1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Tank-palet fabrikasının akıbeti Telekom’a benzer mi?

1 Ekim 2019

Özelleştirmesinde şeffaflık olmadığı eleştirisi yapılan tank-palet fabrikasında Türk Telekom’un satışında yaşananların tekerrürü endişesi yaşanıyor. DW Türkçe tank palet fabrikası özelleştirmesini mercek altına aldı.

https://p.dw.com/p/3QWbU
Fotoğraf: Imago/Zuma Press

Türkiye'de muhalefet Milli Savunma Bakanlığı'na bağlı tank-palet fabrikasının satışının on beş yıl öncesine kadar Türkiye’nin en karlı kuruluşları arasında yer alan ve geçtiğimiz günlerde alacaklı bankalar tarafından satışa çıkarılan Türk Telekom özelleştirmesine benzer şekilde yapıldığını ve Türk Telekom’un başına gelenlerin, tank-paletin de başına gelebileceği endişesini dile getiriyor.

AKP hükümetinin özelleştirmeden sorumlu ilk başbakan yardımcısı olan Abdüllatif Şener iki özelleştirme arasında benzerlikler bulunduğunu söyledi. 

Şener DW Türkçe'ye verdiği demeçte "Telekom’un işletme hakkı devri nasıl gizli kapaklı yürütülmüşse, halen kamuoyunun bilmediği pek çok nokta var ise aynı bilinmezlik tank-palet fabrikasının işletme hakkının devri çalışmalarında da görülüyor" dedi.

Yatırım analisti ve ekonomist Dr. Murat Kubilay’a göre de her iki özelleştirmenin ortak yanı süreçlerin 'şeffaf' işlememesi.

Özelleştirme İdaresi’nin verilerine göre, AKP hükümetleri 2002-2018 arasında 60,8 milyar dolarlık kamu varlığını özelleştirdi. Cumhurbaşkanlığı 2018 Aralık ayında yayınladığı kararnameyle, Milli Savunma Bakanlığı’na ait Sakarya'nın Arifiye ilçesindeki tank-palet fabrikasının işletme hakkı devri (İHD) yöntemiyle, özelleştirme gündemine aldı.

Abdüllatif Şener
Abdüllatif ŞenerFotoğraf: DW/H. Köylü

Ana muhalefet partisi CHP, milli yerli üretim yapan Savunma Bakanlığı’na ait tank palet fabrikasının 50 milyon dolar yatırım bedeliyle 25 yıllığına özel sektöre devredilmesine şiddetli karşı çıkıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise fabrikanın satışının söz konusu olmadığını söylüyor.

DW Türkçe, Türkiye tarihinin en büyük özelleştirmesi olarak kayıtlara geçen Türk Telekom’un özelleştirme süreci ile Arifiye tank-palet fabrikasının özelleştirmesindeki benzerlikleri ve farklılıkları mercek altına aldı.

En büyük özelleştirme

Devlete ait Türk Telekom’un yüzde 55’lik hissesi 2005’de Lübnanlı Hariri Ailesi’nin sahibi olduğu Oger Telekom (OTAŞ) ve Suudi Telekom ortaklığına 6 milyar 550 milyon dolara satıldı.

Aynı zamanda devlete ait olan şebeke, teçhizat ve gayrimenkullerin işletme hakkı 2026'ya kadar OTAŞ’a devredildi. Şirket, Danıştay’ın itirazına rağmen Türk Telekom’u teminat göstererek bankalardan kredi aldı. 2013’de OTAŞ, bankalardan Telekom’u almak için kullandığı krediyi ödeyemediği için yeniden yapılandırdı.

2016’da üç özel banka 4 milyar 478 milyon dolarlık krediyi yeniden yapılandırdı. Ancak ikinci yapıladırmada da şirketin yüzde 55 hissesine sahip OTAŞ borcunu ödemeyince, bu hisseler geçen yıl sonunda alacaklı bankalara geçti. Geçtiğimiz günlerde de, bankalar satış için New York merkezli yatırım bankası Morgan Stanley’i yetkilendirdi. Türk Telekom'un sözleşmeye göre, 2026’da devlete borçsuz olarak devredilmesi öngörülüyordu.

Kurumlara görevi ihmal suçlaması

Bu süreçte Türk Telekom’un yönetim kurulunda Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan bir temsilci bulunuyordu. Ayrıca yüzde 15’lik halka açık hissesi nedeniyle SPK (Sermaye Piyasası Kurulu)’nın kurumsal denetimine tabi olan Telekom, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) eliyle de bankalar üzerinden dolaylı denetime tabi bulunuyor. Şirketin iki kez yapılandırmanın ardından kredilerini ödeyememesi ve borçlu duruma düşmesi kurumların denetim görevleriyle ilgili soru işaretlerini de gündeme getirdi. Bu soruları yönelttiğimiz Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, sorularımıza yanıt vermedi.

BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben, 2017 yılı Kasım ayında Telekom’un borcuna ilişkin "Biz bankalara dedik ki siz bunları takibe almayın. Hazine ya kendisi alacak ya da Suudi Telekom ya da diğerlerine satacak. Bu krediler default'a (temerrüde) düşmeyecek” açıklamasını yapmıştı.

Kasasında 2 milyar dolar vardı

Yatırım analisti Dr. Murat Kubilay, Telekom'da kurumların sorumluluklarına dikkat çekerek, şunları söyledi. "Türk Telekom devredildiğinde kasasında 2 milyar dolar nakit vardı. 2006'dan 2016'ya kadar olan sürede şirket 3,5 milyar dolar net borç içine düştü. Yalnızca OTAŞ’a bu süre boyunca 7 milyar dolar kâr payı(temettü) ödendi. Bu süreçte şirketin hissedarlarından Hazine hiçbir şey yapmadı. Borçlandırılıp hissedarlara kar dağıtmaya  zorlanan şirket için herhangi bir SPK uyarısı olmadı. Batmasına ramak kalan kredi için BDDK’nın ne yaptığı da ortada.”

Abdüllatif Şener dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’la özelleştirme işlemleri üzerinde anlaşamayınca Maliye Bakanı Kemal Unakıtan Özelleştirme İdaresi'ni 2003 yılında devraldı. Ülkenin varlıkları için ‘babalar gibi satarım’ sözüyle hatırlanan Unakıtan, o dönem başta Telekom olmak üzere  birçok özelleştirmeye de imza atmıştı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ErdoğanFotoğraf: picture-alliance/AP Photo/Presidential Press Service

"Bütün yük devlete kaldı"

"Telekom Türkiye tarihinin en önemli özelleştirmelerinden biriydi. Hariri ailesine işletme hakkının devri yoluyla  kasasında 2 milyar Dolar ile verildi ve satıştan sonra KDV oranlarını düşürerek de ayrı bir avantaj sağlandı” diyen Şener, "Daha sonra Telekom'u alanlar kredi taksitlerini düzgün ödemediler, şirketi teminat göstererek, dünyanın kredisini aldılar, hem kârlarını yurtdışına transfer ettiler hem de borçlarını ödemeden kayboldular. Telekom’un bütün yükü devlete kaldı" yorumunu yaptı.

Benzer bir sürecin tank-palet fabrikasında yaşandığını söyleyen Şener, "Telekom’un işletme hakkı devri nasıl gizli kapaklı yürütülmüşse, kamuoyunun bilmediği pek çok nokta halen var ise, aynı bilinmezlik tank-palet fabrikasının işletme hakkının devri çalışmalarında da görülüyor. Katar ordusunun ortak olduğu BMC’ye 50 milyon dolarlık yatırım şartı karşılığında veriliyor. Burada da gizlilik var" diye konuştu.

Hem Telekom’da hem tank-palet fabrikasının devrinde, karışık ortaklık ilişkileri olduğunu düşündüğünü söyleyen Şener, "Alanların ortaklık yapısı ilgili bilinmezlik var. Gerçek ortaklar, buradan pay alanlar kimlerdir, bunlar her iki şirket için de şeffaf değildir. Özelleştirmeye rant olarak baktığınızda bu gizlilik ve bu kaynak transferi olur" değerlendirmesinde bulundu.

Tank-palet fabrikası geçen yıl sonunda özelleştirme kapsamına alındı. Cumhurbaşkanı kararı ile Savunma Bakanlığı tarafından kurulan ASFALT AŞ’ye devredildi. Karara göre ASFALT AŞ, 25 yıllığına işletme hakkı devrini 50 milyon dolarlık yatırım şartıyla, üçüncü şirketlere verebilecek. Yedi maddeden oluşan Karar, Resmi Gazete’de yayınlanmadı.

"Bedelsiz satış"

Tank-palet şirketinin hangi koşullarda devredileceğinin belli olmadığına dikkat çeken yatırım analisti Kubilay, belirsizliğe ilişkin "Şirket neden ihalesiz ve bedelsiz veriliyor? Şirketin 50 milyon dolarla ne hangi tip yatırım olacağı, bu paranın kredi olarak mı öz sermaye olarak mı geleceği belli değil. Telekom’da da yatırım garantisi vardı, nakit akışı iyi olan bir firma olduğu için 6,5 milyar dolara da satıldı. Tank-palet fabrikasının karı ne kadar bu da bilinmiyor. TSK’nın ne kadar tanka ihtiyacı olacağını göremiyorum. Burada şeffaflık yok” şeklinde konuştu.

Türk Telekom ya da Atatürk havalimanı özelleştirmelerinde imtiyaz karşılığında devletin para da talep ettiğini hatırlatan Kubilay, "Devlete hiçbir para ödemeyeceklerse ve sadece 25 yıl boyunca 50 milyon dolar yatırım yapacaklarsa, bu özelleştirme Telekom’a hiç benzemiyor. Telekom’da 6,5 milyar dolar para alındı. Burada bedelsiz satış söz konusu" dedi.

Aslı Işık

© Deutsche Welle Türkçe