Tarikat yurdundaki çocuklar haberinin perde arkası
25 Şubat 2023DW Türkçe, Gaziantep'teki depremde babalarını yitiren ve anneleriyle birlikte Sakarya'ya götürülen dokuz yetim çocuğun, Diyanet'e ait olan ancak İsmailağa cemaatine yakın Sakarya Erenler İlme Hizmet Derneği tarafından işletilen Mekke Mescidi Hanife Akın Kuran Kursu'nda kaldığını 23 Şubat'ta duyurdu.
Kamuoyunda geniş yankı uyandıran habere ilişkin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'ndan 24 saat sonra yazılı açıklama geldi. Açıklamada, haber sonrasında Sakarya İl Müdürlüğü'ne bağlı ekiplerin, haberde bahsi geçen Kuran kursuna hızlı bir şekilde intikal ettiği, yönetici ve kursta bulunan çocuklar ile görüşmeler gerçekleştirdiği kaydedildi. Açıklamada, kursta depremzede çocukların kalmadığı bildirilerek, şöyle denildi:
"Kur'an kursunun resmî kayıtlarında mevcut öğrenci sayısının 45 olduğu, kursta hazır 36 çocuğumuzun bulunduğu, kursta hazır bulunan çocuklarımızın TC kimlik numaraları ile resmî kayıtların eşleştiği, Kur'an kursunda bulunmayan 9 çocuğumuzun ise örgün eğitim kapsamında okullarında oldukları ekiplerimizce tespit edilmiştir. Haberde iddia edildiği gibi depremzede çocukların Kur'an kursuna ya da herhangi bir cemaate verildiği iddiaları kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır."
Ancak bu durum DW Türkçe muhabiri Alican Uludağ'ın sahadan ulaştığı bilgilerle çelişiyor. Peki, haberin dayanağı olan bilgi ve açıklamalar nelerdi?
Tarikat müridi: 9 yetim çocuğu kursumuza aldık
Habere konu, "Tarikat yurdundaki depremzede çocuklar" haberi, 22 Şubat günü, DW Türkçe'ye gelen bir ihbarla başladı. Buna göre, eski askerlik arkadaşlarının oluşturduğu "Özel Ulaştırma" adlı bir WhatsApp grubunda yapılan bir yazışma, ciddi iddialar içeriyordu. DW Türkçe'ye ulaştırılan ekran görüntüsüne yansıyan ve 15-16 Şubat tarihli olan yazışma içeriğinde, "Mahmut Ustaosmanoğlu Efendi'nin müridiyim" diyen "Adem" adlı bir kişi, gruba "Selamünaleyküm arkadaşlar, Antep depremzede kardeşlerimizden 9 tane yetim çocukları hafızlık kursumuza aldık, ihtiyaçlarına yardımcı olmak isteyen arkadaşlar derneğimizin resmi hesap numarasından olabilir" diye yazdı. Mesajın devamında Sakarya Erenler İlme Hizmet Derneği'nin adı ve hesap numarası paylaşıldı.
Gruptaki bir kişi, "Devlet himayesine devir edin bu çocukları. Kimsesiz çocukları kimse istediği gibi alamaz" diyerek tarikat üyesini uyardı. Adem adlı kişi ise "Resmi olarak geldiler, İl Müftüsü gönderdi" diyerek geri adım atmadı.
Tarikat müridi DW Türkçe'ye ne dedi?
Haberin ardından 23 Şubat saat 09:31'de aradığımız ve 7 dakika 35 saniyelik bir görüşme gerçekleştirdiğimiz Adem adlı kişi, DW Türkçe'nin soruları karşısında, depremzede çocukların hâlen kursta olduğunu ifade etti. Çocukların 2 tanesinin annesinin yanına gittiğini, 7 çocuğun kursta olduğunun altını çizen tarikat üyesi, "Sakarya İl Müftüsü Hasan Başiş bizi aradı, 'Böyle böyle çocuklar var. Bunlara yer açar mısınız?' dedi. Biz de çocukları aldık. Çocuklara deprem nedeniyle travma geçirdiği için psikolojik destek almış. Biz de bu çocukları bir nevi burada koruma altına aldık. Kursta kalıyorlar" dedi.
