1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Mısır'ın son bir yılı

Hülya Köylü25 Ocak 2012

Mısır'da Hüsnü Mübarek'in devrilmesine neden olan protestoların üzerinden tam bir yıl geçti. Tarık Abdül Latif protestolarda hayatını kaybedenlerden sadece biri. DW’den Diana Hodali, Latif'in eşiyle konuştu.

https://p.dw.com/p/13pTx
Fotoğraf: Reuters

Tarık Abdül Latif, Mısır’da ailesi için bir gelecek görmüyordu. Bütün umutlarını kaybeden Tarık Abdül Latif eşi ve iki kızıyla Kanada’ya yerleşmeyi planlıyordu. Neredeyse bütün belgeleri hazırdı. Bu yılın sonunda ülkesini ardında bırakacaktı. 25 Ocak 2011’de Tahrir Meydanı’nda başlayan protesto gösterileri Tarık’ın kaderini değiştirdi. Tarık’ın eşi Rania, onun tereddüt etmesine karşın neler olduğunu anlamak için meydana gittiğini anlatıyor:

„Geri döndüğünde bana pek çok parçalanmış araba gördüğünü anlattı. Mısır’da atmosferin gerçekten değişmeye başladığını söyledi. ’Bunlar normal protestolar değil, mutlaka orada olmalıyım!’ dedi.“

Oysa Tarık siyasete ilgi duymaz politika hakkında konuşmazdı. Doğa bilimleri ve teknolojiye ilgi duyardı. 28 Ocak’ta her zaman olduğu gibi Cuma namazına giden Tarık daha sonra Tahrir meydanındaki protestolara katılmayı planlıyordu. Eşi Rania o gün polis ile göstericiler arasında şiddetli olaylar yaşandığını anlatıyor:

"Ona dikkatli olmasını söyledim. Tehlikeden uzak duracağına söz vermişti. Bana Tahrir meydanına dövüşmek için gitmediğini, ülkedeki duruma karşı sesini yükseltmek istediğini söyledi. Ona göre bu sesimizi duyurmanın tek yoluydu.”

Ägyptische Revolution
Mısır'da Mübarek'i deviren büyük protetsoların üzerinden bir yıl geçti.Fotoğraf: Amr S. El-Kady

Eşini her yerde aradı

O gün Tarık, eşi ve çocuklarıyla son kez konuşmuştu. Eşini her yerde arayan, hastane, morg ve karakollara başvuran Raina sözlerini şöyle sürdürüyor:

"Mart ayına kadar bize hep polisin alıkoyduğu söylendi. Sonra asker tutukladı dendi. Medyaya başvurduk onu aradık. Öldürülenlerin çoğunun kimliği yoktu. Bizi oradan oraya gönderip durdular.”

Rania uzun bir süre eşinin yaşadığına inanıyordu. Ancak kaybolmasından beş hafta sonra tanımadıkları birisi annesiyle babasının kapısını çaldı ve aile fertlerinden birini kaybedip kaybetmediklerini sordu. Rania morgdaki eşinin cesedini ayağındaki benden tanıdı. Tarık iki kurşunla başından vurulmuştu. Bir görevli pantolonunun cebinde bir kimlik bulduklarını söyledi. Tarık’ın kimliği tespit edilmesine karşın ailesine hemen haber verilmemişti. Rania kaybolan kişiler hapiste zannedilsin insanlar Tahrir Meydanında protesto etmeye korksun diye cenazelerin yakınlarına verilmediğini duyduklarını söylüyor.

Ägyptische Revolution
Protestolarda hayatını kaybedenler oldu.Fotoğraf: Amr S. El-Kady

Ülkesinden ayrılmak istemiyor

34 yaşındaki Rania o zamandan bu yana hayatının çok değiştiğini, eşini çok özlediğini söylüyor, ama artık ülkesinden ayrılmak istemiyor.

Raina ”Devrimin en çok etkilediği insanlarla konuşuyorum. Kuaför, manav, kapıcı bu insanlar şimdi devrimin olumsuz yanlarını hissediyor. Artık eskisine oranla daha az kazanıyorlar ve devrimin yanlış olduğunu söylüyorlar. Ben de onlara pes etmemeleri için olumlu yanlarını anlatmaya çalışıyorum. Onlara eski rejimden çıkarı olanların devrimi geciktirmeye çalıştığını yeniden güce kavuşmak için insanları pes ettirmeye çalıştıklarını söylüyorum” diyor.

34 yaşındaki Rania ülkesini terk etmek istemiyor ve yeni seçimlerin ülkedeki değişimi hızlandıracağını umuyor. Mısır’ın tüm dünyaya örnek bir ülke olmasını diliyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Diana Hodali, Çeviri: Deniz Eğilmez

Editör: Ahmet Günaltay