150609 Iran Medienfreiheit
16 Haziran 2009Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, İran'a pek uğrayamıyor; zira bu ülke, basın özgürlüğü sıralamasında 173 ülke arasında 166'ıncı sırada. Yasaklarıyla tüm dünyaya nam salmış olan Çin’se sıralamada İran'ın hemen ardında yer alıyor. İran'daki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından basına uygulanan sansürün dozu daha da arttı.
Yedi kanaldan oluşan İran devlet televizyonu tam bir tekel şeklinde çalışıyor. Seçim öncesinde bütün kanallarda sadece Mahmud Ahmedinejad'la ilgili haberler yayınlanıyordu.
Çanak antenlerle kaçak haber alma özgürlüğü
Diğer yandan her ne kadar yasadışı olsa da İran halkının üçte biri, yurtdışından yayın yapan televizyon kanallarını uydu aracılığıyla izleyebiliyor. İran'da çanak anten vasıtasıyla 3000 üzerinde kanalı seyretmek mümkün. Bunların otuzdan fazlasıysa Farsça...
Nobel Barış Ödülü sahibi İranlı yazar ve kadın hakları savunucusu Şirin Ebadi, kurumumuz Deutsche Welle tarafından Bonn'da düzenlenen Global Medya Forumu'nun geçen yılki katılımcıları arasında bulunuyordu. Ebadi, İran'daki toplumsal gelişme ve aydınlanma için uluslararası medyanın önemine "İşbirliğiniz olmasaydı İran'daki insan hakları ihlalleriyle ilgili haberleri duyuramaz ve kamuoyunu seferber edemezdik. İşte böyle bir etki gücüne sahip olmaları nedeniyle gazeteciler, demokratik olmayan ülkelerde baskı ve sınırlamalara maruz kalıyor" sözleriyle dikkat çekmişti.
BBC Televizyonu'nun yayınları da engellendi
Bu baskıların ne denli yoğun olduğu, tartışmalı cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından bariz bir şekilde gözler önüne serildi. Tahran yönetimi, eleştirel haberlerin önünü kesmek için birçok farklı yöntem denedi ve denemeye devam ediyor. Örneğin son olarak BBC Televizyonu'nun yayınlarını bozmak amacıyla harici bir kaynak tarafından aynı frekans üzerinden sinyaller gönderilerek, halkın bu yayınları izlenmesi engellendi.
Sadece radyo ve televizyonlar değil, gazeteler de büyük ölçüde Mollaların güdümünde. Devlet tarafından finanse edilen İran gazetelerinin büyük çoğunluğunda seçimler sırasında sürekli Ahmedinejad yanlısı haberler yayımlanırken, seçimler sonrasında düzenlenen protesto ve gösteriler hakkındaysa neredeyse hiçbir haber yer almıyor. Bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az olan bağımsız gazetelerese sürekli olarak baskı ve kapatılma tehlikesiyle karşı karşıya. Cumhurbaşkanı adaylarından Mir Hüseyin Musevi bu nedenle yaklaşık bir ay önce kendi gazetesini çıkarmaya başlamıştı. Ancak gazete şu anda yasaklanmış durumda. Diğer pek çok bağımsız gazete de seçimlerin ardından tarihe karıştı. Bağımsız İtimat-ı Millî gazetesi editörlerinden biri yaşadıkları teknik zorlukları "Redaksiyonda aslında çok hızlı bir internet erişimimiz var, ancak şu anda Google’ın mail ana sayfası bile açılmıyor" sözleriyle anlatıyor.
İletişimin her türlüsüne engel
Kısıtlamalar sadece internet ve gazetelerle de sınırlı değil. İran makamları, her türlü iletişim ağının başına adeta bekçi dikmiş durumda. Yeni protestoların düzenlenmesinin önüne geçmek amacıyla cep telefonlarıyla kısa mesaj gönderilmesi bile engelleniyor.
Benzer nedenlerle her ne kadar Facebook ve Twitter gibi sosyal paylaşım siteleri yasaklı olsa da, İran'ın internet fanatiği halkı kendilerini bloglarla ifade etmeye devam ediyor. Yaklaşık 60 bin aktif blogla Farsça, sanal alemde en sık kullanılan blog dilleri arasında dördüncü sırada bulunuyor.
İran’deki internet kullanıcıları seçimlerin ardından yurt dışındaki sansürsüz internet yayınlarına büyük ilgi gösteriyor. Bunun bir sonucu olarak geçtiğimiz günlerde Deutsche Welle'nin Farça internet sayfalarına ilgi de yaklaşık iki katına çıkmış durumda.
Silke Ballweg / Çeviren: Banu Ertek
Editör: Murat Çelikkafa