Adem adlı vakıf görevlisi, bu kursun Diyanet ile birlikte ortak açıklarını, kursta Diyanet'in yanı sıra kendi hocalarının da eğitim verdiğini belirterek, "Bu bina bizim. Diyanet'le hafız yetiştiriyoruz" diye konuştu.
Kuran kursunun olduğu sokağa gittik
Bunun üzerine Ankara'dan yola çıkarak Sakarya'nın Adapazarı ilçesi Yenidoğan Mahallesi'nde bulunan kursun bulunduğu sokağa aynı gün saat 15:00 sıralarında ulaştık. Duvarında "Sakarya Adapazarı İl Müftülüğü Mekke Mescidi Hanife Akın Kuran Kursu" yazılı tabelanın olduğu binada Türk bayrağı da asılıydı. Kursun bulunduğu sokağı kesen diğer sokakta ise İsmailağa cemaatinin merkezi konumundaki Mekke Mescidi adlı iki katlı, apartmanı andıran cami bulunuyordu.
Telefondaki kişi: Kapalıyız
Önce Kuran kursunun telefonla aradığımızda karşıdaki ses, "Kapalıyız" yanıtını verdi. Buranın yatılı yurt olup olmadığını sorduğumuzda ise "Hayır, burası yatılı yurt değil" dedi.
Siyah camın arkasındaki ses
Kapıya geldiğimizde siyah filmlerle kaplı kapı ve camlar karşımıza çıktı. İçerisini görmek çok zordu. Kapıyı çaldığımızda hemen camın arkasında olan ve uzun sakallı olduğu seçilen kişi, "Neden izin almadan fotoğraf çekiyorsunuz?" diye tepki gösterdi. Gazeteci olduğumuzu söyleyip, kapıyı açmasını istediğimizde bu talebimizi reddetti. Bir yetkili ile görüşmek istediğimizi belirttiğimizde "Yetkili yok, müftü gelecek" dedi.
Müftü 'tarikat müridi'yle geldi
Dışarıda beklediğimizde yaklaşık 10 dakika sonra Sakarya İl Müftüsü Hasan Başiş bölgeye geldi. Yanında ise daha önce telefonla konuştuğumuz ve dernek yöneticisi olduğunu öğrendiğimiz; takkeli, uzun sakallı Adem adlı kişi vardı. Müftü Başiş, bu kişiden "Hayırseverdir, kursun bütün işleriyle ilgileniyor" diyerek övgüyle söz etmeyi ihmal etmedi.
Müftü çocukların içeride olduğunu doğruladı
Sakarya Müftüsü Hasan Başiş'e içerideki depremzede çocukların durumunu sorduk. Müftü Başiş, "Burası Diyanet'e ait bir kurs ve bizim kontrolümüzde. Çocukların eğitimini ise biz veriyoruz. Bu bina, vakfa ait. Benzer birçok vakıfla böyle ortak Kuran kursları açtık. Onlar kursun yalnızca yemek, temizlik gibi hizmetlerini bu vakıf yürütüyor. İaşesini sağlıyor" dedi.
"Bu vakıf görevlileri içeride çocukların bulunduğu alana giriyor mu?" sorusu üzerine Başiş, "Kesinlikle çocuklarla konuşmuyorlar" dedi. Burada Diyanet personelinin yanı sıra dernek çalışanlarının da olduğunu belirten Başiş, bu kişilerin kendilerinin onayı ile burada çalıştıklarını kaydetti. Ancak vakıf görevlisi Adem adlı kişi, eğitimleri Diyanet'in yanı sıra kendilerinin de verdiğini söylemişti.
İl Müftüsü Hasan Başiş, çocukların içeride olduğunu net bir şekilde doğrularken, "Çocuklar neden annelerinin yanında kalmıyor?" sorusu üzerine "Bu çocuklar anneleriyle birlikte Gaziantep'ten geldi. AFAD bize yönlendirdi. Anneleri başka yerde kalıyor. Bu çocuklar 12 yaşından büyük olduğu için kadınların olduğu yerde kalmıyorlar. Benzer durumda olan 39 çocuk da başka yerde kalıyor" yanıtını verdi.
Konuşma sırasında Adem adlı kişi, "eğitimi kendilerinin de verdiğini" söylediğini anımsattığımızda, "Ben yanlış ifade etmiş olabilirim" diyerek geri adım attı.
