden yayın politikalarını belirleyen kanallara rağmen sosyal medya üzerinden haber tüketimine olan ilginin artması bir anlamda burada toplumun doğru bilgiye ulaşmak için bir direniş içerisinde olduğunu gösteriyor" görüşünü paylaşıyor.

Basılı gazeteler biter mi?

Rapor ayrıca uluslararası basın kuruluşlarının Türkiye'de yükselişte olduğunu da gösteriyor. Uzunoğlu bu durumu, "İnsanlar hâlâ tükettikleri haberlerin ardında bir kurumsal yapının, etik değerler sözleşmesinin olduğunu bilmek istiyor" sözleriyle yorumluyor. Bu sebeple de uluslararası basın kuruluşlarına olan talep artıyor.

Rapora "yüzeysellik" eleştirisi

Ancak Uzunoğlu, bu tür raporların genelde Türkiye'deki kentli nüfusun tercihlerine ağırlık verdiğini de hatırlatıyor. Bu noktada "Türkiye'nin enformasyon krizinde belirleyici olan kişiler uluslararası basın kuruluşlarını takip eden insanlar mı?" notunu düşen Uzunoğlu, "Bu tarz araştırmalar kimin neyi izlediğine dair yer yer bazı veriler sunuyor ancak kimin neyi izlemediği, neye hiçbir şekilde erişiminin olmadığı bana kalırsa çok daha önemli" diyor.

Rapora dair bir diğer eleştiri de Prof. Dr. Aslı Tunç'dan geliyor. Raporun metodolojik sorunları olduğunu ve yüzeysel bir Türkiye perspektifi sunduğunu savunan Tunç, "Yine de halihazırda bildiklerimizin bir anlamda sağlamasını yapmış oluyoruz" ifadelerini kullanıyor.

İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden Prof. Dr. Aslı Tunç
İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden Prof. Dr. Aslı TunçFotoğraf: HUSEYIN ALDEMIR

Türkiye'de medyanın son 10-15 yıldır büyük bir sıkışmışlık yaşadığını dile getiren Prof. Dr. Aslı Tunç'a göre sosyal medyaya olan yönelim ilerdeki dönemlerde daha da artacak. Gerçek gazetecilik refleksleriyle yapılan haberlerin internette bulunacağına dair inancın giderek yaygınlaştığını belirten Tunç, Türkiye'de dijital medyanın artık yavaş yavaş geleneksel diye tanımlanan medyaya doğru kaydığını ve bütünleştiğini söylüyor.

Her iki uzmana göre Türkiye'deki medya ve haber alma alışkanlıklarının daha net görülebilmesi için çok daha ayrıntılı raporlara ihtiyaç var. Ancak uzmanlar şu an için Türkiye'de özellikle genç neslin televizyondan kopmaya başladığını ve güvenebileceği habere erişmek için sosyal medyayı tercih ettiğini söylüyor. Türkiye'de haberin değerinin ve habere olan güveninin yeniden inşa edilebilmesi için ise ekonomik bağımsızlığı ve sürdürülebilirliği olan medya kuruluşlarına ihtiyaç var.

Fatima Çelik 

© Deutsche Welle Türkçe