Çocukları görme talebi reddedildi
Çocukların neden devlet yani Aile Bakanlığı'nın kontrolündeki olmadığı sorusuna ise Başiş, "Biz devlet değil miyiz?" diye yanıt verdi. Konuşmanın sonuna doğru kurstaki çocukları görmek istediğimizi söylediğimizde, İl Müftüsü içeri girmemize izin vermedi, acele bir şekilde toplantısının olduğunu belirterek buradan ayrıldı.
Tarikat üyeleri girip çıkıyordu
Yaklaşık üç saat boyunca kursun olduğu sokakta burayı gözlemledik. İçeriye devlet memuru görüntüsünden çok; takkeli, uzun çember sakallı, şalvarlı tarikat mensupları olduğunu gördük. Binanın arkasına geçtiğimizde ise üç katlı binanın en üst katının penceresinden beyaz takkeli bir çocuğun kaçamak gözlerle bizi izlediğini gördük.
İzlenimlerinizi 23 Şubat saat 17:00 sıralarında DW Türkçe'nin internet sitesinde haber olarak yayımladık. Bu saate kadar çocukların kursta olduğunu anlatan Sakarya İl Müftüsü Başiş, müftülüğün sitesinden yaptırdığı açıklamada bu kez "depremzede çocukların kalmadığını" öne sürdü.
Telefonla aradığımız Aile Bakanlığı yetkilileri ise 23-24 Şubat günlerinde incelemelerini sürdürdü ve yaklaşık 24 saat suskun kaldı.
Kurs görevlisi: Çocukları Aile Bakanlığı götürdü
Müftülüğün açıklamasının ardından 24 Şubat günü saat 17:30 sıralarında telefonla yeniden kuran kursunun numarasını aradık. Gazeteci olduğumuzu söyleyip basında çıkan haberleri sorduğumuzda "Gaziantep'ten 48 çocuk getirilmiş. 12 yaşından büyük 9 çocuk buraya getirildi" denildi. "Çocuklar hâlen orada mı, Aile Bakanlığı yetkilileri aldı mı?" sorusuna ise telefondaki kurs görevlisi, "DW'nin haberinden sonra değil, öncesinde Aile Bakanlığı yetkilileri gelerek çocukları buradan aldı. Annelerinin yanına götürdü. Anneler de başka kurslarda kalıyordu" dedi.
Bu sırada Aile Bakanlığı'ndan "Kontrol ettik, depremzede çocukların kursa verildiği gerçek değil" açıklaması geldi. Bu açıklama haberin üzerinden 24 saat geçtikten sonra yapıldı. Bakanlık açıklamasında çocukların nerede oldukları bilgisi yer almadı.
Adem adlı kişinin WhatsApp grubundaki "Çocuklar kursumuzda, İl Müftüsü yönlendirdi" mesajı, müftünün "Annelerinin yanında yer yoktu, 12 yaşından büyük çocukları buraya getirdik, burası Diyanet'in kontrolünde" açıklaması, kurs görevlisinin telefonda "Çocuklar kalıyordu ancak haberden önce bakanlık yetkileri götürdü" ifadeleri, tarikat yurdundaki depremzede çocuklar gerçeğini ortaya koyuyor.
Önce Kadınlar ve Çocuklar Derneği sorumlular hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunurken, geride şu sorular yanıt bekliyor:
*Aile Bakanlığı neden 24 saat sonra açıklama yaptı?
*Sakarya İl Müftüsü önce çocukların burada olduğunu kabul edip, daha sonra neden yalanladı?
*Müftü, tarikat üyelerinin girip çıktığı kursa DW Türkçe muhabirinin içeri girmesine neden izin vermedi?
*Depremzede çocuklar neden tarikat kontrolündeki Kuran kursuna verildi?
*Çocukların olduğu Kuran kursunun giriş ve çıkışını gösteren kamera kayıtları duruyor mu?
*Gaziantep'ten Sakarya'ya getirilen depremzede çocuklar şu an nerede?
*Başta Sakarya olmak üzere diğer kentlerde başka depremzede çocuklar benzer şekilde tarikat veya cemaatlerin kontrolü altındaki yurt veya evlere verildi mi?